Erdoğan’ın zor günleri…

Sevgili okurlar, Hatay ve Suriye konusundaki gelişmelerden en fazla rahatsız olan kişi hiç kuşkusuz  Başbakan Erdoğan’dır. Muhalefete ve eleştiriye doğası gereği düşmanca bakan Erdoğan, bir de Suriye gündeminde sıkıştıkça daha da sertleşmekte. Bu nedenle olsa gerek, dün akşam Kanal Türk’de yayınlanan ve Başbakanın gazetecilerin sorularını yanıtladığı, özel programa davet edilen gazeteciler hassasiyetle seçilmiş.

Programın içeriğinde, Başbakana “başbakanın hoşuna giden” soru sorma ayrıcalığına kavuşan gazeteciler vardı. Erhan Başyurt (Bugün gazetesi genel yayın yönetmeni), Ekrem Dumanlı (Zaman gazetesi genel yayın yönetmeni), Mustafa Karaalioğlu (Star gazetesi genel yayın yönetmeni), Erdal Şafak (Sabah gazetesi genel yayın yönetmeni) ve Nuh Albayrak (Türkiye gazetesi genel yayın yönetmeni).

Kanaltürk Ankara Temsilcisi Faruk Mercan’ın yönettiği programın baş konuğu Başbakan Erdoğan’dı.Gerçekleştirilen bu açık oturumda, Başbakan Erdoğan’ın karşısına  ip gibi dizilen bu gazeteciler,Başbakanlarına  saygıda kusur etmemek için adeta bir birleri ile yarıştılar.

Görüldüğü gibi, AKP karşıtı ya da muhalifi olmak bir yana, merkezde durmaya çalışan gazetelerden dahi kimse Başbakana soru sorma izni alamıyor. Bunun örneğini dün akşam Kanal Türk televizyonunda gördük ve şahit olduk. Başbakan, hayli sıkıntılı ve ağırlaşan bir iç ve dış gündemle karşı karşıya olduğu bu anda, kendisini asgari düzeyde olsun zorlayacak bir görüşmede bulunmak istemiyor. Bu yüzden, programa davet edilen gazeteciler “çanak” sorular soracağına kesin gözüyle bakılan, hükümete saygıda ve sadakatte kusur etmemiş gazetelerden seçilmişti, görüntü buydu.

Bu saldırganlığın ve öfkenin altında yatan bir diğer husus ve gerçek ise, AKP’nin ve Başbakan Sayın Erdoğan’ın Suriye konusunda Türk halkını yani Türkiye kamuoyunu bir türlü arkasına alamamış olması. Her türlü manipülasyona, çarpıtmaya, yalana ve medya sansürüne rağmen, Türkiye toplumu Esad rejimine yönelik düşmanlığın meşru bir gerekçesi olabileceğine inandırılamamış durumda. Özellikle de Hatay’da yaşayan ve Suriye ile tarihsel olarak yakınlığı bulunan yurttaşların, AKP’nin Suriye üzerindeki yalanlarına kanması mümkün gözükmektedir.

Fakat AKP düşmanlığı körükledikçe ve Suriye’ye kurulan komployu büyüttükçe, başta Hatay halkı olmak üzere, duyarlı kesimlerin tepkisini çekmeye devam ediyor. Görünen o ki, Hatay ve Antakya’da halk, Başbakan Erdoğan’ın yalanlarına inanmamış ve AKP şimdiden Hatay’ı kaybetmiş durumda. Eğer sorun sadece Hatay’ın kaybedilmesi olsaydı, belki bu kadar telaşa gerek olmazdı. Ancak AKP ve Erdoğan, Hatay örneğinde, saplandığı bataklıktan çıkamazsa başka neleri kaybedebileceğini görüyor. Karşı karşıya olduğumuz ağır saldırının gerekçelerinden biri de,başbakana soğuk terler döktüren bu ihtimal gibi görünmektedir.

 

Kuzu Kuzu MEEE…

Ben bir çobanım dağlar başında.

Acı katmasallar ekmeğime aşıma.

Hiç karışmam ben kimsenin işine.

Kuzu kuzu meee…

 

Tarafsız değil, tarafım ben.

Çağırırlarsa koşar gelirim.

Acele et sende gel.

Kuzu kuzu meee…

 

Siz konuşunuz efendim biz dinleyelim.

Elimiz kolumuz bağlı neyleyelim.

Size asla saygısızlık etmeyelim.

Kuzu kuzu meee…

 

Bizi bu hale kim düşürdü.

Boynumuzda boza pişirdi.

Üstüne de uyku ilacı içirdi.

Kuzu kuzu meee…