Hadi Açıkla da Göreyim Cemaziyelevvelini!

GENELDE yazılarımda “ima etme” kuralını hiç uygulamam, eğer bir itham varsa yazacağım konuyu direkt isimlendirerek yazmayı tercih ederim. Çünkü isimsiz bir şekilde yazılacak imalı sözler, o kulvardaki herkesi zan altına sokar.

Zaten genelleme yapacağım zaman eğip bükmeden bunu direkt belirtirim. Mesela benim Twitter adresimdeki profilimde şu yazar: “Köşe yazılarımı konfeksiyon usulü ile yazıyor ve asla kişileri hedef almıyorum. Buna rağmen üzerine uyan varsa herkes giyebilir!..."

Ancak bugün politikacı esnafından özür dileyerek bir acemi politikacı ile alakalı bir konuda o kişiyi rencide etmemek için isim açıklamayacağım ki, zaten o kişi kendisini iyi bilir!

Konu şu: Bir politikacımız var. Pek bakımsız ve özensizdir kendileri. Hiç akılda yokken piyango misali bir anda gökten düşer gibi girdi Maraş politik hayatının içine. Zaman zaman değişik platformlarda konuşmalar yapıyor. Tabi bu konuşmaların tamamını metin üzerinden yapıyor, sonrasında da danışmanı bunu elektronik posta yoluyla medyaya servis ediyor.

Kent politikasına girdiğinden bu yana takip ediyorum, gelen konuşma metinlerinin her satırına dikkat ediyorum. Çok güzel ve akıcı konuşma metinleri hazırlıyordu ancak yine de zaman zaman çelişkiler yaşatıyordu, çünkü bazen aynı metnin içinde birdenbire aniden alakasız konulara atlayabiliyordu. Ya da bir ay önceki konuşma metni ile bir ay sonraki benzeri konudaki konuşmalarında tutarsızlıklar olabiliyordu.

Mesela bir konuşması, rakip partinin parti programından birebir alıntı olabiliyordu.

*          *          *

 Birkaç konuşma metnini İstanbul’da bir medya takip şirketinde çalışan bir arkadaşımıza gönderdik.

 Gelen tarama sonucuna hiç şaşırmadık çünkü bir çok konuşma metni değişik yerlerden kopya çıktı.

 Mesela bir konuşma metni Kilis Üniversitesinden bir akademisyenin kadın hakları üzerine yaptığı çalışmanın içinden alıntı, bir başka konuşması rakip partinin kadın politikası programından alıntı çıkıyordu.

 Soyadı özelliğinden dolayı gökten Maraş siyasetine zembille düşen bu politikacı, bu kopya metinleri muhtemelen kendisi değil, danışmanı hazırlıyordur diye düşünüyoruz zira kendisinin bu kadar da acz içinde olabileceğine ihtimal veremiyoruz!

 Danışmanın milletvekiline oyunu!

ÇOK bilinen, çok yazılan bir anonim bir alıntıyla yazımıza nokta koyalım.

 Siyaset sahnesinin üst basamaklarındaydı. Milletin vekili olmasından dolayı memleket içinde sözüne değer verilir, yaptığı bütün konuşmalar ilgiyle dinlenirdi.

 Ancak kimselerin bilmediği bir konu vardı! Bu politikacımız konuşmalarını kendisi değil, danışmanı yazardı. Danışman, vekilinin yapacağı her konuşmayı önceden hazırlar, politikacı da hazıra konarak çıkar konuşmasını yapardı.

 Günlerden bir gün gazeteciler politikacıyı sıkıştırdılar. Yaptığı bu güzel konuşmaların kendisine mi ait olduğunu sordular. Politikacı pişkinlikle: “Tabii bana ait. Üzerimde bunca yılın tecrübesi var. Başka kim bu kadar güzel konuşmaları hazırlayabilir ki ?” diye cevap verdi. O anda politikacının yanında bu güzel konuşmaları yazan danışmanı da vardı ve danışman vekilinin bu çıkışına fena halde içerlemişti.

 Aradan geçen bir zamandan sonra politikacımız özel bir günde konuşma yapacaktı. Ancak danışman, kürsüye çıkmak üzere olan politikacımıza konuşması hâlâ teslim edilmemişti. “Şimdi, bitti, şimdi bitti” diyerek son ana kadar gelmeyen konuşma metni, politikacı kürsüye çıktığında eline tutuşturuldu. Ve başladı politikacımız okumaya. Pek çok konuya değindi, bütün kötü şeylerin geçmiş iktidarların eseri olduğunu iddia etti. Halbuki kendilerinin bütün bu bozukluklar için bir reçetesi vardı. Sayfanın sonuna gelmişti. Ve sayfa “Şimdi size bütün bu bozukluklara karşı çözüm önerilerimi açıklayacağım” diyerek bitiyordu. Derin bir nefes aldı ve sayfayı çevirdi.

 Arka sayfada tek bir cümle vardı: “HADİ AÇIKLA DA GÖREYİM!...“

 DİPNOT: Bayram sonuna kadar tatile çıkıyoruz. Ama yine de arada yazabilirsek yazacağız. Yeniden görüşünceye dek, hayırlı ramazanlar, mutlu bayramlar.