Güncel

Ezgi Apartmanı'nın Bilirkişi Raporu Çarpıcı İddialar

Rapora göre apartmanın altındaki iş yerinde tadilat yapılması nedeniyle kolon kesilmesi iddiaları tamamen çürütüldü. Binanın altındaki firma yetkileri ise kusursuz sayıldı. 
Son duruşması 12 Temmuz’da Kahramanmaraş Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada talep edilen Ezgi Apartmanı bilirkişi raporu geldi. 
Hazırlanan 96 sayfalık raporda önemli bilgilere yer verildi.  
Rapora göre Ezgi Apartmanının altında bulunan iş yeri sahiplerinden S.K ve M.K’nin kusursuz olduğu yazıldı. 
Raporda; tutuksuz müteahhit Y.A. (82) ile daha önce hayatını kaybettiği için sanıklar arasında yer almayan inşaat yüksek mühendisi K.T’ın asli kusurlu sayıldı.
Raporda 4 sanığın ise kusurlarının bulunmadığı belirtildi. 
Sanık Müteahhit Y.A’nın dava dosyasındaki mevcut bilgi ve belgelerden, özellikle kendisinin SEBGiS dökümü içeriğindeki ifadelerinden, "Üst kattaki kaçak dedikleri binayı hepsi toplamı 80 metre, bunun içinde asansör dairesi var, merdiven evi var", "doğu taraftaki girişi biz o toprağı kaldırdıktan sonra peyzajdan sonra biz oradan giriş yaptık” şeklindeki beyanları ile apartman yönetim toplantılar için yer yaptığını beyan etmesi, otopark için kuzey cephe zemini kaldırılması şeklinde, yapının onaylı betonarme uygulama projesine aykırı şekilde müdahalelerde bulunması (8-8)/(C-F) aksları arasındaki bulunan, L=10,05m uzunluklu ve H=3,00m uzunluklu toplam 30,15m2 alanı perde duvarı inşasından sonrasında, kesilmek suretiyle kaldırılması (Sekil 37-a) ve çekme kat dairesi niteliğinde ilave büyütmeler yaptığı (Sekil 37-b) anlaşılmaktadır.
Binada kesildiği iddia edilen kolonun ise binanın yıkılmasında herhangi bir etkisinin bulunmadığı belirtildi. 
Raporda, “Sanıklar S.K. ve M.P tarafından gerçekleştirildiği belirtilen tadilata yönelik tüm imalatların (fretli kolon kesilmesi, monşarj asansörü için döşemin yırtılması, perde duvarlarda havalandırma boşlukları açılması, bahçe çekme mesafelerinde pergola sistemli büyümeler yapılması, mutfak bacası ve tuvalet tesisatı imalatlarının) yapılmasının, heyetimizce gerçekleştirilen modellemeler ile yapısal analizler neticesinde; yapının deprem performansına, yapısal davranışı ile göçmesine, herhangi bir etkisinin olmadığı, saptanmıştır” denildi. 
Raporun devamında, “Dolaysıyla sanıklar S.K. ve M.P. tarafından gerçekleştirildiği belirtilen tadilat esaslı tüm imalatların tek başına veya diğer nedenlerle birleşerek binanın yıkımı üzerinde bir etkisinin olmadığı, bu nedenle sanıkların dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı bir davranışının bulunmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır” ifadeleri kullanıldı. 
Raporda iş yerinin tadilatını üstlenen E.D’nın da kusursuz olduğu belirtildi. 
Binanın inşasından sonra yapıldığı öne sürülen müdahalelere de değinilen raporda, “Çatı katındaki imalat ve kullanımın, diğer sebeplerle (deprem büyüklüğü ve tasarım hataları) birlikte binanın yıkımına etkisinin bulunduğu yapısal analizlerle saptanmıştır. Binanın zemin katında bulunan kalorifer dairesinde yapılan müdahalelerin; gerçekleştirilen yapısal analizler sonucu binanın bulunmadığı belirlenmiştir” ifadeleri kullanıldı.

