Oktay Vural’ın söyledikleri yabana atılmamalı!

MHP’nin sempatik genel başkan yardımcısı Oktay Vural, hafta sonu Kahramanmaraş’taydı.

Pazar günü partisinin Afşin İlçe Teşkilatı tarafından düzenlenen pikniğe katıldı.

Pazartesi günü de, Kahramanmaraş’ta önce basın mensupları ile bir araya geldi, ardından da parti binasında partililerle görüştü.

Son olarak ta esnafı gezdi.

**

Bilmeyenler için:

Vural, Diyarbakır doğumlu bir siyasetçi. Aynı zamanda hukukçu ve bürokrat.

Hukuk fakültesi mezunu.

Maliye alanında yüksek lisans aldı.

İktisat doktorası yaptı.

İktisadi ve idari bilimler fakültesinde yardımcı doçent oldu.

BOTAŞ ve Gübre Sanayi’nde yönetim kurulu başkanlığı ve genel müdürlük yaptı.

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu üyeliğinde bulundu.

21 ve 23. Dönem İzmir milletvekilliği yaptı.

TBMM komisyon başkanlığında bulundu.

30 Temmuz 2001 ile 5 Ağustos 2002 arasında Ulaştırma Bakanlığını yürüttü.

Halen 24. Dönem İzmir Milletvekili olarak TBMM’de bulunuyor.

MHP’nin TBMM grup başkan vekilidir.

Evli ve iki çocuk babasıdır.

Galatasaray kongre üyesidir.

**

Sempatiktir.

Sözlerini esirgemiyor.

Zaman zaman, bizim hissiyatımıza da tercüman oluyor.

**

Pazar günü geç saatlerdeki bir davet üzerine, pazartesi günü Vural’ın basınla kahvaltısına katıldım.

Kahvaltı demeye bin şahit lazım ya, neyse!

Önemli olan kahvaltı değil.

Çünkü, kahvaltı denilen saat 10:30.

O saate kadar ben kahvaltımı yapıp, ilaçlarımızı almak durumundayım.

Ama, işim gereği de orda olmalıydım.

Aynen tahmin ettiğim gibi oldu.

Daracık bir alanda, gürültünün içinde konuşturduk eski bakanı, MHP’nin gözbebeğini.

MHP’nin yereldeki teşkilatının basınla arası iyi değil.

Bu biliniyor ama en azından basının rahat çalışması için, soru-cevap için daha geniş bir ortam bulunabilirdi.

Var da öyle yerler Maraş’ta.

Ama nedense, partinin il yönetimi böylesi dar alanları iyi düşünüyor.

Yani dar alanda kısa pas yapmak gibi…

**

Oktay Vural içerde il ve ilçe başkanı ile oturuyordu.

Vural, o sempatik ve güler yüzüyle gelen basın mensupları ile tokalaşıyor, gülümsüyordu.

Vekil Mesut Dedeoğlu gelince il ve ilçe başkanı dışarı çıktılar.

“Ne oluyor?” diye sağıma-soluma sorduğumda ‘sigara molası’ dediler.

Çünkü, onların dargın olduğunu bir birlerini istemediklerini herkes biliyor ya.

Az sonra Vural konuşmaya başlayacaktı.

İl başkanı da, ilçe başkanı da geldi.

Kadın kolları başkanı da ordaydı.

Ülkü ocakları başkanı da..

Vural konuşmaya başladığında; bir de mekanın turistlerinin muhabbeti eklenince Vural’ı duymak pek mümkün olmadı.

Nihayetinde ses kasetinden bir şeyler çözdük..

**

Siyasetin millet için yapılması gerektiğini, milleti birbirine kırdırarak siyaset yapılmayacağını belirten Vural, satırbaşları ile şöyle dedi:

“Devlet, Doğu ve Güneydoğu'dan çekildi.

Bölge sivil otorite olarak PKK terör örgütü uzantılarının hakimiyeti altına sokuldu.

Gezi parkı ve Lice’de yaşanan gelişmelerden, bazı siyasi partilerin medet umdu.

Yaşananlar şunu ortaya koymaktadır ki, AKP milletin iradesini kullanmıyor, milletin verdiği bu iradeye ihanet ediyor.

Gezi Parkı olaylarında MHP nerede duracağını bilmiş ve orada durmuş, hükümeti de, ana muhalefeti de uyarmıştır.

Siyasi partilerin tutumlarına baktığımız zaman, maalesef olaylardan medet uman iki siyasi parti var. Biri AKP, diğeri CHP.

/../

Bu millet demokrasiyi sokakta bulmadı, sokakta kuramaz, sokakta da bulamaz.

Şiddeti, terörü meşrulaştıran AKP’nin, Türkiye’yi getirdiği şiddet sarmalından biz MHP olarak memnun değiliz.

Milletimizi, kutuplaştırmaktan, sokağa itmekten vatandaşları bir birine kırdırma siyasetinden AKP de, CHP de vazgeçmelidir.

Milletin içerisine fay hattı döşenerek siyaset yapılmaz. Bunun bedelini milletimiz öder.

/../

Düğmeyi yanlış ilikleyerek toplumsal tepkinin ortaya çıkmasının sağlanması konusunda bu konular biliniyorsa neden bunlar önlenemedi?

Bütün Türkiye’de bu olaylarla ilgili gelişmeler yaşanırken PKK terör örgütünün bebek katiliyle görüşme fırsatı 7 Haziran'da neden verilmiştir?

Görülüyor ki AKP’nin maalesef PKK terör örgütüne sözde barış ve çözüm sürecine verdiği sözleri yerine getirmek için bunlar bir araç olarak kullanılıyor.

/../

Vatandaşlar Şırnak’tan, Bingöl’den, Bitlis’ten, Van’dan, Ağrı’dan arıyor.

‘Terör bitsin, analar ağlamasın, biz terörden bıktık, evet bıktık ama bu devlet bizim devletimiz, PKK devletinin burada hakim olmasını istemiyoruz’ diyor.

PKK terör örgütü asayiş birimi kuruyor. Devlet uyuyor.

**

Vural’ın söyledikleri bunlarla sınırlı değil elbette.

Bir tehlikeye işaret ediyor.

Bu göz ardı edilmemelidir.

**

Oktay Vural, zaten işi gereği konuşuyor.

Sık sık ekranlarda.

Ülkeyi geziyor.

Gezmek zorunda.

Bu arada Kahramanmaraş’tan nasıl bir duyguyla ayrıldı, onu merak ediyorum.

Çünkü, pazar günü pikniğe katıldığı Afşin’de 1989-1994 döneminde belediye başkanlığında MHP’li Ergün Ertekin vardı.

Göksun’da 1999-2004 döneminde belediye başkanlığında MHP’li Ramazan Koca vardı.

Elbistan’da 1999-2009 döneminde belediye başkanlığında MHP’li Abdullah Paksoy vardı.

Ekinözü’nde 2004-2013 döneminde belediye başkanlığında MHP’li Erol Üstün vardı.

Kahramanmaraş’ta benim bildiğim MHP’li (eski ya da yeni) bir il belediye başkanı olmadı ama seçim kazanmaya çok yaklaşmıştı 1999’da…

Sonrasında MHP, Kahramanmaraş’ta ve ilçelerinde yerini AK Parti’ye teslim etti.

Elinde kalanları da partiden ihraç eden bir yönetim var.

O yüzden merak ettim; Oktay Vural buradan nasıl bir duyguyla ayrıldı.