Sayın ümit Yaşar Adalar’ın Dikkatine!

Ümit Yaşar Adalar.

Halen Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürü.

Buraya gelmezden önce de polis başmüfettişi idi.

Metin Aşık’tan koltuğu devraldığında doğrusu merak ediyorduk.

Çünkü, Kahramanmaraş’ta bugüne kadar görev yapan emniyet müdürleri sert bir imaj ortaya koyarlardı.

Ancak, Metin Aşık bu yapıyı değiştirmişti gerçi…

Halka yakın.

Hiç ummadığınız anda karşınıza çıkabilecek bir isimdi.

Bu yüzden de doğrusu Ümit Yaşar Adalar’ı merak etmedik değil.

**

Şubat ayı içerisinde Kahramanmaraş’ta İl Emniyet Müdürü olarak görevlendirildi.

Mesleğimizden elimizde olmayan nedenlerle biraz uzakta kaldığımız için ilk başlarda ‘hayırlı olsun’a gidemedik.

Biraz gecikmeli de olsa, ziyaret edip ‘hayırlı olsun’ dedik.

Adalar, güler yüzlüydü.

Kahramanmaraş ve Kahramanmaraşlılar ile ilgili kısa sürede bilgi sahibi olduğunu vurgulamıştı.

Güler yüzü dikkatimizi çekti ve etkilendik doğrusu.

Çünkü bu güne kadar gülümseyen emniyet müdürlerine pek rastlamadık.

Rastlamış isek te hatırlamıyoruz.

**

Neyse, konumuza gelelim…

Geçen hafta içerisinde bir büyüğümüz başına gelen olayı anlattı.

“Nutkum uçtu” desem, yanlış olmaz.

**

Büyüğümüz anlatıyor:

“Dün çarşıya aracımla gelmiştim.

Üniversitenin oraya park ettim.

Çıktım.

Biraz sonra telefonla aradılar; ‘Beyefendi, aracınızı çekmeniz lazım’ dediler.

Hemen gittim.

Araç yerinde yok.

Beni arayan telefonu aradım.

Trafik polisiymiş.

Arabayı yanlış yere park ettiğimi belirterek çektirdiğini söyledi.

Buranın park yasağı olmadığını söyledim, şikâyetçi olacağımı ifade ettim.

‘Bana burada park yasak levhasını gösterin’ dedim.

Az sonra bir polis memuru geldi.

Durumu anlattım.

O da telefonla aradığım polis memuruna döndü.

Konuştular.

Durumu anlattı.

Telefonu bana uzattı.

‘Aracınızı xxx oto parkına çektirdik. Cezanızı iptal edeceğiz. Aracınızı xxx oto parkından alabilirsiniz’ dedi.

Oto parka gittim.

Aracımı alacağım, benden 90 TL otopark ücreti istediler.

Ben böyle bir şeyin olamayacağını belirttim, polisin yanlış çektiğini söyledim.

Ama dinlemediler.

‘Otopark ücretini almadan veremem’ dediler.

Üzerimde o kadar olmadığını, 50 TL verebileceğimi söyledim.

Kabul etmediler.

Israr etmeme rağmen 50 TL’yi kabul ettiremedim.

Sonuçta 60 TL’yi kabul etti, ama yanımda yoktu.

Bir dostumu aradım, ‘Böyle böyle 10 TL gönder’ dedim. O da parkçıya telefon açmış.

Yani 50 TL ile kurtuldum.”

**

Bu olayı dinleyince tekrardan sordum.

“Abi yanılmayasın, orada bir yerde park yasak levhası olmasın!”

Gülümsedi.

“Hayır Akif. Polis geldi beraber baktık, yasak levhasını gösteremedi. Onun için arkadaşını aradı”

**

Aynı gün akşamüzeri de internet sitelerinde şöyle bir haber vardı:

“Uyarı levhası yoksa radarla ceza da yok! Yargıtay, uyarıcı levha olmadan trafikte radarla hız kontrolü yapılamayacağına hükmetti!”

Haberi, google’de “Uyarı levhası yoksa radarla ceza da yok” yazarak bulup okuyabilirsiniz.

**

İki olayın düşündürdüğü şu:

İkisinde de uyarı levhası yok.

Birinde mahkemeye başvuruyor, cezayı iptal ettiriyor.

Diğerinde de vatandaş önce hak arıyor, park edilmemesi gereken yere park edildiği için yazıldığı belirtilen cezayı polis kaldırıyor.

Vatandaş sonra da ‘kuzu kuzu’ xxx oto parkına gidip, oto park ücreti ödüyor.

Üstelik 90 TL olan park ücreti de pazarlık ile 50 TL’ye düşüyor.

**

Şimdi merak ettiğim ve Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürümüz ‘güler yüzlü insan’ Ümit Yaşar Adalar’a şunları sormak istiyorum:

- Böyle bir uygulama mümkün mü?

- Polis, keyfi bir tutumla park yasak olmayan yerdeki bir aracı oto parka çektirip vatandaşa zorla otopark ücreti ödetme yetkisine sahip mi?

**

Buna bir açıklama yapılabilecek mi?