Yerel seçimler dolayısı ile iktidar partisinin Kahramanmaraş’taki etkinlikleri hızlandı. MHP ise “Bekle-Gör” taktiği güdüyor, henüz ortada aday adayları yok. Varsa da biz bilmiyoruz. Belki de MHP; AKP nin adayına göre bir aday çıkartma taktiği güdüyor. Bu konuda fazlaca bir şey bilmediğimiz için, yorum da yapmaktan da uzak duracağım.
AKP’de ise kendi içinde birden fazla “Adayım” diye gezen aday adayları dolaşıyor şehirde. Hali hazırdaki Belediye Başkanımız Sayın Mustafa Poyraz “kesin aday benim” derken, 3. Dönem milletvekilliği yapan bir daha vekil adayı olma imkanı olmayan Sayın Nevzat Pakdil de adeta “Beni Sayın Başbakan gönderdi” der gibi, aleni ve ateşli seçim turları yapıyor. Gönlüne adaylık sevdası düşen ama cesaretini toplayıp da çıkamayan başka adaylar olduğunu da duyuyoruz.
Kimin aday olacağı, şimdilik bizi de fazla ilgilendirmiyor.
Nevzat Pakdil’in bu kapsamda yaptığı toplantılarından biri de 25 Mayıs 2013 tarihinde, Türkiye Mühendisler Mimarlar Odası Başkanlığı (TMMOB) ile idi. Doğrusu oldukça verimli geçen, sözlerin açık, soruların açık, beklentilerin açık olduğu nadir Siyasetçi- Sivil Toplum Kuruluşları (STK) toplantılarından biri idi. Kimya Mühendisleri Odasının Kahramanmaraş Şube Başkanı olarak bu toplantıda davetli katılımcı idim.
Kervanhan’da yapılan kahvaltıda yeme içme bakımından her şey damak zevkine uygun ve zengin İktidar partisi sofrasıydı ancak; yağmur bizi açık havadan kapalı yere hapsetti. “O kadarı kadı kızında da olurdu” neyse; yağmur da lazımdı ve inşallah bu yağmur çiftçiye bereket ve rahmet olmuştur. Yedik, içtik, nede olsa iktidar partisi ve iktidarın sofrasındaydık karnımız da doydu elhamdülillah.
Toplantının açılış konuşmasını; TMMOB’nin Kahramanmaraş temsilcisi Yusuf Temizkan yaptı. Mühendisi, Mühendislik mesleğini ve mühendislerin şehir ve şehircilik için önemini anlattı ve üyeler adına da bu toplantıyı organize eden bir İlahiyatçı Belediye Başkan adayının, TMMOB Temsilcisinin görüşlerini almak için burada olmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti ve kendisine teşekkür ederek mikrofonu Sayın Pakdil’e verdi.
Sayın Pakdil tecrübeli bir siyasetçi; teşekkürle başladı konuşmasına, o da mühendisin mühendislik mesleğinin öneminden, Mühendislerin artık sadece üretimde değil KALİTEDE, ÇEVREYİ KORUMADA, İNSAN SAĞLIĞINI KORUMADA da etkin rol oynadığını, şehirlerin yaşanabilir olması içinde vazgeçilmez olduğunu ifade etti. Ulaşımdan barınmaya, enerjiden hammaddeye her alanda mühendislerin vazgeçilmez olduğunu söyledi.
Tabi o siyasetçi ise bizde gazeteci idik, birden aklıma gelen ilk soruyu sordum; Mühendisler bu kadar önemli ise, bu güne kadar yapılan “ÇALIŞTAY”lara neden bir defa olsun TMMOB davet edilmemişti, görüşlerine başvurulmamıştı? Gerçi Sayın Pakdil çağırmamıştı ama onun rakibi Sayın Poyraz çağırmış mıydı sanki? O da TMMOB ile yaptığı toplantıda hemen hemen aynı vurgular ile Mühendislerin önemine işaret etmişti o da hiçbir ÇALIŞTAY da fikrimiz ve konuya yaklaşımımız alınsın diye bizleri davet etmemişlerdi.
