ASLINDA bu yazıyı daha önce yazacaktık ancak Ak Parti’nin “Temayül”ü öncesinde aday adaylarını tercih edecek üyeleri etkilememek adına yazmamaya özel bir itina gösterdik.

Şimdi Temayülü geride bıraktığımıza göre fikirlerimizi serbestçe yazmamızın önünde bir engel kalmadı…

Konumuz; “Koltuk uğruna ilkelerin, prensiplerin, dünya görüşlerinin ayaklar altına alınmış olması.” konusu…

Şu anda Ak Parti’den Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday adayı olan bir vatandaş, önceki dönemde bir başka Parti’den Belediye Başkanı Adayı olduğunda kendisini bu sütunlardan tebrik etmiş ve onun tabela partisi konumuna düşmüş bir partiden aday olmasının cesaret işi olduğunu savunarak, ilkeli duruşundan dolayı da kendisini tebrik etmiştik.

Her vatandaş gibi elbette onun da her yere aday olma hakkı muhakkak vardır.

Ancak bu işin de bir kuralı kaidesi vardır.

Bir dönem önce yerden yere vurduğun Ak Parti’yi ve Başbakan Erdoğan’ı bugün bir beklenti içine girince göklere çıkarırsan o zaman ne ilkelerin, ne prensiplerin kalır.

3 dakikada Ak Parti’ye katılma kararı almış, 3 dakikada da aday adayı olma kararı almış.

“Bu kadar kolay mı bu iş yahu?” demezler mi adama be arkadaşım?

Ki bu partiye emek veren kişiler yüzüne söylemeseler de, sohbetlerinde seni konuşuyorlar zaten…

Oysa 40’lı yaşlarda biri olarak gelecek vaat edebilirdin.

Yaşın genç, kamu görevlisi de değilsin. Gidip partiye azıcık emek verseydin, yavaş yavaş -dün yerden yere vurduğun- bu iktidarın partisinin görüşlerini benimseye çalıştıktan sonra bu işe kalkışsaydın, herkes, hepimiz seni daha da ciddiye alırdık sevgili birader!

Bu vatandaş bir başka Parti’den başkan adayı olduğunda Ak Parti ve Ak Partili Belediye hakkında neler söylemiş diye gazete arşivlerimizi taradık azcık, baktık ki neler söylememiş ki…

Arkadaşımız daha bir seçim önce eski partisinin seçim bürosu açılışında Başbakan Erdoğan’a atfen, “… Biz büyük Ortadoğu için değil, büyük Türkiye için yola düştük. Büyük Türkiye ve büyük Kahramanmaraş sevdamızdır. Bu yola çıkarken ant içtik yemin ettik…” diyor.

Ama aynı kişi, Ak Parti’ye Başkan Aday Adaylığı müracaatı yaparken, “Ben de Kahramanmaraş’ın Recep Tayyip Erdoğan’ı olacağım…” diyerek yeminini bozuyor…

Güler misiniz, ağlar mısınız varın siz karar verin!

AK PARTİ’YE YENİLİR YUTULUR SÖZLER DEĞİL!

BU arkadaşımız, yine seçim kampanyaları sırasında 12 Mart 2009 tarihinde Kanal46’ya verdiği görüntülü demecinde, “Kahramanmaraş 20 yıldır aynı partilerin devamı olan partiler döneminde eline geçen altın fırsatları kaybetmiştir. Şimdi de tek başına iktidar fırsatlarını bunlar cömertçe ve hoyratça harcadılar. Bundaki en temel problem Kahramanmaraş’ın siyasetine hükmeden milletvekilleri ve burda 6 yıllık bir dönemde Belediye Başkanlığı yapan Sayın Mustafa Poyraz’ın hükümet nezdinde maalesef kendilerini iyi temsil etmemiş olmamaları, Kahramanmaraş’ın haklarını talep etmemiş olmaları ve Kahramanmaraş’ın hakkı olan yatırımları Kahramanmaraş’a alamamış olmalarıdır. Ben buradan bütün hemşehrilerime söylüyorum bu iktidara ve milletvekillerine şunu sorsunlar: Acaba bu hükümet Kahramanmaraş Belediyesine yatırım olarak delikli kuruş vermiş midir, bir liralık istihdam sağlayabilmiş midir, belediyecilik hizmetleri anlamında Kahramanmaraş Belediyesine ne yapmışlardır? Bugün Belediye, Kahramanmaraş’ın özkaynakları satılarak heba etmiştir. Çevredeki kenardaki mahallelere gidin, bu iktidar belediyesinin yatırım anlamında buralara tek bir çivi çakmamıştır. Kahramanmaraş bunu hak etmemektedir. Bundan, Ak Parti’den bu memleketi kurtarmamız lazım. Bu memleketin geleceğini kurtarmamız lazım…” diyerek Ak Parti’yi yerden yere vuruyor.

Peki arkadaşın şansı var mı?

Vallahi siyaset bu hiç belli olmaz, olur mu olur!

Olmasa da bir sonraki vekil seçimine yatırım olur ya!

Hadi hayırlı işler…