PSİKOLOJİDE Nobel ödülü alan çalışmadır, Dunning-Kruger sendromu. Psikolog Justin Kruger ve David Dunning’in tarihe geçmelerine vesile olan teorileri özetle, “cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır” der. Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler. Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.
İşinde çok iyi olduğuna yürekten inanan “yetersiz”, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve haddi olmayan görevlere talip olmaktan en küçük bir rahatsızlık duymayacaktır, aksine bunu bir “hak” olarak görecektir.
Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar ise çalışma hayatında “fazla alçakgönüllü” davranarak kendilerine haksızlık edecekler, öne çıkmayacaklar, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmayacaklar, kıymetlerinin bilinmesini bekleyecekler (ve bilinmeyince için için kırılacaklar ve kendilerini daha da geriye çekecekler) ve muhtemelen üstleri tarafından “ihtiras eksikliği” ile suçlanacaklardır.
Sonuçta, “kifayetsiz muhterisler” her zaman ve her yerde daha hızlı yükselecekler ve daha yukarılara çıkacaklardır.
Seçimin ucu göründü, bir kısım aday adayları ortaya döküldü. Etrafınıza bir bakın, uzmanlara hak verecek misiniz?
NASIL BİR MİLLETVEKİLİ ARIYORUZ?
KAHRAMANMARAŞ’TA hangi kulise girerseniz girin, “siyaset” ve “Kahramanmaraş’a devlet yatırımı” konusu birbiriyle bağlantılı olarak ilk değerlendirilen konu oluyor.
Herkes memnuniyetsizliğini ortaya koyduktan ve fikrini beyan ettikten sonra mevcut milletvekillerinin “yetersizliği”nden şikâyet ediyor. Yalnız bu duruma mevcut milletvekillerinin hiç alınmasına gerek yok çünkü bu, her dönemde yapılan ve artık bir “klasik” haline gelmiş muhabbetlerimizdendir.
Yani biz Kahramanmaraşlılar olarak sandık başına gittiğimizde eleştirdiğimiz bu milletvekillerini hem seçerek severiz, hem de seçtikten sonra eleştirerek döveriz.
Ama ne olursa olsun bıkmadan usanmadan biz milletvekillerini ha bire gündemimizde tutmaya devam ederiz, hep başta Gaziantep olmak üzere başka illerin milletvekillerine gıpta ederiz.
Meşhur hikâyedir ya; Napolyon’a sormuşlar:
—Sen hep ‘para para para’ diyorsun… Almanlar ise daima ‘şeref şeref şeref’ diyorlar…
Tuhaf değil mi?
—Neresi tuhaf? Herkes kendisinde olmayanı ister!
Yani Kahramanmaraşlı da kendisinde olmadığına inandığı politikacıyı arıyor. Peki çok eleştirmelerine rağmen seçmenin aradığı milletvekili profili nedir?
Bu amaçtan hareketle elime telefonu aldım ve toplumun değişik kesimlerine mensup 20 dostumu arayarak “nasıl bir milletvekilin olsun?” sorusuna yanıt aradım.
Bir kere şu çok önemli bir realite: Kahramanmaraş seçmeninin aradığı iki farklı milletvekili portresi var. Ben bu küçük telefon anketimde şu iki tespiti yaptım:
1- Gözünü budaktan esirgemeyen, cesur, hitabeti iyi, mücadeleci bir milletvekili…
2- Ekonomik anlamda güçlü, Ankara ve İstanbul’un belli güç odaklarıyla iyi ilişkileri olan, biraz da partilerüstü olabilen bir milletvekili…
Dileriz bu seçim kent adına bir milat olsun…
* * *
01 Mart 2015 tarihli Habertürk Gazetesi, Güneyli ekinde çıkan Yener Atlı'nın köşesinden alınmıştır.