‘Pastane olarak kullanılan işyerlerinde gerçekleştirildiği öne sürülen imalat, tadilat, tahrifatlar ile kesildiği öne sürülen kolon’ hakkında da bilgiler verilen raporda, “Gerçekleştirilen yapısal analizler sonucu; binanın tek başına veya diğer nedenlerle birleşerek binanın yıkımı üzerinde herhangi bir etkisinin bulunmadığı belirlenmiştir.  Yapılmayan ve sonradan kesildiği iddia olunan perde duvarların yapılmaması veya sonradan kaldırılmış olması hallerinde tüm bu işlemlerin tek başına veya diğer sebeplerle birlikte binada yıkıma etkisinin bulunup bulunmadığı’ ifade edildi. 
Raporda, “Tarafımızca yapılan değerlendirmede, yürürlükte olan mevcut 2018 yönetmeliğine göre hesaplanan deprem ivmesi katsayısının yapının inşa edildiği tarihte yürürlükte olan 1975 yönetmeliğine göre hesaplanan deprem ivmesi katsayısından 3.23 kat daha fazla olduğu belirlenmiştir. Deprem büyüklüğünün tek başına binanın yıkımına etkisinin bulunduğu kanaatine varılmıştır” denildi. 
Tarafımızca yapılan değerlendirmede, yürürlükte olan mevcut 2018 yönetmeliğine göre hesaplanan deprem ivmesi katsayısının, yapının inşa edildiği tarihte yürürlükte olan 1975 yönetmeliğine göre hesaplanan deprem ivmesi katsayısından 3,23 kat daha fazla olduğunun belirlendiği, heyetimizce yapılan tespit ve değerlendirmeye göre, dava konusu Ezgi Apartmanındaki yıkımın/hasarın zemin kaynaklı olmadığı, ‘DEPREM BÜYÜKLÜĞÜNÜN’ tek başına binanın yıkımına esaslı etkisinin bulunduğu, dava konusu yapının betonarme uygulama projesi ve eki hesap detaylarındaki hesap detaylarında gösterilen hesap hatalarının düzeltilmemesi, düzensiz aksların oluşturulması, döşeme tipinin uygun seçilmemesi (düşük düğüm rijitliğine sahip olunması ve assı kiriş ebatlarının çok geniş tutulmasının yeterli rijit diyafram sağlamaması) kütle merkezi ile rijitlik merkezinin çakıştırılmamasından kaynaklanan burulma düzensizliğine neden olunmasını kapsayan TASARIM HATALARININ tek başına binanın yıkımına esaslı etkisinin bulunduğu, bu tasarım hatalarının binanın göçmesine esaslı etken olması nedeniyle, dava dosyasındaki sanıklar dışında, statik proje müellifi (betonarme uygulama projesi ile statik hesap detaylarını gerçekleştiren) İnşaat Yüksek Mühendisi K.T. uymakla yükümlü olduğu dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışlarının bulunması karşısında ‘Asli kusurlu’ olduğu, dava konusu yapının, onaylı mimari ve betonarme uygulama projelerine aykırı olacak şekilde teras mahallinde çekme kat dairesi niteliğinde ilave büyütmenin yapılması ile yapının doğu cephesinde satış ofisinde/dükkanına giriş yapmak amaçlı (8-8)/(C-F) aksları arasındaki, 30.15m2 alanlı perde duvarın inşasından sonra kesilmesinin, yapının projesinde öngörülen mevcut yapısal güvenlik rezervinde ikincil mertebe de bir azalmaya neden olduğu ve diğer esaslı sebeplerle (deprem büyüklüğü ve tasarım hataları) birlikte yapının göçmesine neden olunduğu yani binanın yıkımına etkisinin bulunması karşısında Asli kusurun oluştuğu” belirtildi. 

Raporda binanın müteahhidi Y.A’nın kusurlu olduğu belirtilirken şu ifadelere yer verildi, “Dolaysıyla sanık müteahhit Y.A’nın onaylı betonarme uygulama projesine aykırı olarak gerçekleştirdiği bu imalatlar (çekme katta daire niteliğinde ilave büyüme yapması ve perde duvarın inşaatından sonrası kesilmesi) ve diğer esaslı sebeplerle birlikte binanın yıkımına neden olarak, uymakla yükümlü olduğu dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışlarının bulunduğu, dolaysıyla Asli kusurlu olduğu” ifade edildi. 
Binanın fenni mesulü sanık inşaat mühendisi M.T’in, teknik açıdan, uymakla yükümlü olduğu dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı bir davranışının bulunmadığı, dolaysıyla teknik açıdan herhangi bir kusur atfedilemeyeceği” belirtildi. 

Sanıklar S.K, M.P’nin pastanenin tadilatını üstlenen iç mimar E.D. tarafından gerçekleştirildiği belirtilen tadilata yönelik tüm imalatların; tek başına veya diğer nedenlerle birleşerek binanın yıkımı üzerinde bir etkisinin olmadığının saptandığı” belirtildi. 
Raporun sonunda ise, “Pastane tadilatı sorumlusu olarak yargılanan sanıklar M.P, S.K ve E.D’nın binanın yıkımına neden olabilecek uymakla yükümlü olduğu dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışlarının bulunmaması nedeniyle, sanıkların herhangi bir kusurunun bulunmadığı, görüş ve kanaatine varılmıştır” denildi.