İnsanlık tarihi boyunca bu kural hiç değişmemiş ve halende aynı şekilde devam etmektedir. İktisat ilmi sınırsız insan ihtiyaçlarının kıt kaynaklarla karşılanması meselesi ile ilgilenir. Yani ana faktör ihtiyaçlarıdır.
Mal ve hizmetlerden herkesin yararlanabilmesi için öncelikle ihtiyaç duyulan malların üretilmesi gereklidir. Tüm bu ekonomik faaliyetler üretim ile başlar, insan ihtiyaçları sürekli olduğu için üretimin de sürekli olması şarttır.
Özellikle tarımsal faaliyetler beşeri bir faaliyetmiş gibi görülse de esas kaynak olan tarım topraklarıdır.
Cumhuriyetin ilk dönmelerinden beri tarıma dayalı bir büyüme modeli uygulanageldiği için tarımsal arazilerimizin kalkınmamızdaki önemi her geçen gün artmaktadır.
Tarıma dayalı sanayinin en güzel örneği Kahramanmaraş’tır.
Kahramanmaraş bugün tekstil ve özellikle iplik üretiminde merkez haline gelmişse bunu tarımsal faaliyetlerin sanayiciliğe tekamül etmesi sayesinde başarmıştır. Bu gelişmeler her ne kadar sevindirici ise de artık stratejik sanayi dalı olarak kabul ettiğimiz tekstil sektöründe bile dışa bağımlılığımız her geçen gün artmaktadır.
Tekstil sektörünün ayakta kalabilmesi için tüketilen pamuğun %70’lik kısmının ülkemizde üretilmesi gerektiği gerçeği ortada iken bunun tam tersi bir durum ile karşı karşıya bulunmaktayız.
Tarımsal üretimdeki verimsizlik ve yetersizliğin sebeplerini bir an önce ortaya koyup bu açığı kapatmanın çarelerini aramalıyız. Bu çarelerden bir tanesi de tarım arazilerinin bölünmüşlüğünün ortadan kaldırılmasıdır.
Sevinerek müşahede etmekteyiz ki bu konuda bir adım atılmış tarım arazilerinin miras yolu ile bölünmesinin önüne geçecek yasa teklifi TBMM genel kurulunda görüşülmeye başlanmıştır.
Tarımsal üretimdeki verimliliğin önündeki en büyük engellerden biri olan arazi bölünmelerinin önüne geçilmesi tarımsal üretimin artmasına ve üretimdeki açığın kapanmasına zemin hazırlayacaktır. Bu yolla tarımsal üretim modern, verimli ve ölçek ekonomisine yakın hale gelecektir. Bu yasa Cumhuriyet tarihinde tarım alanında yapılacak en önemli reformdur. Bundan böyle, bölünmelerin önüne geçilirken hali hazırdaki tarım alanlarında arazi toplulaştırmasının teşvik edilmesi hatta desteklenmesi zaruridir.
Türkiye’de çiftçilikle uğraşanlara miras yoluyla geçen araziler çoğunlukla parçalıdır. Yani aynı üreticinin köyün farklı yerlerinde ve ya birbirine yakın alanlarda arazileri vardır. Bu dağınıklık toprağın işlenmesini ve tarımsal faaliyetleri zorlaştırırken üretim maliyetlerini de artırmaktadır.
Yapılması gereken şey bu parçalı arazilerin mümkün olduğu kadar bir arada bulunması sağlanmaktır. Bu yolla hem küçük arazileri birbirinden ayıran kullanılmayan arazi sınırlarının da tarımda kullanılmasına imkan verecek hem de toprağı işleme, sulama, gübreleme gibi maliyetlerde tasarruf, emek yönünden de rahatlama sağlayacaktır.
Tarımsal ekonomimizin gelişmesi ve üreticinizin gelirinin artması için bu çalışmalarının bir an evvel yasalaştırılması ve arazi toplulaştırması için gerekli adımların atılmasını bekliyoruz.