Kahramanmaraş

Kadın Platformu 8 Mart’ta Kadın Çalıştayı Sonuç Bildirgesini Açıkladı

Kahramanmaraş Kadın Platformu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Kahramanmaraş Barosu Kadın Kurulu işbirliğinde gerçekleştirilen Kadın Çalıştayı sonuç bildirgesi paylaştı.

Kahramanmaraş Baro Binasında düzenlenen toplantıya, Kadın Platformu üyesi Dernek Başkanları ve TOBB Kahramanmaraş Kadın Kurulu Başkanı Betül Kenger Zabun katıldı. 

Kadın Platformu Başkanı Zeynep Özbaş Arıkan, günün anlam ve önemine dair yaptığı konuşmasında, 8 Mart’ın sadece bir anma günü olmadığına dikkat çekerek “Kadınların haklarını, toplumdaki yerini ve yaşadığı sorunları konuşmak için bir fırsat” dedi. 

Başkan Zeynep Özbaş Arıkan konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bugün, sadece bir anma günü değil, kadınların haklarını, toplumdaki yerini ve yaşadığı sorunları konuşmak için bir fırsat. Bugün, kadınların toplumsal, ekonomik, kültürel ve siyasi alandaki mücadelesine dikkat çekmek, şiddete, ayrımcılığa ve adaletsizliğe karşı güçlü bir ses yükseltmek için buradayız.

Ve bugün burada, geçtiğimiz Aralık ayında gerçekleştirdiğimiz Kadın Çalıştayı’nın sonuç raporunu sizlerle paylaşmak için toplandık. Çünkü Kahramanmaraş’taki kadınların sesi duyulsun istiyoruz!

Bu çalıştay, şehrimizde bugüne kadar yapılan en kapsamlı çalışmalardan biri oldu. Her kesimden, her görüşten katılımcılarla kadının toplumdaki yerini, karşılaştığı zorlukları ve çözüm yollarını konuştuk.

Kahramanmaraş Barosu ev sahipliğinde, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Kadın Araştırmaları Merkezi Müdürlüğü, Kahramanmaraş Kadın Platformu, Kahramanmaraş Barosu Kadın Hakları Komisyonu, Siyasi partilerin kadın kolları başkanları ve temsilcileri,Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, Emniyet Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü, Sağlık Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı ve ŞÖNİM yetkilileri çalıştayımıza katıldı.

Ve hep birlikte şu dört temel konuyu ele aldık:

Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın önlenmesi için yasa tasarısı önerileri

Eğitimde kadının rolü

Göç ve kadın

Karar mekanizmalarında ve temsiliyette kadın

Bu çalıştayla, kadınların karşılaştığı sorunlara somut çözümler üretmek ve bir yol haritası oluşturmak için önemli bir adım attık.

Hazırladığımız birazdan sizlere sunacağımız raporumuzu Ramazan ayı sonrasında milletvekillerine ve TBMM’deki siyasi partilerin kadın politikaları başkanlarına sunacağız. Çünkü biz kadınların sorunlarını sadece konuşmak için değil, çözmek için buradayız!” 

Daha sonra Türk Kadınlar Birliği Kahramanmaraş Şube Başkanı Tuna Meşe, sonuç bildirgesini basın mensuplarıyla paylaştı. 

KADIN ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ

Kadınlar İş Hayatında, Siyasette ve Girişimcilikte Nerede?

Girişimcilikte dünya ortalamasının altındayız! Türkiye’de kadın girişimcilerin oranı sadece %12 iken, dünya ortalaması %34.

Kadınların iş gücüne katılımı, erkeklerin yarısından bile az!

Siyasette temsil oranı hâlâ çok düşük! TBMM’deki 600 milletvekilinin sadece 121’i kadın.

Yerel yönetimlerde de durum farklı değil. Kadın temsiliyet oranı %20’nin altında.

Bu rakamlar bize ne anlatıyor biliyor musunuz?

Kadınlar iş hayatında, siyasette ve ekonomide hak ettiği yerde değil!

Ve biz, bu durumu değiştirmek zorundayız!

Ve Kadın Cinayetleri ve Şiddet: Bitmek Bilmeyen Acı bir gerçek maalesef

🔴 2024 yılında 411 kadın öldürüldü.

Bunun 117’si şüpheli ölüm!

🔴 2023 yılında 315 kadın cinayeti işlendi.

Bunların 248’i şüpheli ölüm olarak kaydedildi.

