Gazeteci Hasan Karakaya ve ne alaka diyeceksiniz belki !..
Ama bizimde 9 yıl Türkiye Gazetesinde bir beraber çalışmamız oldu..
9 yıl bir kardeşliğimiz oldu..
Hasan Karakaya herkesin penceresinden farklı görüle bilir..
Bizim penceremizden bakınca:
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve beraberindeki heyetle Suudi Arabistan’ın baş şehri Riyat’ta oradan Mekke’ye geçip Umre yaptıktan sonra, Sevgili Peygamberimizi ziyaret etmek için Medine’ye geçmeleri orada ziyarette bulunduktan sonra vefat etmesi ki, “Allah bize o topraklarda ölüm nasip etse ben orada toprağa verilmek isterdim..” ölümünde güzel olanı vardır.. bu güzel bir ölümdür..
Ölümün güzel olanı var !.. Çirkin olanı var.. Hasan Karakaya da kutsal topraklarda Umre sonrası güzel bir ölüm ile hayata veda etti..
Cumhurbaşkanı ile geziye katılanlar çok üzgün ve etkilenmişlerdi.. kolay değil, Hasan Karakaya ağabeyimiz gerçek bir dosttu..
Türkiye Gazetesinde 9 yıl birlikte çalıştık.. İstanbul’a gittiğimizde sohbet ettik, telefon görüşmelerimiz ve sohbetlerimiz oldu.. sonra Türkiye Gazetesinden ayrıldı ama bizim selamımız sohbetimiz Bayramlarda , Kandillerde de olsa devam etti..
Hasan Karakaya denildiği zaman: Gözümün önüne, Mehmetağa, Cağaloğlu, Türkiye Gazetesinin o mücadele verildiği dönem gözümün önüne geliyor..
Hasan Karakaya kimdir?
Türk basın tarihinin neredeyse son 40 yılına damga vuran, Müslüman kesimin yılmaz savunucusu Hasan Karakaya, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suudi Arabistan gezisini izleyen heyette bulunduğu sırada ,oteldeyken geçirdiği kalp kriziyle Hakk'a yürüdü.
Hasan Karakaya ağabeyimiz, gece saatlerinde Medine'de Hakk'a yürüdü. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suudi Arabistan gezisindeki heyette yer alan Müslümanların Haykıran Sesi Hasan Karakaya ‘ın vefatı heyet kadar bizleri de derinden etkiledi..
Hasan Karakaya, 1957 yılında Manisa'da bir köyde doğmuştur. İlkokulu bitirdikten sonra orta okul, lise ve . Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek okulunda okudu. Hasan Karakaya,
Öğrencilik yıllarında gazetelere edebi yazılar yazdı. Barış Gazetesi'nde de yazılar yazdı. Barış'tan sonra yazı işleri müdür yardımcısı olarak Yenigün Gazetesi'ne geçti. Daha sonra da Başkent Gazetesi'ne geçti. Bir yıl sonra 22 yaşında yazı işleri müdürü oldu. Burada 2 yıl görev yaptıktan sonra Milli Gazete'ye geçip 8 yıl orada çalıştı. Ardından 9 yıl da Türkiye Gazetesi'nde çalıştı. 1988 yılında Cuma Dergisi'ne ve akabinde o döneki adıyla Vakit'e geçti ve yazılarına burada devam etti.
Hasan Karakaya, 3 nisan 2013 tarihinde AK Parti Hükümeti tarafından açıklanan ve barış sürecini yönetecek olan 63 kişilik Akil insanlar listesine Ege Bölgesinden girmiştir.
Türk basın tarihinin en dik duruşlu ve cesur kalemlerinden biri olan Hasan Karakaya, her zaman yazılarıyla gündem belirlemesini bildi.
Mekke’de Medine de ölmek güzel bir ölümdür..
Ölümden kaçış yok: Dünyada değil uzay gemisi ile aya bile gitsenin orada vakit tamam olunca bir bir yolculuk başlıyor..
Önemli olan ölmek değil güzel anılmak.. Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tapudunun ucundan tutuyorsa, Cumhurbaşkanı mezarı başında Kur’an-ı Kerim okuyorsa bu güzel bir ölümdür..
Umre yaptıktan sonra ölmek daha da güzel
Ne diyelim Allah herkese böyle ölüm nasip etsin
Necip Fazıl Kısakürek :” Ölüm güzel olmasaydı ? Ölürümüydü Peygamber !” diyor ya ölüm gerçek ama nasıl ? Nerede ? öldüğün önemli olan !..
Dün İstanbul da cenaze namazı kılındıktan sonra dualarla toprağa verildi..
Mesele olan güzel ölüm, güzel anılmak..
İmamı Rabbani Hz. buyuruyor ki:” Son nefes de iman ile ölmek, imanla ölmek içinde uygun şartlarda olmak gerekir ki sanıyorum Hasan Karakaya ağabeyimiz iman ile ölmüştür..
Hasan Karakaya ağabeye Allah’tan rahmet diliyorum
Bize de Allah güzel ölüm nasip etsin, iman ile ölmeyi nasip etsin diyorum..
İyi günler