Kırgınım Kardeş !

Sabah yürüyorum !

Park’ta bir masa etrafında dört kişi, biri öğretmen, 10 binlerce çocuk okutup okuma yazma öğreten, öğrencileri bugün vekil, bakan , doktor , hakim ve savcı olan bir öğretmen saçları ağarmış , piri fani olmuş bir öğretmen.. güzel insan..!

Karşısında oturan ise : Bir müdür ki , karşısında binlerce kişi emret müdürüm dediklerinde ağızlarından bir müdür daha çıkan kişi !.. benim gençliğimin ünlü müdürü !

Donuk gözlerle hayata bakıyor..

Diğer iki kişiyi tanıyamadım.. ama sohbetlerine baktığımda onların da bir Üniversite bitirdikleri her hallerinden belli..bir cebinden zeytin çıkardı.. bir diğeri ise fırından sıcak ekmek alıp geldi.. hoş sohbet bir somunu zeytin ile dört arkadaş yaladı yuttu.. bana hayatın aynası gibi geldi merakla bakıyorum..

Sonra biraz kulak verdim: oradan şuradan buradan sohbet.. hükümet kurmadan- bakanlar kurulunu atamaya kadar uzanan bir sohbet ve ahtı vefa göstermeyenlere üzgün ve kırgınlar.. bugünkü iş adamlarımız gibi..!

Vebalı hastalıklı kişilerden kaçar gibi etrafından kaçan yalakalara olan kırgınlıkları gibi..

Karşımızda inşaat: ekmek parası için çalışan işçiler..

İnşaat içinde ise sabah ezanı çalışmaya başlayan işçiler ki onlarda sabah çayı demlemişler, domates, zeytin ekmek ve sabah kahvaltısı yapıyorlar.. can siper hane ekmeklerine sahip çıkmaya çalışıyorlar..!

Sabah insanlar : işe yetişmek, okula yetişmek için koşuyorlar.. yüzler asık, gözler donuk, gelecekten bir endişe var ! insanlar üzgün ve kırgın bizim iş adamları gibi..!

Bir mücadele: bir kuş bir parça veya bir sokum ekmek parçası onu diğer kuşlara kaptırmamak için parkın köşesinde, bağırarak ekmeğine sahip çıkmaya çalışıyor !.. mücadele aynı ! değişen ne ?

Bizim yaptığımızda ekmeğimize sahip çıkmak..

Feto terör örgütü ile alakalı yazdığım yazılarımızdan dolayı teşekkür üzerine teşekkür aldım.. Feto terör örgütü mağdurları teşekkür etti..

Bir dostumuzda : “ Abi bu konu patlamaya hazır pimi çekilmiş bir bomba ,bunu yazma !” diyerek bizi uyardı !..

Bende kendisine dedim ki : “ Biz kimseye hakaret etmiyoruz, MİT tırlarında ifşa etmiyoruz. Yapılan yanlışları yazıyoruz.. eğer bunu yazacak kadar bu ülkede yürekli gazeteci ve basın özgürlüğü yoksa , burada yaşamanın da bir anlamı kalmamıştır..

Aba altından sopa ile sus ! yazma uyarısına da anlam azlıktan gelerek yolumuza devam ediyoruz..

Biz ekmeğimiz için çalışıyoruz ! doğru bildiğimi yazarım, eğer ezelde, göz altına alınma, ifade verme , cezaevine gitmek varsa gideriz.. 41 iş adamımız gibi bizde gideriz ! Çocuklarımıza da Allah bir rızık verir.. “ dedim..

İnsanlara : Çamur at , tutmazsa izi kalır politikası bugün yaygın olarak uygulanıyor..

Birini sevmiyorsanız Allah korkusu ve Ahret düşüncenizde yoksa ! : Cumhuriyet Başsavcılığına veya Emniyet Müdürlüğüne, veya Başbakanlık BİMER’e iki satır yazın :

Filan adam yada müdür ,yada vali , yada Polis var ya : var o o parelerin imamı yada gizli kasası Fatullah Gülen ve Cemaatinin önde gelen ismi, Feto terör örgütü üyesi “ gibi yazın gönderin bakın neler oluyor..!

Türkiye ne hale geldi ?

Kim dost ! kim düşman ! bilemez hale geldik..

Ancak : Dost kara günde belli olur..!

Biz dostlarımızı yalınız bırakmıyoruz, hepsini ziyarette gidiyor hiç olmazsa onlara manevi destek veriyoruz..

Dostlar: “Biz onları Allah havale ettik” diyor..

Allah ne güzel vekildir..

Sabaha kadar ağlayan hamile bacımızın, biz bu hale düşecek insan mıyız ? diyen iş adamımızın göz yaşları var ya :” Denizi bile yakar bitirir!” mazlumun ahı yerde kalmaz !

Herkes üzgün ve kırgın !

Moralimiz sıfır, Park ta oturan emekli olmuş müdürümüz öğretmenimiz, kırgın, masası başında oturan, kapıları kapalı iş adamımız üzgün ve kırgın, iftiraya maruz kalan bacımız gözü yaşlı cezaevinde belki de yakın da doğum yapacak ama çile çekiyor..

Biz bunların yanlış olduğunu söylüyoruz, buradan suç çıkaran varsa yapacak bir şey de yok.. bizde Allah deriz..

Herkesin bir hesabı var ! Allah’ın da bir hesabı var..!

Dün cemaat kuruluşları içinde bulunan : Dernek yöneticisi , Şirket yöneticisi, çalışanı çalışmayanın, cemaat önünden geçen, toplantısına katılan ve Pareler yapıyı bilmediği o dönemde sırf Allah rızası için oraya koşan iyi niyetli Müslümanların bugün ayakları titriyor..

Bir dostumuz: Her kapı çalındığında bir polis arabası gördüğümde bizi de mi ? almaya geldiler diye ayaklarım titriyor !” diyor.. üzgün ve kırgın !

Bende sordum: Bir eğelenin var mı ?

Cevap: “ yok kurban keseceğiz dediler para verdim, Kurban derisi verdim, Fakirlere gıda dağıtacağız dediler yardım ettim,” iç yüzünü bilmem ama huzursuzum, üzgünüm kırgınım , tedirginim diyerek ahvalini anlattı..

Bizim gördüğümüz fotoğraf çok gergin, iftira kokuyor.. insan hasiyeti ve onuru ayaklar altına alınıyor.. Bu ülkeyi bu kadar germemek çok tehlikelidir..

Suç işleyen varsa : Davulla zurna ile değil el altından araştırmanı yap, belgelerini topla sonra da suçluyu adalette teslim et..

Allah milletimize birlik ve beraberlik versin diyorum..

İyi günler..