Celalettin ve Sıtkı Güvenç Kardeşler! Vefa, Sadakat, Siyasi Ahlak Ve Bir Aile Portresi

Manisa Valisi iken, Şeyhadil Caddesi üzerindeki büromuza birlikte gelmişti, iki kardeş. Şunu bilir, bunu söylerim, Celalettin Güvenç kardeşimiz, beyefendi kişilik.

Karakterinde sorun yok.

Üstelik de, bürokrasiyi biliyor, yerel yönetimlerde büyük tecrübe edindi, Ankara’yı avucunun içi gibi bilenlerden.

En büyük talihsizliği, Şanlıurfa gibi siyasetin, etnik kökenin ağır bastığı bir büyükşehirde belediye başkanlığı yapmasıydı.

Valiyken sorun yoktu. Devletin valisiydi, ancak belediye başkanı olunca, büyük sıkıntılar yaşadı. Valiyken sahiplenen Şanlıurfa halkı, ‘uzayan dal bizden olsun!’ mantığından hareketle, belediye başkanı olunca, eski valilerine soğuk davrandı.

Donanımlı, dürüst isimdi. Bunda herkes hemfikir.

Başbakan sayın Ahmet Davutoğlu’nun ricası ile büyükşehir belediye başkanlığını bırakıp, Kahramanmaraş milletvekili adayı gösterildi.

Sayın Celalettin Güvenç, kurban bayramındaydı, protokolde yerini aldı, dostları ile uzun seneler sonra da olsa hasret ve özlem giderme imkânı buldu. Kısmet olursa, 1 Kasım seçimlerinde milletvekili ve mecliste olacak.

*

Kardeşi Sıtkı Güvenç. Diş hekimi. 

Allah var, milletvekili olduğu dönemlerde, Kahramanmaraş’tan giden herkese kucak açtı. Hastası olanın derdine derman olmaya gayret etti, kapısını çalana buyur dedi,  kimseye ulaşamayanlar ancak Sıtkı Güvenç’e sıkıntılarını anlattılar.

Ne zaman gitsek, odası doluydu.

Hep güler yüzlü, siyasetin ve partinin en mükemmel temsilcisi oldu. Telefonu hep açık kaldı. Aramamazlık, dönmemezlik etmedi.

Sofrası açık oldu. Gelenleri yemek yedirmeden göndermedi. Elinden geldiğince, sıkıntılara, yaralara merhem olmaya çalıştı.

Herkesin rahatlıkla ulaşacağı milletvekili ünvanını aldı ve bu meselede birinciliği kimseye kaptırmadı.

*

Ancak…

1 Kasım seçimleri için yeniden milletvekilliği için niyetlendiyse de, kime niyet, kime kısmet misali, bu kez kardeşi, abisi Celalettin Güvenç’in meclise gitme fırsatı doğunca, üzülse de, yapacak bir şeyi yoktu, kaderine razı oldu, sırayı bu kez abisine bıraktı.

Mecburen, mecburiyetten.

Şans, talih, kader ve kısmet meselesi.

*

Son notumuz; kardeşin kardeşe kurşun sıktığı, en basit çıkar ilişkileri neticesi küs ve uzak durduğu, istemediği, bırakın evine cenazesine bile gitmediği günümüzde, Sıtkı Güvenç’in abisi sayın Celalettin Güvenç’e olan vefası, sadakati, siyasi ahlakı on numara.

Vefa, büyüklere karşı bazı haklardan feragat, ancak Güvenç ailesine yakışır!