1970 yıllarda Küçükev dizisi ile iş yerimizin adı küçükev oldu..kızımızın adı lora , oğlumuzun adı Betmen oldu..
Dallas dizisi ile 1980 yıllarda : Jeyarımız, Suelinimiz , Melis ve Melisa’ımız oldu..
Sonraki dönemde: İslam da yeri olmayan: Kaya, Çınar, Deniz, ağaç, can, kam başta olmak üzere bir çok uyduruk isim ve yabancı isim çocuklarımıza vurulmaya başladı..
Ömer, Ali ,Bekir, Mustafa Mehmet, Salman, Abdullah, Abdurrahman gibi Müslüman isimleri unutularak, yerin yabancı kafir isimleri vurulmaya başladı..
Bizim Türk filmi dediğimiz filmlerimizde : Ökkeş , Bayram, Ramazan, Şaban, Muhammet isimleri ile dalga geçildiği için genç kuşak çocuklarına bu isimleri vurmamaya başladı..
Sözde tarihi film yapıyoruz diyerek: Muhteşem Rezalet dizisi ile Osmanlı ile aramıza köprü koyan ahlaksız yapımlar da bunun üzerine tuz biber oldu..
Yani 1970 yılında 2010 yılına kadar 40 yıl çocuklarımıza üzgünüm ama, ya anlamsı Kaya, Deniz, Irmak gibi isimler verdik, yada yabancı dizilerdeki artistlerini ismini verdik.
Kısaca : Türk ve Müslüman kimliğinden uzaklaştık.
Bugün 40 yaşında olan anlamsız isim taşıyan, yada Hıristiyan ismi taşıyan milyonlarca vatandaşımız var, tabi mahkemeye vererek adını değiştirme hakkı herkesin var..
TRT’nin sevilen ve izlenme rekorları kıran Diriliş Ertuğrul dizisi Türkiye de olduğu kadar İslam ülkelerinde de izleniyor ve Lübnan ‘ın Trablus şehrinde restoran işletmesi sahibi Saydani yeni doğan oğluna ERTUĞRUL ismini koyması bir anda haber oldu.
Geri Başa dönüyorum: Soyağacı furyasına ben de katıldım, dedelerimin ismine baktım, Ali, Mehmet, Ömer, Durdu olmak üzere Bekir diyerek benimle bitiyor..
Bu defteri kapatarak ölüm var diyorum..
Bir piri fani aramızdan ayrıldı..
Kimseden dinlemedim gördüklerimi yazıyorum:
İbretle okuyunuz:
Piri fani dedemiz: bir haftadır beni yılan , akrep sokuyor diye bağırıyormuş bizde gidip bir helallik isteyelim dedim..
Yanına vardık: gözyaşları sel gibi akıyor , nasıl bağırıyor inanılır gibi değil, sanki PKK teröristler işkence yapıyor.. sözleri : “ Oğlum beni yılanlar akrepler sokuyor beni kurtarın !” çocukları , ya ne yılanı ne akrebi diyorlar..
Apartmanda oturuyorsunuz ama: ola bilir yılanda , akrepte bir şekilde gelmiş olabilir, ben dayanamayacağım gözlerimle görmek istiyorum diyerek piri fani dedemin üzerini soydum, yatağını alt üst ettim , odayı boşattım ama ne yılan ne akrep vardı.. Ama dedemiz gözünden yaşlar akarak beni yılan Akrep sokuyor diye bağırmaya devam ediyordu..
Bir hafta sonra ise : “ Oğlum elinde sopa olan adamlar beni dövüyor “ diyerek bu defa da ağlayarak ;” oğlum beni koru “ diye bağırıyordu..
Bir hafta yılan ve akrepler, bir hafta sonra bir hafta da dayak yiyen piri fani dedemizin sesi kısıldı kendinden geçti ama ağlamaya devam ediyordu..
Bu hal zerine 20 gün geçtikten sonra vefat etti..
Hac ve Umre yapmıştı.. Nur yüzlü bir dedemizdi..
Az bir günahı vardı onun bedelini burada mı ? ödedi onu bilemiyorum..
Çocukları ve hayvanlara karşı merhametini kısa olduğunu sonradan öğrendim..
Bilemiyorum: bunun bedelini mi ? ödedi..
O şimdi Allah’la baş başa , Kabir sualinin Allah kolay getire diye dua edelim..
Sözün başına dönüyorum: Soyağacımda , paşa olsa ne yazar, hoca olsa ne yazar sen bugüne bak, Müslüman mısın ? çocukların doğduğu zaman sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet getirerek : Müslüman ismi koya biliyor musun ? sen buna bak..
Ölüm var: Öldüğümüz gün tüm yaptıklarımızın hesabını bir bir vereceğiz, ben yapmadım dediğimiz zaman hayatımız bir film gibi karşımızda bize gösterilecek ve inkar edemeyeceğiz, sarı karınca, siyah karıncadan hakkını alacaktır..
Birine iftira attın ise , dedi kodu ve gıybetini yaptın ise : Ahrette bunun hesabı çetin olacaktır.. Allah sevdiği kullarına bu dünyada sıkıntı vererek, onun günahlarının ahrette kalmamasını sağlarmış, İnşallah bizim dede de böyle olmuştur..
Bu vesile ile haydin gelin bir silkelenelim: Çocuklarımıza bir Müslüman ismi koyalım, eskiden konan isimleri de mahkeme kararı ile değiştirelim..
İyi günler..