Ve daha acısı ne biliyor musunuz?

Bu sayılar eksik!

Çünkü kadına ve çocuğa yönelik şiddet, istismar ve tecavüz vakaları tam olarak raporlanmıyor.

TÜİK verilerine göre, kadınların %12’si hayatlarının bir döneminde cinsel şiddete maruz kalıyor.

Çocuk istismarı davalarının sayısı 22 bin 689!

Kadınların yaşamak için mücadele etmek zorunda olduğu bir dünya değil, eşit haklara sahip olduğu bir dünya istiyoruz!

Kadın Hakları Değil, Kadınların İnsan Hakları!

Ve her 8 Mart’ta söylediğimiz gibi:

Kadın Hakları değil, Kadınların İnsan Hakları!

Tarih boyunca, kadınlar eğitimde, çalışma hayatında, siyasette, eşit haklara sahip olabilmek için mücadele etti. Ancak artık söylemlerimizi değiştirmeli ve kadınların insan hakları mücadelesini öne çıkarmalıyız!

Kadınların hakları, insan haklarıdır!

Kadınların doğuştan sahip olması gereken hakları, bir lütuf gibi sunulamaz!

Bugün burada toplanmamızın sebebi de tam olarak budur!

**Kadınların;

Şiddetten uzak,

Eşit fırsatlara sahip,

Haklarının güvencede olduğu bir dünyada yaşaması için mücadelemizi sürdüreceğiz!**

Ve biz biliyoruz ki, kadınlar güçlenirse, toplum güçlenir!

Kadına Yönelik Şiddet, Kasten Yaralama Ve Kasten Öldürme Suçları İle İlgili Verilen Hükümlerin Uygulanması Aşamasında İnfaz Yasası İle İlgili Yapılması Gereken Değişiklikler, Karar Mekanizmalarında Ve Temsiliyette Kadının Yeri Konu Başlıklarını Ele Aldığımız Çalıştayda Ortaya Çıkan  Raporu Ana Başlıkları

Türk Ceza Kanununda ki cezalandırma sisteminde kadına yönelik  kasten yaralama ve kasten öldürme suçunda kadına yönelik eylemin gerçekleştirilmesi nitelikli hal olarak yer almaktadır.

Türk Ceza Kanununda açık ve net bir şekilde cezalandırılacak miktarların alt üst sınırları ve suç türü belirli olasına rağmen  burada karşılaşılan sıkıntı infaz aşamasına geçilememesi,  infaz aşamasına net olarak geçilemediği için bu konuda bir cezasızlık algısının mevcut olmasıdır.

Bazı suç tipleri için kanun kişinin kapalı ceza infaz kurumunda kalma süresini cezanın toplam miktarının büyük çoğunluğu olarak belirlermekteyken; kadına yönelik şiddet dosyalarında kadına yönelik kasten öldürme ve kasten yaralama suçlarında böyle bir infaz düzenlemesi mevcut değildir. 

Bundan kaynaklı cezanın infazıyla alakalı problemler yaşanmakta Türk Ceza Kanununda kadına yönelik kasten yaralama ve kasten öldürmeye teşebbüs suçun nitelikli hali olmasına rağmen uygulamada infaz yasasında bu değişiklikler yer almadığı için infaz aşamasına net olarak geçilememektedir.

Mevcut süreçte Kapalı cezaevinde bir süre kalan suçlu sonra açık cezaevine ve bunun akabinde denetimli olarak serbest bırakılmaktadır. 

Dolayısıyla şahıs ceza almakta ancak serbest kaldığında yine aynı eylemi çoğunlukla gerçekleştirmektedir. Uzaklaştırma kararı verilmiş dahi olsa bu kararın ihlal edildiği ve uygulamada buna mani olmanın pekte mümkün olmadığı görülmektedir.

Bu noktada da kadına yönelik şiddet suçlarında denetimli serbestlik aşamasında ayın belirli günlerinde imza atmak yerine uzaklaştırma kararı ile birlikte elektronik kelepçe uygulamasının çok daha etkili olacağı düşünülmektedir.

Sonuçta infaz bir hükmün neticesidir. Bu süreç bir şikayet ile başlamaktadır. Kadının şikayeti ile başlayan daha sonra kovuşturma aşaması dediğimiz mahkeme aşaması  ve devamında  hükümle neticelenen bir yargılama süreci ve nihayetinde de bu hükmün infaz kısmı mevcuttur. 

