Cennet vatanımızın en güzel köşelerinden birinde yaşıyoruz. Adına Kahramanmaraş dediğimiz bu belde Coğrafi konum olarak Allah’ın bir beldeye sunmuş olduğu nimetlerin hemen hepsine sahip ama biz bu nimetlerden yeterince faydalanabiliyor muyuz orası muamma.
İktisat ilminde öğretilen ilk şey insan ihtiyaçlarının sonsuz ve bu ihtiyaçları karşılayan kaynakların sınırlı olduğudur. Fayda ise; bu sınırlı kaynaklardan ihtiyaçların karşılanması meselesidir. İnsanoğlu muhtaç bir varlık olduğuna göre, devamlı talep halindedir. Talep etmek insanın doğasında vardır.
Bu şehir 30-40 yıl evvel musluklarından buz gibi suların aktığı çok sayıda çeşmeye sahipti. Sonra bu çeşmeler birer-ikişer ortadan kayboldu. Kapalı çarşıda bulunanları saymaz isek 2 ya da 3 tane çeşmemiz kaldı. Bu da yetmedi halkımız su kesintileri ile tanıştı. Bazı yerlere günlerce su verilemediği oldu. Bu dönemde sahip olduğumuz su kaynaklarından neden yetersiz faydalanamıyoruz diye düşünülmemiş olacak ki; sorun bugünlere katlanarak geldi. Tam bu noktada KASKİ’nin ‘’en büyük su kaynağı tasarruftur’’ şeklinde yorumlayabileceğimiz ilanları gelecek adına umutlanmamıza vesile oldu. Bu ilanlar ile kullanılabilir su kaynaklarımızın yetersiz olduğu en yetkili kurum tarafından kabul edilmiş oldu. Sorunun varlığının kabul edilmesini çözüme doğru giden yolda ilk adım olmasını temenni ediyor, bu cesur hareketlerinden dolayı kampanyayı başlatan KASKİ’yi tebrik ediyorum. Allah yardımcıları olsun.
Şimdi bazıları bunda abartacak ne var diye düşünebilir. KASKİ’nin bu hareketini önemsiyoruz. Çünkü bu şehirde sanki her şey günlük-güneşlikmiş gibi bir hava yaratılmaya çalışılıyor. Bir iktisatçı gözüyle görüşlerimizi en başta söyledik. İhtiyaçlarımız vardır ve bu ihtiyaçların karşılanması zaruridir. 2’nci Meşrutiyet dönemi, bir Osmanlı Maarif-i Umumiye Nazırı, Emrullah efendi’nin, “Ah şu mektepler olmasa maarifi ne güzel İdare ederdim” şeklindeki dileği bizleri sadece tebessüm ettiren bir temennidir artık. Sorunları görmezden gelmek tabiri caizse ‘’kulağının üstüne yatmak’’ kimseye fayda sağlamaz. İnsanlar bir araya geldiklerinde, şehir içi ulaşımdan toplu taşımaya, satılan ekmeğin gramaj ve kalitesinden, soluduğu havanın kirliliğine, Trabzon Caddesinin son haline, şehrimizi çevreleyen piknik alanlarının ıslah edilerek daha fazla sayıda insanın faydalanmasından, kuzey çevre yolunun üst kısımlarının imara açılmasına, çarpık şehirleşmeye, imar planlarının tadil edilmesine, alt yapının yetersiz oluşuna kadar pek çok konuda fikrini söyleyebiliyor.
---Yetkililer bu konulara el atmadı mı?
---Biliyoruz ki her konu aslında masaya yatırıldı, her bir konu için çalışmalar yapıldı.
---İhtiyaçlar kabul edilebilir derecede karşılandı mı? Sorunlar ortadan kalktı mı? Cevabını sizler verin.
Aslına bakacak olursak bu konularda karşılaştığımız sorunlar çözülemeyecek meseleler değil ama eksiklik bunların sorun olarak kabul edilip üzerinde yeterince durulmamış, talep edenlerin bu taleplerini yeterince duyuramamış olmasında. ‘’Marifet iltifata tabidir’’ sözünü düstur edinip, iyi güzel yapılanı alkışlamak, eksik gördüğümüz hususlarda görüşlerimizi aktarmak bu şehirde yaşayanlar olarak birinci görevimiz olmalıdır.
Bu şehir kabına sığmıyor kabuğunu kırmak üzere. Ülkenin 16. büyük ekonomisi. Ya bu sorunların ve diğer yapısal sorunlarımızın çözümünü sağlayacağız ya da hızlı trene kavuşalım derken 1980’li yıllardan beri binmeye çalıştığımız treni de kaçıracağız. Bu ülkenin üreten şehirlerinden biriyiz. Sorumluluk makamında olanların eksikliklerimizi kabul edip, bunların tamamlanması için bütünlük içerisinde çalışma temposunu artırarak yola devam etmesi, pansuman yapılacak yerde pansuman, cerrahi müdahale gereken yerde cerrahi müdahaleyi yapmaktan kaçınmaması gerekir.
Basit bir örnek bu şehirde her biri şehrin birer uçunda olan iki büyük hastanemiz var. İki hastane arasındaki mesafe trafik yoğun değilse ambulans ile 30 dakikadan aşağı sürmez.
--- Peki iki hastane arasında yolda acil durumlarda kullanılacak emniyet şeridi mevcut mu?
---Birçok yerde emniyet şeridi yok.
Bu eksikliğin en kısa sürede giderilmesi lazım. Söz konusu olan insan hayatı her şey insan için diyoruz ya! O insanların hayatta kalabilmesi için emniyet şeridi uygulaması şehrimiz için zorunluluk.
Emniyet şeridi olan bölgelerde şehrimize geldiği günden beri çalışmalarını takdir ettiğimiz Sayın Emniyet Müdürümüzün iki hastane arasındaki güzergahta emniyet şeridi uygulaması konusunda trafik ekiplerine gerekli talimatı vereceğine güvenimiz tamdır.
Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür demiş atalarımız. Demesine demişler amma, bu rahat yaşamanın bir sırrı mıdır? Yoksa insanoğlunun en büyük hastalığı mıdır?
-----Karar sizin.