Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ortaya koyduğu ilkelere nasıl sahip çıkılacağı, nerede ve nasıl korunacağı Anayasada açıklanmıştır.
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesine uygun olmayan hatalı ve yanlış uygulamalar ve bunlarla ilgili sakıncalar ve cezai müeyyideler yine ilgili kanunlarda belirtilmiştir.
Bu ülkenin çok önemli unsurları vardır. Dini ve Bayrağı, Türk toplumunda çok önemli bir yer işgal eder, İslam dinine ve bayrağa verilen değer Allah(c.c)’den sonra her türlü manevi değerin çok üstündedir.
Atatürk’e verilen değer keza öyledir.
Örneğin, töredir, Anadolu’da bir köyde kız almaya bayrakla gidilir. Düğün alayının başında Türk Bayrağı bulunur ve bunu taşımak onurdur.
Düğün evlerinde başköşeye mutlaka bir Türk bayrağı dikilir.
Yeni her evin duvarında kuranı-kerim asılıdır. Birçoklarında ise Atatürk posteri mutlaka vardır.
Askere gidenleri arkadaşları Türk Bayrakları ile uğurlarlar.
Bir eve şehit haberi geldiğinde, hemen eve büyük boy bir Türk Bayrağı asılır, bunun anlamı o evde bir şehit vardır, Türk Bayrağı bu gururu simgeler.
Hacca gidenler Türk Bayrağı ile uğurlanır.
Özellikle Türkler için Türk Bayrağı ve Atatürk o kadar önemlidir ki, Türk Milletinin ayrılmaz bir parçası olmuştur, onu elinde sallar ama adeta onu yüreğinde taşır.
Bunlar aslında vatan sevgisi olmayanlarda yoktur. Vatandaş kendiliğinden sever kimse zorlamaz asla. Bu hareket Bayrağa ve Atatürk’e verilen önemi ve saygıyı, birlik ve bütünlüğe verilen değeri gösterir.
Bu davranışları anlatmakta gerçekten zorluk çekiyorum.
İslam dini, Bayrak ve Atatürk sevgisi Milli birlik ve beraberliğimizin adıdır. Bütün bunlar birliğin simgesi olarak karşımızda durmaktadır.
İşte 15 Temmuz’da yaşadığımız kahpe saldırıya bu şuurla karşı koydu milletimiz.
Milliyetçi, Atatürkçü ordumuz ve Polisimiz.
Ülkesini seven demokrasi isteyen ve tankın, topun önüne gövdesini siper ederek canı pahasına cumhuriyetine bağlılığını sergileyen halkımız.
İşte bu alçak saldırı karşısında birlik ve beraberlik söylemi gelişti ülkemizde.
Demek ki ne yapmalıyız.
Demokratik laik ve sosyal bir hukuk Devleti Olan Türkiye Cumhuriyetine sahip çıkmalıyız. Onu korumalı, kollamalıyız.
Bizden biri olanlara sahip çıkmalıyız, bu değerlerimizi sadece 15 Temmuz’da aydınlık ülkemizi karatmaya çalışanlara değil, bundan sonrada benzerlerine de aynı kararlılıkla karşı koymalıyız.
Koymalıyız ki dost, düşman Türk milletinin güçlü iradesine her zaman gıpta ile baksın, daha iyi tanısın.
Ülkemizin kurucu felsefesini anlamak, karanlıktan çıkış yolumuzun ışığıdır.
Bunu her kesimin anılması ve gelecek nesillere de aktarması ülkemizin geleceği açısından çok önemlidir.
Çünkü bizi ileriye taşıyacak asıl güç buradadır. Saygılarımla…