Nüfusu Bir milyon yüz yirmi yedi bin kişiden ibaret olan bir Akdeniz iklimli Memlekete, üç kişi dondurma satan pastane masasına oturmuş, dördüncüyü bekliyorlar. Şehre misafir diye getirilen dördüncü kişide Suriyeli, adamı hemen masasına oturtuyorlar. Adam kendisine dondurma ikram edileceğini düşünürken,”ülkenize ne zaman gideceksiniz” sözleriyle karşılaşyor.“Bir başkadır benim memleketim.”
Memleketin dörtte biri neredeyse Suriyeli olmuş öyle.
Fıkra gibi.
Kahramanmaraş’ta siftah yapmayan esnafın isyanına şahit oldum, ürettiği malı satamayan pazarcıya rastladım… 
Vah. “ Memleketim vah.”
Aslında, siyasetin hırçınlığı içinde, bu tür sorunlu haberler, ruhumuza gıda gibi geliyor.
Herkes hep birlikte ülkesi için olumlu şeyler düşünse ne güzel olur. Ama olmuyor, olamıyor.
Siyasiler Seçim vaatlerini iyi söylüyorlar ama:
- Ülkemizi güllük, gülistanlık asla olmadı.
Kim istemezdi gardaş?
Siyaset kurumların söyledikleri hayalden öte olmasaydı, ortak akıl pekalâ işleyebilirdi. Ülkemiz bugünkü durumda olmazdı…
Nitekim, biz de zaten diyoruz ki:
- AK Parti 16 yıldır ekonomiyi becerebilseydi,  ortaya daha iyi bir ülke çıkabilirdi.
Her neyse.
Testi kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur.
Ortada düzgün giden Ekonomi de yok.
Türkiye dış ve iç borç kıskacında.
Ülkemiz insanı geçim sıkıntısı çekmese fena mı olur?
Yanarım yanarım, Memleketimin haline yanarım. Bu kara bulutlar başından dağılmayacak mı?
Şimdi ne oldu?
Keskin sirke, sadece küpüne mi zarar verdi?
Halimize bakın.
Cumhur ittifakı- Milli İttifakçılara fetöcü diyor… Onlar da öbürlerine  Fetö başı diyor…
Sanki memlekette bir tane düzgün insan yok.
Benden tavsiye... Eğer size sorarlarsa vereceğiniz oyu...
Dersiniz ki:
- Sana ne arkadaşım?
- Yahu kendime suç ortağı arıyorum.
- Bana ne arkadaşım?
İşte o kadar.