Ama ne mümkün, bir gün çocuklar hasta oluyor..
Bir gün bir tanıdık veya akraba vefat ediyor..
Bir gün bir acı haber ve dünyamızda gelişen olaylar
Bir başka gün , Türkiye ve dünyadan acı bir haber ile huzurumuz kaçıyor..
Gençliğimde beni: böyle olaylar pek etkilemezdi ! güler geçerdim..
Bugün : televizyon dizisi, simama filmi, dünyanın her hangi bir yerinde meydana gelen doğal felaket, acı bir haber beni göz yaşlarına boğmaktadır..
Dayanamıyorum, acıklı haber bile izleyemiyorum, yaşın verdiği mi ? yoksa duygusal mı ? oldum ? bilemiyorum.. ancak bildiğim göz yaşlarım akıyor..
Huzur ve mutluluk dolu günlerde yaşamak istiyorum ama ne mümkün !..
Çevremizde bizi rahatsız eden, huzursuz eden kişiler..
Trafik kazası, cinayet haberleri, çeşitli kaza haberleri, bırakın insanın ölmesini bir otomobilin , köpeğe çarpması sonucu o köpeğin ölümü veya yaralanması bile beni çok derinden etkiler hale geldi..
Huzur istiyorum, galiba tek huzurlu olduğum yer: aklıma bir şey gelmezse 5 vakit namaz kılarken, namazda oluyor ama, orada da şeytan bırakmıyor, hesaplar yaptırmaya başlıyor..
Bir menkıbe var ya : eskiden insanlar 1500-2000 yıl yaşarmış, sanıyorum Nuh (AS) öyle bir peygamber gelecek ki dünya ve alemler onun yüzü suyu hürmetine yaratılmıştır.. ancak o peygamberin dönem insanların ömürleri çok kısa olacak !
Cemaati sorar : peki evde yapacaklar mı ?
O zaman 1500-2000 yaşayan insan ile bugün 65 yıl yaşayan insanın arasında öğrenmede çok büyük fark var.. Bugün bizler o insanlardan çok daha fazla bilgiye sahibiz..
Şöyle bir örnek yazmak istiyorum: Ben gazeteci olarak Kahramanmaraş’ta gitmediğim köy, mezra kalmadı.. hemen her yerde tanıdığım var..
Ben adamın yüzünü tanıyorum: ismini veya hangi köyden olduğunu çıkaramıyorum bir birine karıştırıyorum.. hafıza doldu galiba..
O köydeki vatandaş, benim adımı, o gün ne yaptığımızı net olarak anlata biliyor..
Ben anlattıkları zaman ancak hatırlıyorum ve hafızam tazeleniyor..
Bunun sebebi : 910 köyün veya yeni adı ile mahallenin tamamına gitmişim.. her yerde böyle yüzlerce tanıdık var, hepsi ile ayrı bir anımız var.. unutuyor veya karıştırıyorum..
Oysa o köydeki vatandaş: Hayatı boyunca benim gibi bir gazeteci köylerine ya bir defa ya iki defa gelmiş, hafıza boş, bilgisayarın belleği boş tek olay onu da unutması mümkün görülmüyor.. bizde ise kapasitenin üzerinde bilgi yüklemesi var ikimizin arasındaki fark bu..
1500 ile 2000 yıl yaşayanın eski çağı insanı ile bizim aramızda ki fark bu , bugün insanımız umreye gidiyor, uçağa biniyor 3 saat sonra mübarek topraklarda.. eski den Hac ve Umre’ye gidip gelmek bir yıllık bir işmiş.. sonra 6 aya kadar inmiş, ya bugün ?..
Develerle, Kervanla, aylarca gidilir , sonra aylarca süren yolculuktan sonra , soyulmaz, sağ selim gele bilirsen, Türkiye veya gittiği yere dönermiş..
Bugünün insanı : Dünya da gitmediği , görmediği ve tanımadığı yer kalmadı.. hele İnternet ve Televizyon kanalları Çin de düşen bir uçağın görüntülerini yarım saat sonra olay yerinde canlı olarak göre biliyor.. birkaç saniye içinde çine gidip geliyoruz..
Hafıza ne yapsın, bellek ne yapsın, bir süre sonra hepsi doluyor..
Böyle olunca da : insan da huzur ve mutluluk işin doğrusu kalmıyor..
Bazı kansız insanlar var: Maraş yansa üzerine bir ateş de kendi atar ! böyle insanlar belki mutlu ama biz değiliz..
Dünya da : ilk cinayet ve kavganın Habil ile Kabil arasında olduğu bir çok kitaplarda kaynaklarda geçer o günden bugüne dünyamız da ki kavga devam ediyor..
Hırs ve ihtiras : Ben bilirim, ben yaptım kavgası, terör, savaşlar ve ölen insanlar ölmeye devam ediyor..
Kavga etmesek, huzurlu olsak , mutlu olsak bu dünya hepimize yetmez mi ?
TBMM bakın, bizleri temsil etsinler diye seçim gönderdiğimiz adamlara bakın, bir birini ısıran, yumruk atan, saksı fırlatan, koltukları yerinden sökerek, uçuran, Milletin kürsüsünü kıranlar bu nasıl bir iştir..?
Galiba bu dünyada huzur ve mutluluk yok
Huzur ve mutluluğu bulmak istiyorsanız, görmeyeceksiniz, duymayacaksınız, düşünmeyeceksiniz, derviş hane bir hayat yaşayacaksınız o zaman belki !..
Huzurlu ve mutlu iyi günler diliyorum..