Bitlis'de Beş Minare ! 1

Terör- Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinin baş belası..

Kahramanmaraş- Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Bitlis, Malatya, Elazığ illeri ve ilçeleri olmak üzere şöyle Doğu Anadolu Bölgesinde bulunan Bitlis, Van Gölü’nün batısındaki ilçelerini gezme imkanı bulduk..

Konumuz : Bitlis ama, yapılan yolları tünelleri ve hizmetleri görünce isyan etmemek elde değil, bu ayrı bir konu.. alt geçiler- üst geçiler yollar yollar.. neyse !..

Bitlis ismi nereden geliyor diye sordum: Makedonya Kralı Büyük İskender’in, şehirdeki kaleyi yaptırttığı komutanlarından Bedlis’in isminden Bitlis olarak değişerek gelmektedir.. Bitlis merkezi tarihi yapıları ile “ Vadideki Güzel Şehir” diye anılır. Bitlis M.Ö.400 yıllarında Urartular’ın yerleşim alanıydı. M.Ö.11. yüzyıla kadar Urartular’ın yurdu olmaya devam eden ve 7. Yüzyıla kadar Asurlular’ın, 6. Yüzyıla kadar ise Medler’in yönetimi altında kalan Bitlis, daha sonra Pers Krallığının kurulması ile 2. Darius tarafından ele geçirilmiştir. M.Ö.4. yüzyılda Makedonya Kralı Büyük İskender’in yönetimi altına giren ve M.S.2. yüzyılda Doğu Roma İmparatoru Trayan tarafından ele geçirilen Bitlis, 7. Yüzyıla kadar Bizans yönetiminde kaldı.

Türkler’in 10. Yüzyılla birlikte başlayan Anadolu akınları sırasında önemli bir uğrak yeri haline gelen ve bu tarihlerde Alparslan ve ordularını Ahlat’ta konuk eden Bitlis, Türkler’in Anadolu’ya açılmasında çok önemli bir rolü de üstlenmiş oldu. 13. Yüzyılda Eyyübiler ve daha sonra Harzemşahlılar ve Moğolların saldırısına uğrayan ve 1514 yılındaki Çaldıran Savaşıyla Osmanlı egemenliğine giren Bitlis, Osmanlı İmparatorluğu’nun idaresi altında ilim, sanat ve kültür merkezi haline geldi. Birinci Dünya Savaşı Esnasında bir süre Çarlık Rusya’nın işgali altında kalan Bitlis, Cumhuriyettin ilanından sonra il yapıldı.

Atatürk’ünde ziyaret ettiği Bitlis ilimiz tarihi ve doğal zenginliklerinin olduğunu gördüm..

Tarih boyunca çeşitli medeniyetlere kucak açan Bitlis’te, bu dönemlere ait birçok kale, cami, medrese, köprü ve kervansaray yapıları bulunmaktadır.

Bu nedenle geçmiş medeniyetlerin kültür ve sanat kalıntılarıyla yan yana yaşamak mümkündür. Nemrut Yanardağı’nın patlamasıyla oluşan Van Gölü’nün, yarısından fazlası Bitlis İl sınırları içerisindedir.

Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz İlçeleri Van Gölü sahillerinin güzelliklerini, kendi tarihi özellikleriyle bütünleştirir. Özellikle uzun yıllar Selçuklu egemenliği altında kalan Ahlat’ta dünyaca ünlü kümbet adı verilen anıt mezarlar ve mezar taşları, Adilcevaz İlçesi’nde ise Urartular’a ait eserler ve özellikle Kef Kalesi, ilin tarihi zenginliğinin halkalarını oluştururlar.

Kısa özet tarihine baktıktan sonra Bitlis de beş minare aramak için çarşıya çıkıyoruz.. Kahramanmaraş’ta olduğu gibi tarihi camilerin, medresenin, kalenin, kervan sarayların, hanların etrafı beton yapılarla kapatılmış ne var ki şöyle güzel bir resim çekemedim..

Benim gördüğüm Bitlis, bana göre: Kentsel dönüşümle, Bitlis- Tatvan yolu üzerine, düz alana taşınmalı, Bitlis merkezindeki beton yapıları yıkılarak tarihi tüm eserler ortaya çıkarılmalı, Van gölü, Kayak Merkezi, Nemrut dağı , ılıcası , içmesi ile Bitlis Turizm Merkezi olması gerekiyor..

Bitlis Şehir Merkezi, Bitlis Eren Üniversitesi ile Bitlis- Tatvan Hastanesi arasındaki düzlük alana kurulmalı, tabi, Nüfusu burada tutmak için mutlaka yöre şartlarına göre burada Fabrikaların da kurulması gerekiyor..

Bugüne kadar ciddi bir terör olayı olmayan Bitlis ilimiz, Turizm Merkezi, olması için öncelikle şu terör belasından kurtulması gerekiyor.. daha doğrusu bölgenin kurtulması gerekiyor..

Van’a – Bitlis, Muş, Bingöl, Ağrı Diyarbakır ile bölgenin terör belasından kurtularak, eğitim ve turizm merkezi olması yanında bir sanayi şehri de olması gerekiyor..

Terörden arındırılmış belediyeler, kamu kurumları ile T.C. Devletinin her yerde görerek, bölge halkı devletine inanmalı, güvenmeli ve teröre pirim vermeden Allah’ın verdiği bu zenginliği ranta çevirmesi gerekiyor..

İki gün boyunca gezdiğim Bitlis de Beş Minareleri şöyle gönül rahatlığı ile göremedim, kalesini gezemedim, hanlar, köprüler hamamlar harabe halde.. Tarihi dokunun tümü ile meydana çıkarılması gerekiyor..

Bunun için bölge belediyelerine yüreği vatan sevdası ile yanan ufuk vizyonlu belediye başkanları gerekiyor.. PKK para ve malzeme veren belediye başkanları ile bu iş olmaz..

Beldiyelere Ermenice belediye ismi yazan, kürtçe belediye ismi yazan, vatanı bölmeye çalışan belediye başkanları ile bu iş olmaz..

Huzur olmalı, Güven olmalı, vatandaş elini kolunu sallayarak Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesindeki sadece Bitlisi değil tüm illeri geze bilmelidir..

Bölge terör belasından kurtulursa, geleceği çok parlak mükemmel bir turizm merkezi olmaya aday bir ilimiz..

Bir daha gittiğim zaman Bitlis de beş minarenin önünde resim çekinmek istiyorum..

İnşallah bu yazımızı ilgileri okur diyorum.. okuması dileğimle

İyi günler..