“MÜCBİR SEBEP ŞARTSIZ, TEMİNATSIZ UZATILMALIDIR”
Buluntu, bölgenin büyük zorluklarla mücadele ettiğini vurgulayarak, “Bu sorun bu şehirde yaşayan insanların, depremden zarar gören vatandaşlarımızın meselesidir. Mücbir sebep hâli şartsız, teminatsız olarak uzatılmalıdır.” dedi.
Depremden etkilenen kentlerin Ticaret ve Sanayi Odalarının başkanları, Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya ile Gaziantep’in İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde 31 Ağustos'ta sona erecek mücbir sebep hâlinin uzatılması için çağrıda bulundu.
Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya, KMTSO Başkanı Mustafa Buluntu, Adıyaman TSO Başkanı Mehmet Torunoğlu, Malatya TSO Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, Antakya TSO Başkanı Hikmet Çinçin, İslahiye Ticaret Odası Başkanı Selahattin Türkmen, ATSO Meclis Başkanı Abdulgani Bereket, Adıyaman Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Ziya Duranay, Adıyaman OSB Başkanı Abdulkadir Çelenk, Adıyaman Ticaret Borsası Başkanı Mahmut Fırat ile bölgenin mali müşavirler odası başkanları katıldı.
“TÜM BÖLGEMİZİN SORUN VE SIKINTILARI ORTAKTIR”
Toplantıda konuşan KMTSO Başkanı Mustafa Buluntu, tüm bölgenin sorunlarının ortak olduğundan bahsederek, şunları kaydetti: “6 Şubat’ta hep birlikte asrın felaketini yaşadık. Binlerce canımızı kaybettik. Deprem şehitlerimiz oldu; esnafımızdan, tüccarımızdan, vatandaşlarımızdan pek çok insanı yitirdik. Biz de bu felakette kendi genel sekreterimizi kaybettik. Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın. Bugün, aslında tüm bölgemizin sorunları ortaktır.
“KMTSO OLARAK SORUNLARIN HAMİLİĞİNİ ÜSTLENİYORUZ”
Kahramanmaraş’ta 6 organize sanayi bölgemiz vardı. Depremde en büyük hasar Erkenez Organize Sanayi Bölgemizde yaşandı. Yaklaşık 2 bin sanayi tesisimiz ağır hasar gördü; makineler zarar gördü, iş gücü kaybı yaşandı. Ayrıca, küçük sanayi sitemizdeki 2 bin 500 iş yerinden 1.200’ü ağır hasar aldı. Kahramanmaraş’ta 30 bine yakın esnafımız bu depremden etkilendi. Esnaf odalarımıza bağlı esnafımızın da benzer sorunları var ve biz de bu sorunların hamiliğini üstleniyoruz.
“FİNANSMANA ERİŞİMDE ZORLUK YAŞANIYOR”
Bugün itibariyle, organize sanayi bölgelerindeki sorunları sanayicilerimiz kendi çabalarıyla çözmeye çalışıyor. Ancak, organize sanayi bölgelerinde herhangi bir teşvikten veya kredi imkânından maalesef faydalanamadık. KGF kredilerine başvurduğumuzda, en büyük firmamıza bile sadece 15 milyon TL’lik bir limit tanımlandı. Ancak bu tutar, o tesisin sadece üç günlük elektrik giderini bile karşılamıyor. Esnaflarımız için de durum pek farklı değil. Esnaf kefalet kooperatiflerinden alınan kaynaklar yeterli değil. KOSGEB kredileriyle ilgili olarak birçok sektörün dâhil edilmesi için mücadele ettik ve 400 bin TL ile 750 bin TL arasında bir kredi imkânı sağlamaya çalıştık. Ancak bu kaynaklar, sorunların çözümünde yeterli olmadı. Bu sorunlar sadece ticaret ve sanayi odalarının, esnaf odalarının veya organize sanayi bölgelerinin değil, hepimizin sorunudur. 12 bine yakın kayıtlı üyemiz var ve her gün bu konularla ilgili sayısız soru alıyoruz. 31 Ağustos’ta mücbir sebep hâli sona erecek. Hazine ve Maliye Bakanlığımız, bireysel başvurularla uzatma yapılabileceğini belirtti ancak bu durumun yaralara merhem olamayacağı kanaatindeyiz. Bina hasarı olmayan ancak iş gücünü, cirosunu, işçisini kaybeden birçok esnaf ve firma var. Bu kriterleri ayırmak ve her biri için ayrı bir süreç işletmek çok zor olacak.
“ZORLUKLARIN ÜSTESİNDEN HEP BİRLİKTE GELECEĞİMİZE İNANIYORUZ”
Bu süreçte Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın nasıl bir değerlendirme yapacağı, bu dilekçeleri nasıl kontrol edeceği henüz belirsizdir. Üstelik 2023 yılı mali verilerimiz hâlâ sisteme işlenmiş değil. 356 mali müşavirimiz konteynerlerde hizmet vermeye çalışıyor. Bu şartlarda ne beyanname verebiliriz ne de verilen beyannameleri ödeyebiliriz. Faiz oranları %60’lara çıkmış durumda ve bu oranlarla kredi almak neredeyse imkânsız. Depremde tesisleri hasar görmüş firmaların krediye erişimi de yok denecek kadar az.Dolayısıyla Bölgedeki tüm sanayi ve ticaret odaları ile el ele vererek ortak sorunlarımıza çözüm arıyoruz. Devletimizden ve yetkililerden bu konularda destek bekliyoruz. Hep birlikte bu zorlukların üstesinden geleceğimize inanıyoruz.
