Bayram öncesi.
Günlerden Salı.
Günler öncesinden yapılan bir davet üzerine, Gaziantep Yolu üzerindeki MADO Evi’ndeyiz, Kahramanmaraş’ta görev yapan yerel ve ulusal gazeteciler ile birlikte.
Davet sahibi, memleketin çiçeği burnunda Emniyet Müdürü Metin Aşık.
Kırşehir’den Kahramanmaraş’a atanan ve yaklaşık bir ay önce göreve başlayan Aşık, hem basın mensupları ile toplu şekilde bayramlaşmak hem de bir araya gelip görüş alışverişi yapmak istemiş.
Biraz gecikmeli gittik.
Gittiğimizde Müdür Bey oturmuştu, masasına.
Sessizce bir köşeye ilişiverdik.
**
Müdür Bey bir açılış konuşması yapacak, ancak işletme sahiplerinden Atilla Kanbur sözü alıyor:
İfadeyi buraya net yazmak istemiyorum.
Ama söylediği söz, gazetecilerin oraya kahvaltı için geldiği minvaldeydi.
Ben tepki gösterecektim ama Müdür Bey’e saygısızlık olmasın diye sesimi fazla yükseltmedim.
Kanbur’u şiddetle kınıyorum.
Ama insan insanın aynasıdır’ı hatırlatmakta fayda var.
Kişi kendi nasılsa, karşısındakini de öyle görürmüş.
Demek ki, sayın Atilla Kanbur gittiği yere insanların kişiliği ve saygınlığı için değil ikramları için gidiyormuş.
Ne diyelim.
Allah kalbine göre versin.
**
Ve…
Suriyeliler, Konaklama Tesislerinde sorun olmaya başladılar.
Bayramın üçüncü günü meydana gelen olay düşündürücü.
Haberin özeti:
**
“Çadırkent’te kalan Suriyeli bir grup mülteci bazı ihtiyaçlarının giderilmediğini öne sürerek eylem yaptı. Gerginlik akşam saat 20.00 sıralarında başladı. İddiaya göre, gıda ve benzeri bazı yardımları alamadığını öne süren bir grup Suriyeli, çadır kentin içerisindeki 6 nolu mahallede toplanarak yürüyüşe geçti. Polisi de taşladıkları öne sürülen grubun nizamiyeye doğru ilerlemesi üzerine, TOMA ve akrep aracıyla beraber çevik kuvvet ile çok sayıda polis ekibi, ambulanslar ve itfaiye araçları sevk edildi. Olay yerine gelen polis, grubu dağılması yönünde uyararak, müdahale için tedbir aldı. Bu sırada bölgeye gelen Emniyet Müdürü Metin Aşık, grubun arasına girerek öfkeli kalabalığı sakinleştirmeye çalıştı. Çadır kentin nizamiyesi önünde toplanan yüzlerce Suriyeliye seslenen Aşık, kalabalığın bayramını kutlayarak, her mahalleden birer temsilci gönderilmesini istedi. Zaman zaman kalabalığın arasında zor anlar yaşayan Aşık, sorunları dinleyeceğini ve gerekli mercilere ileteceğini belirterek, gruba dağılmasını söyledi. Aşık’ın uyarılarının ardından, çadır kentteki tansiyon düşerken, grup sessizce çadırlarına döndü”
**
Buyrun buradan yakın.
Ekmeğimizi, aşımızı paylaştığımız zihniyete bakın.
Yorum yapmıyorum.
Bunların da Allah gönlüne göre versin.
**
Ve…
Bugün..
29 Ekim.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümü.
Cumhuriyet Bayramı.
Kutlu olsun.
**
Günlerdir bir tartışma yapılıyor.
Ankara’da yapılacak Cumhuriyet Yürüyüşü, valilik tarafından yasaklandı.
Kızılca kıyamet koptu.
Anamuhalefet partisi CHP’nin lideri bakın ne diyor.
“Türkiye Cumhuriyeti, istihbaratlarla yönetilen bir devlet değildir. Yasak geldiği için ben 29 Ekim törenlerinde değil, halkın arasında olacağım. Resmi törenlerle kutlamak kolay, halkın arasında olmak zordur”
Ne demek istedi, anlamadım?
İstihbarat nedir?
Sanırım, birileri Kemal Kılıçdaroğlu’na bunu hatırlatmalı.
İstihbarat olmadan, huzuru sağlayamazsınız.
Ne deyim.
Onun da gönlüne göre versin Yaradan.
**
Ve…
Sporda tutkun olmayışımızın acı sonu…
Ortaya çıkan hemşerilerimiz ya seçimleri kaybettiler ya da adaylıktan çekildiler.
Eski devlet bakanlarımızdan Ali Doğan’ın basketbol federasyonuna aday olması, kentte bir heyecan oluşturdu.
Sonra işadamı Faruk Bilgili, ‘judo için varım’ diyerek ortaya çıktı.
Ardından da milli güreşçimiz Şeref Eroğlu, güreşin patronluğu için adaylığını açıkladı.
Ali Doğan, mevcut başkan Turgay Demirel’e karşı 105’e 67 seçimi kaybetti.
Faruk Bilgili de, mevcut başkan Fatih Uysal’a karşı 189’a 37 kaybetti.
Şeref Eroğlu da adaylıktan son anda çekildi.
Üç Maraşlı da istediklerine ulaşamadı.
Ama bu adaylık sürecinde yaşananlar, Kahramanmaraşlıların ve Kahramanmaraş spor camiasının bir kez daha şapkalarını önlerine koyup düşünmelerini gerektiriyor.
Spor camiamızın da Allah gönlüne göre versin.