Göksun ilçemiz gerçekten yayla ama bunun yeterince değerlendirdiğimizi söylenemez, bugüne kadar değerlendirme imkanı yakalayamadık..
Yayla Göksun ilçemiz hazinenin üzerinde oturuyor farkında değil !..
Allah her şeyi vermiş ama göremiyorsak ne diyelim , söyleyecek sözümüz yok !..
Maraş Merkez yanarken: Göksun da terlemeden otura bilirsiniz..
Neyse : Konumuz Göksun değil !
İnsanların: akrabaları var, hanım akrabaları var, iş arkadaşları var, yakın dostları var, arkadaş gurupları var ki : Böyle güzel ortamda soğan –ekmek yesen bile baldan tatlı gelir..
Sevmediğin, kindar ve hainlerin bulunduğu sofrada kuzu çevirme yesen zehirden beter gelir.. hayatın zehir olur..!
KMTSO Meclis başkanlığından önce yıllar önceye dayanan bir dostluğumuz var Şahin Balcı ile ..Senede bir sefer çok az oluyor bunu ikiye çıkarmamız gerekir ki : bu yıl Göksun Ortatepe deki kiraz, elma ve çilek bahçesinde 4. Defa dostları ile bir araya geldik, aynı yıl ikincisini Eylül ayında aynı yerde yapmaya söz aldık..
Şahin Balcı’ının sözü senettir..
Davette kim vardı ? dostlar:
Kim vardı, gazeteci vardı, memur vardı, çalışan işçi vardı , kısaca biz vardık, yakın dostları vardı.. gönül dostları vardı..
Göksun da muhabirlik yapan Fatih arkadaşımız: “Şahin abi basın’a önem veriyorsunuz teşekkür ederim, basın’a sizin kadar önem veren bir sanayici daha yok ” dediğinde , Şahin Balcı :” Burada basın mı ? var !.
Şahin Balcı: “Ben göremiyorum burada basın mı ? var !...
Fatih : şaşkın ne diyeceğini bilemiyor, etrafında gazeteciler var.. gazeteci olmayan yok, ni diyeceğimi bilemeden ezilip büzülmesi devam ederken:
Şahin Balcı ilave ediyor: “ Benim gazetecilerle bir işim olmaz, burada bir tek gazeteci olsa ben burada olmam, burada bir tek gazeteci yok” benim dostlarım var !
Dost ve kardeşlik, birlik ve beraberlik..
Mesele de tam burada kör düğüm oluyor: Nasıl mı ?
Adam: Kasap çırağı olabilir, adam manav olabilir, adam sanayici ve iş adamı olabilir, memur olur, müdürü olur, Milletvekili, Bakan olabilir, gazeteci olur, aklınıza hangi meslek gelirse gelsin ondan olabilir ama dost olamaz !
Dost olmak ayrı bir şey sana verilen sırları saklamak ayrı bir şey..
Dostluk: arkadaşlık, tuz ekmek bilmek başka bir şey !
Hangi makamda bulunduğun önemli değil, önemli olan dost olabilmek gerekir…
Ayak topuğum ağrıdığı halde topallayarak Şahin Balıcı beyin davetine icabet ettik, niye o güzel bir dost , güzel dostların yanında insan keyfi alıyor..
Ortam hoş olunca zaman zaman ayağımın acısını unuttum..
Geçen yıl yazmıştım: Çilek bedava dan daha ucuz diye.. 2 kilo çilek toplamış , belim kırılmıştı.. bir daha toplamam demiştim, bu defa sözüm mecburiyetten yerine geldi.. çünkü tarlada çilek kalmamıştı.. bu yıl çilek zamanı Ramazan ayına denk geldiği için tarlada çilek kalmamış olduğunu gördük.. güzel güzel oturup sohbet ettik.. buda bir artısı oldu..
Oldu da : Şahin Beyden bir de Eylül 15’inden sonra ki Cumartesi günü tekrarını istedik..
Şahin beyin davetine icabet eden dostlar: ne der bilemem ama, ben gerçekten büyük keyif aldım, güzel bir gün oldu.. hoş sohbet güzel bir ortam, biz bize çalıp söyledik, Gazianteplinin dediği gibi: “ Biz bize çalıp söyledik, biz bize dinledik, söylen de biz , dinleyende bizdendi” ,” Kendin pişir kendin ye ağam “ demiş be bizim ki de öyle oldu.. böyle güzel bir günün arkasından insan mutlu olunca, ayağımın ağrısını bile unuttum..
Sevgili dostlar: Ne yediğin önemli değil, nerede kiminle bulunduğu çok önemli, dostlar güzel olunca güzel dostların arasında “diken” olsa bile seviliyor..
İnsan ortam hoş olunca keyfi alıyor, hani derler ya : “ Cumartesi günü sanki yaşamadık, bir günlük de olsa bir günlük ömrümüz genceldi.. mesele olanda burası..
Eylül de görüşmek dileği ile
İyi günler..