Sevgili Okuyucular! Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) adayları belirlenmesine belirlendi,ancak yerel yönetim perspektifini de belirlemelidir.
Bu haliyle yerel seçimlerin büyük ekseriyetle İktidar ve Ana Muhalefet arasında kıran kırana bir biçimde geçmesi beklenmektedir.
11 Yıllık AK Parti iktidarı,başta rüşvet operasyonu olmak üzere pek çok nedenden dolayı sendelerken;CHP’nin yıllar sonra “ayağa” kalkmaya hazırlanıyor olması ülkemiz için ümit verici bir gelişme olarak görülmelidir.CHP,şimdi ,uzun zamanın ardından sonra,Ankara ile Birlikte İstanbul’u da Adana’yı’da , Bursa’yıda ,Samsun’uda, Hatay’ıda, Gaziantep’i de alabilme şansını yakalamış durumdadır.CHP’nin ayrıca İzmir’i de Antalya’yı da,Mersini’!de yeniden alabilme şansı var.Hatta Merkez sağdan gelen güçlü isim Osman Çilsal’a da Kayseri’yi bile alma şansı vardır desem yerinde olur.Çünkü diğer illerde olduğu gibi AKP-Cemaat ayrışması Kayseri’de de yoğunluk kazanmış durumda.Bu gelişmeleri ,Cemaat içerisinde olan önemli bir isimle konuştuk önümüzdeki yerel seçimleri.Oda “,CHP’nin bu şansını gerçeğe dönüştürebilmesi için 30 Marta 2014 Yerel Seçimlerine alışılagelmiş yöntemlerin dışında farklı bir bakış açısıyla hazırlanması gerekmektedir.”diyor.
CHP’nin artık geleneksel alışkanlıklarından arınması ve farklı olması bu seçimlerin kaderini hiç kuşkusuz değiştirecektir.Bu seçimlerde sağcı olarak bilinen aday isimler çıkararak,risk almış olan bir CHP var artık.
İstanbul adayı sayın Mustafa Sarıgül’ü bir yana bırakalım;Ankara adayı sayın Mansur Yavaş,MHP’de önemli bir isimdi,oda şimdi CHP’de.Kayseri’de Osman Çilsal,oda Merkez sağdan önemli bir isim oda şimdi CHP’de.Hatay’dan Lütfü Savaş,AK Parti Hatay Büyükşehir Belediye başkanıydı,AK Partiden istifa etti oda şimdi CHP’de.Adana’da Yılların sağcısı Aytaç Durak oda şimdi CHP’de.Bir çok yerden aday gösterilenlerinde eklediğimizde,halk nazarında CHP’nin sağcılaştığına yönelik bir algı oluştuğu düşünülebilir ama CHP bu ülkede çok bakireler atlattı,sağcı darbeciler tarafından çok ezildi,yakıldı yıkıldı ama,küllerinden yeniden var olmasını sağlamasını bildi. Ama,hiç sağcı düzene uymadı,kafa tasçı asla olmadı.Bundan sonrada CHP’nin sağcı olması mümkün değildir.
Bundan böyle,CHP için şu denebilir;Avrupa’da olduğu gibi.Avrupa Sosyal Demokratların uyğuladığı,yaptığı gibi.Sosyal Demokrat bir parti(merkez Sol)Halkın yaşamına,refahına odaklı bir parti…
Aslında siyaset,bir risk alma sanatı olduğu kadar,aynı zamanda,risk ihtimalini azaltabilme becerisidir.CHP’nin üstlendiği bu risk kendi lehine çevirebilmesi benimsediği stratejisinin direnç noktalarını belirlemesi ve bu direnç noktaları üzerinden örgütsel refleksleri zayıf CHP teşkilatlarıyla adaylar arasında belirli bir mesafe olduğu;bu mesafenin çeşitli sorunlara yol açacağı görülmektedir.Uzun yılların koşucusu olması nedeniyle hareket kabiliyeti zayıflamış CHP örgütlerinin,potansiyel seçmeninin partinin adaylarına yöneltme zorluğuyla karşı karşıya olduğu görülmektedir.Özellikle büyükşehirler de aday olanlar isimlerin kerameti kendinden görmeleri de bu zorluğu artırmaktadır.
Kısmen CHP örgütlerinde ama daha çok da CHP tabanında,transfer edilen adayların AKP ile birlikte yaygınlaşan rantçı belediyecilik anlayışın nasıl değiştirebileceklerine ilişkin bir bilinmezlik hakimdir.Bütün bunlara rağmen CHP,bu seçimlerden başarılı çıkabilecek bir zemine sahiptir.Başarı için olmasa olmaz koşul,sürecin iyi yönetilmesidir.Süreç iyi yönetilebilirse CHP için itibarlı,iyi yönetilmese itibarsızlaştırmaya müsait bir ortam olduğu söylenebilir.
Yukarıda anlatmaya çalıştıklarıma bir örnek olarak verecek olursam;
Örneğin,Osman Çilsal’ın CHP Kayseri Büyükşehir Belediye Başkan adayı olması,CHP ve DP tabanında,ufak çaplı rahatsızlık yarattığı.
Eski DYP’li yeni DP’li öğretmen emeklisi bir isim ile karşılaştım.DP’li Çilsal’ın CHP’li olmasını nasıl buluyorsunuz diye sorduğumda yanıtı şu oldu,”Başta yadırgamıştık ama şimdi alışıyoruz,CHP’li dostlarımızla aramızdaki ufak çaplı soğuk iklim,yenini sıcak iklime bıraktı.Bir sağcının,solu,bir solcunun sağı kabullenmesi zor bir durumdu eskiden ama, bizler şimdi ülkemizin geleceği için bir araya gelmek ve birbirimizi kabullenmek zorundayız”