Şikayet sürecinde kadınların şikayet hususunda bilgilendirilmelerinin eksik ve yetersiz olması, hala toplumumuzda boşanma davası açılırken “ilk açan haksızdır” zihniyetinin yerleşmiş olması, şikayet sonrası hukuki prosedürlerin uzun zaman alması, çoğunlukla kadınların maddi imkansızlıklarının olması, baro bünyesinde Adli Yardım Komisyonu kurulmuş ve Adli Yardımdan yararlandırılmış  olsa da kadınların maddi yüke girip herhangi bir şikayet süreci veya özel müdafii ile kendilerini temsil ettirebilmekten korktukları için maalesef şikayet aşamasında bir takım problemler çıkmaktadır.

Bu sebeple soruşturma sürelerin daha kısa tutulmasını, kadına karşı şiddette ivedi ve hassas bir soruşturma yürütülmesini talep etmekteyiz.

Mahkeme aşamasında kadın ve erkek karşı karşıya geldikleri zaman birbirlerine duydukları öfke  ve şiddet dürtüleri daha çok artabilmektedir. Bu sebeple kadın ve erkeğin karşı karşıya gelmeden yargılama sürecinin yürütülmesinin daha uygun olacağını düşünmekteyiz.

Kanunlarımız takdiri indirim sebebi olarak iyi hali benimsemiştir. Bu “iyi hal” kararının kadına karşı şiddet suçlarında kaldırılması gerekmektedir. Takım elbise giymesi, iki güzel söz söylemesi, hakimin önünde eğilip, özür dilerim pişmanım bir daha yapmayacağım demesi her ne kadar masumiyet karinesi olsa da kadına karşı şiddet olaylarında takdiri indirim sebebi olmaktan çıkartılmalıdır.

İkinci olarak  haksız tahrik indirimi uygulanmaktadır. Bana bunu yaptı, beni tahrik etti, o demeseydi ben onu yapmazdım. Güçler arasında ki eşitsizliğin ne yazık ki en kötü yansıması haksız tahrik indirimidir. 

İyi hal ve haksız tahrik indirimi uygulanmasının kaldırılması ve infaz kanunu açısından denetimli serbestlik hükümlerinin, açık cezaevine çıkma koşullarının kadına karşı şiddet suçlarında  ağırlaştırılması gerektiğinin altını çizerek özellikle vurguluyoruz.

KARAR MEKANİZMALARINDA VE TEMSİLİYETTE KADIN

Dünya nüfusunun yarısını kadınlar oluşturuyor. Kadınların bir anne olarak, bir eş olarak, abla, kardeş her anlamda toplumda ki varlığının önemi  kaçınılmaz. 

Bakıldığında hukuki ve anayasal düzenlemeler olarak kağıt üzerinde eşitiz  ama uygulamada gerçekten eşitmiyiz.

Bu gün Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkını verilmesi ile ilgili  yasal düzenlemelerin üstünden yaklaşık 90 yıl geçmiş olmasına rağmen “temsilde eşitlik” sağlanamamış, nüfusun yarısı kadınlardan oluşan Türkiye’de kadınlar mecliste, belediyelerde ve muhtarlık seçimlerinde eşit temsil hakkına halen ulaşamamışlardır.

28. Yasama Dönemi’nde 600 milletvekilinin yer aldığı mecliste 119 kadın milletvekili bulunmakla birlikte halen 31 ilin kadın vekili bulunmamaktadır. 

1934 yılından bu yana siyasal haklara anayasal düzeyde sahip olan Türk kadınlarının, son seçimlerde kadın temsil oranı olumlu yönde gelişim gösterse de siyasal temsil açısından yeterli ve arzu edilen düzeyde değildir.

Kadınların siyasette karşılaştığı kısıtlamaların en temelinde eril model siyaset olduğu görülmektedir. Erkek egemen siyasi yapıların ve bu yapıların ürettiği cinsiyetçi engellerin aşılması, kadınların siyasette daha fazla temsil edilmesi için kritik öneme sahiptir. 

Siyasette yer almayı başaran kadınlar, genellikle eril bir sistemin beklentilerine göre hareket etmeye zorlanmakta ve bu süreçte kadınsı kimliklerini bastırmak zorunda kalmaktadırlar. Bu bağlamda, kadınların siyasal temsilde daha etkin rol alabilmesi için toplumsal cinsiyet eşitliğinin sadece söylemde değil, pratikte de hayata geçirilmesi, toplumsal normların, beklentilerin ve algının değiştirilmesi gerekmektedir.

