MEHMET SAĞLAM, ‘SAĞLAM’ DURUYOR!

ASLINA bakarsanız ben Ak Parti Milletvekili Mehmet Sağlam’ın tavrının şu andaki tavır olduğunu tahmin edebiliyordum dediğimiz tahmindi bu sadece…
Hatırlarsanız Sağlam Hoca Ak Parti’ye ilk katılırken Grup Toplantısındaki anonsta, “eski bakan” ifadesi kullanılınca Başbakan, “Eski bakan demeyin yeni bakan” mealinde sözler sarfettiğinde bütün Kahramanmaraş’ı heyecana ve umuda sevketmişti ki, “bakan olacak” diye…
Ancak Sağlam bakan olmadı ama Allah var dimdik durdu ve hiçbir gün bunu bir küskünlük malzemesi yapmadı, kimseye sitem dahi etmedi ve memleketindeki çalışma performansını daha da arttırarak “yola devam” etti.
Ki, dahası memleketinde parti çalışmalarını da bir gün sallamadı, onu takip edenler bile yorulurken, o yorulmak nedir bilmeden koşturdu.
Şunun için böyle bir girizgah yaptık;
Bir kaç gün önce yazdığımız “Mehmet Sağlam Cemaatte mi kalacak?” başlıklı yazımızın ardından Sağlam Hoca ile bir telefon görüşmemiz oldu.
Hoca, yazdığımız yazı ile alakalı olarak son derece nezaket çerçevesinde konuşarak, “Keşke yazmadan önce sorsaydınız da yanıtı alıp öyle yazsaydın” dedi.
Elbette Sağlam Hocanın dediği de bir başka yöntem ancak bizim o yazımızda asıl ifade etmek istediğimiz, genç gazeteci arkadaşlarımızın dikkatini çekip, bu konunun kendisiyle de görüşülerek haber yapmaları hususu idi…
Belki bu amacımıza ulaşamadık ama Sağlam Hoca çok net bir şekilde şunları söyledi: “Hizmet cemaati bir partimi ki, ben iki seçenek arasında kalayım. Orada bir anlamda sosyal sorumluluk görevi yürütüyorduk ki, bu komitenin içinde başta Başbakan Yardımcısı Sn. Bülent Arınç olmak üzere bir çok milletvekili arkadaşımız mevcuttur. Şimdi bu durumda hepimiz mi partiden gideceğiz, ne alakası var? Elbette ki partimizde duruyoruz, duracağız da…”
Yani Profesör Sağlam, tıpkı soyadı gibi partisinde “sağlam” duruyor.
Olay budur…
Teşekkürler Sağlam Hocam…

AYAĞI YERE BASAN SİYASİ VAATLER
İKTİDAR partisini her zaman şiddetle eleştiren, yaptığı her icraatın altında bir şeyler arayan bir sevgili dostumla sohbet ediyoruz.Başta Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Fatih Mehmet Erkoç olmak üzere Ak Parti’nin diğer aday adaylarının seçim vaatlerinin ve hayallerinin adı üstünde “hayal” olduğunu savunarak ayağı yere basmayan siyasi vaatler olarak değerlendiriyor.
Sizce de öyle midir bilemem ama ben zaten hayali olmayan hatta kimilerinin “uçuk kaçık” dediği projeleri olmayan politikacının bu memlekete katacak bir heyecanı, bir hizmeti olamayacağını savunanlardanım.
Geçmişte okuduğum bir ABD siyasi tarih kitabından aklımda bir şey kalmıştı.
1950'li yıllarda Amerikalı siyasetçiler, o dönemde yaşayanlar için en inanılmaz olanı vaad etmişler.
“Ay'a gitmek”.
O tarih için, bundan daha uçuk kaçık, inanılmaz, hatta katiyen gerçekleşemez denilebilecek ne olabilirdi değil mi?
Ancak şimdi hepimiz biliyor ve görüyoruz ki, 1950'li yıllardaki Amerikalı politikacıların vaadettiği en inanılmaz şey, çok değil o tarihten sadece 10 yıl sonra, 1960'larda “Apollo” ile “Sputnik” ile gerçek oldu.
Bu nedenle o dostumun eleştirisine karşılık ben daha da ileriye gidiyorum ve bence Erkoç’un söylemleri, vaatleri, Kahramanmaraş’ın, yeni bir çağa girişinin bir “büyük meydan okuyuşu” olmalıdır diyorum.
Elbette ki bu seçim bir mevzi muharebe değil ama topyekûn Kahramanmaraş’ı Büyükşehire döndürme mücadelesi olduğu unutulmamalıdır.
İşte Fatih Mehmet Erkoç, bunu kafaya koymuş durumda…