Maraşlı Seçmenin Algısı Değişir mi?

AK Parti de geçmiş dönemlerde de yönetimlerde bulunan Mali Müşavir Harun Kahveci dostumuz Ak Parti adayını henüz açıklamadan yaklaşık bir ay önce kesin ve kati ifadelerle bir iddiada bulunmuştu: “Ak Parti’nin Büyükşehir adayı Fatih Mehmet Erkoç olacak!” diye…

Dediği çıkınca aradık, ofisinde ziyaret ettik. Bu iddiasının mantıklı nedenlerini açıkladı.

Bu kez bir soru daha yöneltelim dedik: “Peki Erkoç Büyükşehir Başkanlığında başarılı olur mu?”

“Olur” dedi Kahveci ve devam etti: “Başarılı olur çünkü belediyecilik de tıpkı siyaset gibi bir ekip işidir. Erkoç, siyasete atıldığından bu yana dikkat edin hep ‘Takım çalışması’ formatı ile çalışarak buralara kadar geldi. Yani bugün Büyükşehir Adayı olması öyle tesadüfî değil. Fatih bey dönemi, Maraş'ta ikinci Hacı Ali Özal dönemi olacak. Biliyorsunuz 1980 ihtilalinden sonra Maraş'ı yeniden inşa etmek için şantiyeye çevirdi Hacı Ali Özal Bey. Ne tesadüftür ki Erkoç’ta Özal gibi Makine Mühendisi ve ilk defa Büyükşehir olan Maraş'ta büyükşehirin ufkunu açacak heyecan ve şevki, onun Hasancıklı’daki karşılama töreni sırasında gözlerinde gördüm. Ben, Fatih Beyin takım çalışmasıyla hem de çok başarılı bir Başkan olacağına gönülden inanıyorum.” diye yanıtladı.

Peki adı açıklanınca bunca kopartılan fırtına ne?

Bu sadece Ak Parti’ye mahsus bir durum değil, bütün siyasi partiler için geçerlidir! Gerek milletvekilliği genel seçimlerinde ve gerekse yerel genel seçimlerde adaylar ilk açıklandığında önce mutlaka bir kızılca kıyamet kopar.

Fırtınalar kopar, “istemezükçüler” her türlü aleyhte propagandayı yapar ve hatta rakip partiye el altından her türlü kozu da verirler ki, amaçları kendi istemedikleri adayı ve o adaydan daha çok o adayı belirleyen genel merkeze bir ders verme hırsıdır içlerindeki.

Sonrasında bu fırtına yavaş yavaş rüzgara, ardından yele dönüşür ve birkaç gün sonrasında ise o istemezükçüler bile partilerinin adaylarının etrafında birleşir ve yel bile kalmaz.

Bunda da değişik etkenler vardır.

Kimisi adaylarının kesin seçileceğini görerek “bir beş yıl boyunca” hep parti içi muhalefette mi kalacağım” korkusu ile kimisi de “partiye aidiyet” sorumluluğuyla hareket eder ve adaylarının yanında yer alırlar.

Yani aday açıklandıktan bir süre sonra seçmenin de partilinin de algısı değişmeye başlar, negatiften pozitife doğru bir yolculuk başlar.

Bu sürecin tamamı taş çatlasa 15 gün sürer.

Erkoç kanaati değişiyor gibi!

İŞTE en son yapılan milletvekilliği genel seçimlerini bir hatırlayın.

Özellikle Mahir Ünal, Yıldırım Ramazanoğlu ve Sevde Kaçar’a çok büyük tepkiler oluşmuş ve “bunlarda nereden çıktı” tepkileri arşı alaya ulaşmıştı.

Sonra ne oldu?

O tepkiyi gösterenler bile baktılar ki, olacak gibi değil algıları hemen değişti ve o vekillerin yanında yer alıverdiler.

Şu son 15 günde Ak Parti ve MHP’nin aday belirlediği sürece bakalım.

Adayını önce açıklayan MHP’de bir istemezükçüler grubu oluşmuştu ama aradan geçen zamandan sonra şimdi hangi MHP’liye sorsanız, “MHP olarak çıkartabileceğimiz en iyi adayı çıkarttık. Tahir Akgemci’nin kariyeri bile yeter…” diyorlar.

Ak Parti de ise durum biraz daha farklıydı.

Ak Partili olup da partiyle alakası olmayan seçmende zaten aday kim olursa olsun, “Recep Tayip Erdoğan yanlış yapmaz” görüşü her zaman hakimdi.

Fatih Mehmet Erkoç ismi açıklandığında farklı beklentileri olanlar da aynı tepkiyi göstermişlerdi ama bu algı şimdi dağılmaya başladı. Erkoç’un kuracağı iyi bir ekiple Büyükşehir başkanlığında çok da başarılı olacağı kanaati hızla yaygınlaşıyor.