Toplumsal normlar kadınların geleneksel olarak ev içi rollerini bırakıp ev dışındaki daha kamusal rollere geçmelerinin önünde önemli bir engel oluşturmakta, kadınların siyasal faaliyetlerini sınırlayarak onların siyasette aktif rol almalarını zorlaştırmaktadır. Toplumdaki norm ve kalıplar, kadınların siyasetten uzaklaşmasına ve apolitikleşmesine neden olmaktadır. 

Ekonomik kaynaklara erişimde yaşanan zorluklar, kadınların siyasete katılımını ciddi şekilde sınırlamaktadır. Siyasette etkin bir rol almak, kampanya yürütmek ve siyasi faaliyetlerde bulunmak belirli bir finansal desteği gerektirmektedir. Ancak, birçok kadın, özellikle düşük gelirli veya ekonomik bağımsızlığını kazanamamış olanlar, bu kaynaklara erişim konusunda zorluk yaşamaktadır.

Eğitim düzeyi de kadınların siyasal katılımını doğrudan etkileyen bir faktördür. Eğitim, bireylerin kendilerini ifade edebilme, eleştirel düşünme ve liderlik becerilerini geliştirme açısından kritik bir rol oynamaktadır. Eğitim fırsatlarından yeterince yararlanamayan kadınlar, siyasette etkin bir şekilde yer alma konusunda kendilerini yetersiz hissedebilmektedir. 

Ayrıca, eğitim eksikliği, kadınların siyasal hak ve sorumluluklar konusunda yeterli bilgiye sahip olmamalarına neden olabilmekte, bu da onların siyasal katılımını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle, kadınların siyasal alanda daha fazla temsil edilmesi için ekonomik ve eğitimle ilgili engellerin ortadan kaldırılması, bu alanlarda eşit fırsatların sağlanması büyük önem taşımaktadır. 

Kadınların siyasal süreçlere katılımını artırmak için de yasal düzenlemeler yapılmalı ve mevcut yasalar etkin bir şekilde uygulanmalıdır. Bu süreç, siyasi partiler tarafından da desteklenerek kadın adayların seçimlere katılımını teşvik eden politikalar oluşturulmalıdır. Kadın adayların görünürlüğünü artıracak ve onların aday olmalarını teşvik edecek kampanyalar gerçekleştirilmelidir. 

Kadınların siyasal temsilinin artırılması için partiler düzeyinde uygulanan kota sistemi ulusal düzeyde anayasal ve yasal hükümlerle kadınlar lehine geliştirilmelidir. Kadınların siyasal katılımının seçim kampanyalarıyla sınırlı olmadığı konusunda toplumun eğitilmesi ve bilgilendirilmesi gerekmektedir. 

Yerel yönetimler, kadınların siyasal katılımını teşvik eden projeleri desteklemeli ve kadınların yerel yönetimlerdeki temsiliyetini artırmalıdır. 

Kadın adaylar için kampanya finansmanı konusunda özel teşvikler ve destekler sağlanmalıdır. 

Medya aracılığıyla cinsiyet eşitliği ve kadınların siyasal katılımı konusunda farkındalık yaratıcı kampanyalar düzenlenmelidir. Medya, kadın siyasetçilerin başarılarını ve liderlik rollerini vurgulayan içerikler üretmeli ve cinsiyetçi kalıpları kırmaya yönelik yayınlar yapmalıdır. 

Bu yönde yapılacak düzenlemeler, kadınların siyasal temsilde karşılaştıkları engellerin aşılmasına yönelik somut adımlar atılmasına katkı sağlayacaktır.

8 Mart vesilesiyle, kadınların hayatın her alanında daha güçlü ve eşit bir şekilde yer alması Kadınların yalnızca bir gün değil, her gün hatırlanması gerektiğini bir kez daha vurgulamak isteriz.

"Kadınlar sevginin, şefkatin ve zarafetin en güzel temsilcileridir. Onların olduğu her yer güzelleşir." 

"Bir toplum, kadınlarına verdiği değer kadar güçlüdür."

Dünyayı güzelleştiren saygıdeğer Türk ve Dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun!"

Kahramanmaraş Barosu Kadın Kurulu Başkanı Şeyma Aytemiz de kısa bir konuşma yaparak, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı.