AK Parti, Ağırlığını Hissettirmeye Başlayacak!

İktidardaki AK Parti’nin yerel seçimlerde alacağı sonuç ‘merakla’ beklenmiyor aslında.
    Çünkü millet (ya da daha dar kapsamlı olarak seçmen) eskisi gibi de fanatik ve/veya önyargılı düşünmüyor, gelişen olaylar karşısında…
    Gezi olayları ile başlayan, 17 Aralık Operasyonu ile zirveye tırmanan gelişmeler karşısında sokaktaki vatandaş ‘yarın ne olacak?’ diye de sormuyor.
    Çünkü, yarını beklemiyoruz artık.
    An’ı yaşıyoruz.
    Gelişen bilişim ve iletişim gücünde zaten an’dan sonrası da tufan gibi geliyor.

**

Türkiye, son yıllarda büyük bir ivme kaydetti.
     Bölgesinde ve dünyada adeta ‘kontrol edilemez’ bir güç haline geldi.
     2002, 2007, 2011 genel seçimlerinde oylarını artırarak iktidara gelen bir partinin seçmenden aldığı güç, dış kuvvetlere karşı bir dayanıklılıktır elbette.
     Bu üç genel seçimde yüzde olarak oy oranını artıran AK Parti’nin, çıkardığı milletvekili sayısında düşme olması da dikkatlerden kaçmıyor.
     2002’de yüzde 34.28 oy oranına karşılık 363 milletvekili çıkardılar.
     2007’de oy oranı yüzde 56.66’ya çıkmasına rağmen vekil sayısı 341’e düştü.
     2011’de de yüzde 49.83’lük oy oranına ulaşmasına rağmen vekil sayısı bu kez 327’de kaldı.
     Oy oranı yükseliyor, vekil sayısı azalıyor.
     Bu nasıl izah edilir, incelemek gerekecek?

**
     Bir de olayın yerel seçimler boyutu var, buna da bakmak gerekecek.
     AK Parti’nin tarihinde 2004 ve 2009 yerel seçimleri var.
     2004:
     İl genel meclisi oy oranı yüzde 41.67
     Belediye meclisi oy oranı yüzde 40.32.
     Büyükşehir belediye başkanlığı oy oranı yüzde 46.07.
     Belediye başkanlığı oy oranı yüzde 40.18.
     2009:
     İl genel meclisi oy oranı yüzde 38.17.
     Belediye meclisi oy oranı yüzde 38.20.
     Büyükşehir belediye başkanlığı oy oranı yüzde 42.19
     Belediye başkanlığı oy oranı yüzde 38.70 

**

Yerel seçimleri, genel seçimlerden ayrı değerlendirmek gerekir.
     Çünkü, yerel seçimlerde özellikle küçük bölgelerde partiden ziyade adaylar ön plana çıkıyor.
     Bu teşhiste sanırım hemfikir olur.
     Bunun en basit şekilde örneklendirmek gerekir ise
     Son yerel seçimlerde Fatmalı’da seçimi CHP adayı olarak kazanan Servet Bekereci’nin milli görüşçü olduğunu bilmeyen yok.
     Bir önceki yerel seçimlerde Karadere’den BBP adayı olarak seçimi kazanan Ali Kabakçı’nın aslında BBP ile bir gönül bağının olmadığını da bilmeyen yok.
     Geçmişte iktidarlara rağmen farklı partilerden küçük beldelerde seçimi alan daha sonra iktidara geçen bir çok isimden de bahsedebiliriz.
     Mesele, partiden daha ziyade adaydır.
     Çağlayancerit’te sürpriz olur mu?
     Andırınlılar bir başka sürprize imza atar mı?
     Göksun’da renk değişir mi?
     Nurhak’ta farklı bir sonuç çıkar mı?
     Bu sorulara sandıktan önce cevap verebildiğimiz takdirde yerel seçimlerin de mahiyetini çok daha net algılamış oluruz. 

**

 Kahramanmaraş artık büyükşehir oluyor.
     Kağıt üstündeki bu büyükşehir olgusu, uygulamada ve günlük yaşamda ne zaman hissedilir bunu da zaman gösterecek…
     Partiler seçimlere hazırlanırken, özellikle büyükşehir adayları en ücra bölgelere kadar ulaşmak zorundadırlar.
     Hem Fatih Mehmet Erkoç, hem Tahir Akgemci, hem Ünal Ateş, hem diğer partilerin büyükşehir belediye başkan adayları için bu bir görevdir.
     Oyları sadece il merkezinde almayacaklar.
     Oyları sadece Trabzon Caddesinden almayacaklar.
     Oyları sadece bir sokaktan almayacaklar. 

**

MHP mi önde, AK Parti mi önde, CHP mi önde; sorusuna verecek cevabımız yok.
    Çünkü bir anket çalışmamız bulunmuyor.
    Üç-beş kişi sile görüşüp, buradan çıkacak sonucu il geneliyle ilişkilendirmek elbette doğru olmaz.
    Geniş kapsamlı bir anket çalışması elimizde olduğunda bu sorunun cevabını veririz.
    Ama görünen şu ki, sessiz bir çoğunluk bulunuyor Kahramanmaraş’ta…
    Henüz safını belli etmeyen bir grup var ki bu grup seçimin sonucunu çok büyük ölçüde etkileyecek gibi görünüyor.
    Önemli olan da bu sessiz ve rengini henüz belli etmeyen, sandığa gidene kadar da belli etmeyecek yığınların oylarını almaktır.
    O zaman, ince eleyip-sık dokumak gerekir…  

**

Cuma (31 Ocak 2014) sabah AK Parti’nin yeni yönetimi basınla buluştu.
     Kervanhan’daki kahvaltının ardından Metin Doğan başkanlığındaki il yönetimi tek tek kendini tanıttı.
     Yeni bir vizyon oluşturulmuş.
     Genç bir jenerasyon gelmiş. 
     Hem eski yönetimden devam edenler var, hem yeni isimler var.
     Belli ki AK Parti işi çok sıkı tutuyor bu seçimlerde…
     Partinin her kesiminden isimlerle oluşturulmuş bir yönetim ortaya çıkarılmış.
     Belli ki, AK Parti yakın günlerde seçimler için ağırlığını ortaya koyacak.