Her iki adayın da mesleğimize yönelik yaptığı önem vurgusu da, asıl olmamız gereken yerde davet etmekten imtina etmede de aldıkları tavır da benzer idi. Tabi her ikisinin de aynı olduğunu yok aslında birbirlerinden farkı şeklinde ifade edilebileceğini söyleyip, sorumun arkasından onlardan bir “PARDON UNUTMUŞUZ” ifadesini de duyamamam da aynılığa önemli delaletti. Yani bu ÖNEML!! Kesimin ÇALIŞTAY’ larda eksikliğinin fark edilmemesi bize her şeyi anlatıyordu aslında. Onun için bu durum bizde hayal kırıklığı yaratmadı doğrusu.
Sayın Pakdil ikna kabiliyeti olan birisi, toplantıya birde devlet memurları takviyeli geliyor. Nede olsa iktidar partisi!!! Muhalif bir vekil olsa o toplantıya katılan memurun vay haline. Neyse karayollarımız hakkında bilgi verecekti arkadaşlarımız. Sayın Pakdil; bir ara yılan hikâyesine dönen ve yıllardır tamamlanamayan KAYSERİ-K.MARAŞ kara yoluna getirdi lafı. Hatta orada bulunanları ikna için, bu konuda Sayın Başbakan ile birlikte o bölgeden geçerken, onun bile “bu coğrafyada çalışmak zor, gecikme haklı” dediğini bile söyledi. Vebali günahı herkesin kendi boynuna. Ne diyelim Başbakan sözü destekli Sayın Pakdil’e inanmak istedim ama bu seferde şu soru geldi aklıma Karadeniz coğrafyasından, OVİT dağı tünelinden de zorlu muydu burada şartlar? 10 yıldır tamamlanamadı gitti. Bir mühendis olarak kendisine “haklısın” demek istesem de diyemedim.
Bir ara konuşmasında; nereden aklına estiyse “bir tek başına çok küçük bir sayıdır, alt alta 6 (altı) adet biri koyarsanız altı eder, ama yan yana koyarsanız(111111) yüzonbirbin yüzonbir yapar. Doğru yönetim de birleri yan yana koymalısınız” deyince bende hınzır gazetecilik gene husule geldi soruyu patlattım. “K.Maraş halkı iktidar partisinden 3 dönem önce 7 geçen dönem 6 bu dönem 6 Millet vekili ve her üç dönemde de BeIediye Başkanı seçerek 1’leri alt alta mı, Yan yana mı yazıyor.” Çünkü ortada ters bir durum vardı ve Kahramanmaraşlı bir yerlerde hata yapıyordu, iktidarın istediğini seçiyor hizmet üretkenlik, iktidarın nimetlerinden istifade etmek yok, hak getire idi.
Misafirlerin de , Sayın Pakdil’in de bu söze cevap yerine gülerek karşılık vermesi bildiğimiz gerçeğin bize itirafı gibi idi. Evet maalesef biz hep “bir” leri alt alta koyduk ve hizmet görmedik ve iktidar nimetlerinde istifade edemedik. Bu kez sayın Pakdil bizi uyandırdı, oylarımızı AKP’ye iktidara değil, hizmet verecek, proje ortaya koyacak, yürekli, mert çalışkan adaylara vereceğiz.
Zaten öğleden sonra Adana’daki “VATAN” temalı Mitingine katıldığım MHP’de Müthiş bir hareketlilik vardı, İstasyon meydanında en az 100.000 kişi toplanmış ve umudu Türkmen Beyinde arıyorlardı. Bu kez İktidar partisi taassubundan vazgeçip, Bilge Lider Devlet Bahçeli’nin göstereceği adayda birleşeceğiz. MHP’nin aday belirleme sürecini neden bu kadar uzattığını, kılı kırk yaran bir seçicilik ile seçim kazanma hedefine kilitlendiğini gözlerimle görmüş oldum. Seçim heyecanı beni baştan aşağı sardı, hadi el ele Büyük şehir olmuş Kahramanmaraş’a güçlü ve çalışkan MHP’li bir Başkan seçelim, bir de onları deneyelim. Bu duygu ve dileklerimle hepinizi Allaha emanet ediyorum.