Yetiştirme yurtlarında büyüyen ve vatani görevinden sonra hayatın içine atılan genç’i koruyalım bakalım diyerek herkes el ele verdi.. sonra o genç devlet kurumunda işe başladı.
Mahalleli el birliği ile evlendirdi..
Yurt yuva sahibi olduk çocukları oldu..
Mahalleli, gönlünü ve sevgisini verdi..
Evini aldı, arabasını aldı.. senin benim gibi görünüşte bir adam oldu..
Ama o çocuk yani bugünün 60 yaşında ki adamımızın içindeki ailesine olan kini ateşi halen sönmediğini görüyorum.. görünüşü senin benim gibi ama içinde kin ve nefret var, bugün torun sahibi oldu ama halen öfke var..
Mahalleli, dostlar her şey verdiler ama Gönül ve Sevgi veremediler..
Çünkü Gönül ve Sevgi kapası adamın kapalı..
Oysa : Ölüm var ! kaç yıl daha yaşayacaksın ki ?
Ölüm var ölüm !..
Akşam televizyon da haberleri izliyorum: Türk Halk Müziği sanatçısı Nuray Hafiftaş, TRT’in ünlü haber spikeri Tuna Huş hayata gözlerini yumduğunu, geride bir hoş seda bıraktıklarına şahit oluyorum.
Sanatçılar, sevenleri, dostları , şahsen tanışmasalar da, Türkülerini dinleyen dinleyicileri, TRT haber spikerini televizyondan tanıyan gönül dostları cenazede bir araya gelmişler..
Mesele olanda : Ölmek değil, geride bir hoş seda bırakmaktır..
Öldüğün gün herkesin : Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun demesidir..
Toplumun içinde bakıyoruz: Haramı , helali bilmeyen, herkesi enayi kendini , akıllı gören ve esnafı dolandıran, borçlarını alacak hanesine yazan tipler var..
Konuşursa : Mangalda kül bırakmaz kendisini bir adam sanırsın !
Bakkala, Kasaba, Manava, herkese borcu var borcu olmadığı dolandırmadığı esnaf yok gibidir..
İş yerine gitmeden avanta maaş alan hainler var..
Öyle bir hain ki : Maaş aldığı devlet dairesinin önünden geçmez, ayda bir iki defa uğrar, siyasilerin peşinde koşarak yalaklık yapar avanta maaş alır onu da helal diye yer..!
İçinde gönül ve sevgi yoktur, onun kitabında çalmak çırpmak vardır..
Tüyü bitmemiş yetim başta olmak üzere, 80 milyonunun hakkını yiyen şerefsizler var..
Devletin kendisine sağladığı imkanları : kötüye kullananlar var..
Konuştuğu zaman adam sanırsın ama adam olmayan şerefsizler maalesef ki var , sayısı kaç derseniz : binde bir bile değil belki yüzbin de bir ama sesleri o kadar çok çıkıyor ki sanırsın Türkiye’nin tamamı böyle..
Yok böyle bir şey, hırsız birtane ama sesi çok çıkıyor, herkes ekmeğinin peşinde koşuyor.. o hırsız ise ona buna hakaret ederek , siyasilerin peşinde koşarak yalakalık yapmaya devam ediyor..
Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan 10 binlerce kişi var..
İçinde bir tane : böyle bir tip var , işe gitmez, gitmeden maaş alır, akşam sabah gezer, ona buna iftira atar, yağcı ve yalakalık yaparak siyasi partilerin peşinde koşar , işini yürüttüğünü sanır ama aynaya baksa kendinin ne olduğunu görecektir..
Çevresindeki herkes de onun ne pislik olduğunu çok iyi bilir..
Çünkü bunlarda : gönül ve sevgi olmaz..
Sevgi yoksulu, gönül almasını bilmeyen, herkese kin ve nefretle bakan, çalıp çırpmak için mücadele eden bu gibi tipler asılında 10 bin de bir bile değil belki 100 binde bir bile çıkmaz ama sesleri o kadar çok çıkıyor ki : Biz toplumun böyle olduğunu sanıyoruz.!
Sevgili dostlar: kötüleri örnek almayalım
Biz sevmesini bilen güzel insanları örnek alalım
Güzelliklerin , sevginin , gönül yapanların tanıtım ve reklamını yapalım..
Sevelim, sevilelim, gönül yapalım, gönül yıkmak kolay ama gönül yapmak zor , ölüm var, yarın ahrette hesap var , hesap günü geldiğinde hesabını veremeyeceğimiz çirkin sözlerden kaçınalım..
Gönül ve Sevgi rehberimiz olsun
Haram- Helal ölçümüz olsun
Hz. Ömer, mesaisi bittiği zaman devletin kandilini söndürür, kendisine ait olan kandilini yakarak, beytül mal, devlet malından böyle korkardı.. ya bugün iş yerine gitmeden maaş alanlar bunun hesabını nasıl verecek ?
Tüyü bitmemiş yetimin hakkı var ? hangisini bulup helalleşecek ?
Gönül ve Sevgi ile kalın
İyi günler