ORTAK BİLDİRİ
• Depremden En Çok Etkilenen İl / İlçelerde, hayat henüz normale dönmemiştir. Şartlar ve koşullar yeniden normale dönene kadar, Esnaflarımız yeni iş yerlerine kavuşuncaya kadar Mücbir Sebep süresi mutlak suretle uzatılmalıdır.
• Hatay’da gerçekleştirdiğimiz ortak basın toplantısı sonrasında, Hazine ve Maliye Bakanlığı Tarafından Açıklanan Mücbir Sebep Hali’nin Uzatılması İçin Gereken Şartlar ve İstenen Bireysel Başvuru Şekli Kafa Karışıklığına Yol Açmaktadır. Mücbir Sebep Hali Bu Bölgede, Kayıtsız Şartsız Uzatılmalıdır.
• Olağan dönemler için yayınlanmış yasa ve yönetmeliklerin, asrın felaketi diye adlandırılan 6 Şubat depreminin yarattığı sıkıntıları gidermesi beklenemez. Deprem ile birlikte yeni sosyal, kültürel ve ekonomik sorunlar ve sıkıntılar ortaya çıkmıştır. Bölgenin ihtiyacına dönük yasa ve yönetmelikler acilen yayınlanmalıdır.
• Deprem İllerine Özel Teşvik Düzenlemeleri Hayata Geçirilmelidir.
• Deprem İllerindeki Küçük Esnafa ve Serbest Meslek erbaplarına yeni finansman paketleri hazırlanmalıdır.
• Depremzede işletmelere SGK ve BAĞKUR prim muafiyeti getirilmelidir.
• Depremin verdiği sorunların yanında işgücünde problem yaşayan işletmelere personel istihdam desteği sağlanmalıdır.
• Deprem bölgesinde faaliyet gösteren işletmeler enflasyon düzeltmesi uygulamasından muaf tutulmalıdır.
• Deprem Bölgesindeki Mükellefler İçin Sermaye Kaybı ve Borca Batık Olma Durumuna İlişkin Yeni Düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
• Bölgemizdeki firmaların büyük bir kısmı küçük ve orta ölçekte olup faaliyetini güç şartlar altında devam ettirmektedirler bu nedenle, deprem bölgesi şehirlerde Enflasyon düzeltmesi uygulaması yıllık ve ihtiyarı olmalıdır.
• Kredi Garanti Fonu Tarafından Deprem Bölgesinde Kullanılan Kredi Faiz Oranlarının Yeniden Değerlendirilmesi, Uygun Hale Getirilmesi Gerekmektedir.
• Deprem İllerindeki Mükelleflerin KDV İade süreçleri hızlandırılmalıdır.
• Deprem illerinde Zayi Belgesi Müracaatını yapamamış olan Mükelleflere yeni bir ek süre tanınması, zayi olan defterlerin noter onayının yapılmasının sağlanması ve takdir komisyonlarının etkinliğinin arttırılması sağlanmalıdır.
• Deprem nedeniyle araçları hurdaya ayrılan vatandaşlarımıza, yeni araç alımlarında ÖTV ve KDV indirimi uygulanmalıdır.
• Rezerv alan dışında kalan imarlı parsellerin yerinde dönüşümü için verilen750 bin TL hibe 750.000 TL kredi ödemesi günümüz enflasyonist ortam ve deprem etkisiyle oluşan ekonomik şartlar gibi nedenlerden ötürü yetersiz kalmaktadır. Destek tutarları mutlak surette güncellenmelidir.
• Ek ihtiyaç duyulan nakit desteği için uygun faizli banka kredileri devreye sokulmalıdır.
• İnşaat sektöründe İşgücü göçü yaşanması sebebiyle oluşan maliyet artışları SGK prim muafiyeti ile desteklenmelidir.
• Damga Vergisi, Emlak Vergisi, MTV, ÇTV, Harç, Ücret vb. Mali Yükümlülükler belli bir süre alınmamalı veya indirimli uygulanmalıdır.
• Deprem İllerinde Bulunan Mükellefler ile burada yeni yatırım yapacak müteşebbisler için Amortisman Oranları % 50 arttırımlı uygulanmalıdır.
• Deprem ile birlikte çok zor duruma düşen şehirlerimizde, teşvik belgesi kapsamında yapılacak yatırımlarda %100 vergi indirimi uygulaması tekrar getirilmelidir. Bu uygulama Yatırım yapmaya devam eden, ya da yeni yatırım yapacak işverenlerimizin elini güçlendirecek ve deprem bölgesi şehirlere yatırım yapmayı nispetten cazip hale getirecektir.
• Yatak sayılarında ciddi düşüş olan bölgemizde yeni Turizm yatırımları uygun finansman paketleriyle desteklenmelidir.
• Deprem İllerinde bulunan Gelir ve Kurumlar Vergisi Mükellefleri İçin Vergi Oranları indirimli uygulanmalıdır.
• Deprem Bölgesinde Gerçekleştirilecek Konut teslimlerine İndirimli KDV Oranı uygulamasına devam edilmelidir.
• Mali müşavirlerin beyanları doğru verebilmesi adına depremde zarar gören işletmeler için uygulanacak işlemler için açık ve net bir yol haritası belirlenmelidir.
• Vergisel herhangi bir sonuç doğurmayan 2022 ve 2023 Yılı Yevmiye Defter Kapanış tasdiklerinden deprem bölgesi mükellefleri muaf tutulmalıdır.
Asrın felaketi olarak tarihe geçen depremlerden sonra Hayatın normalleşmesi için çok daha fazla zamana ihtiyaç vardır. Depremler sonucunda meydana gelen yıkımların büyüklüğü ve oluşan mağduriyetin göz önünde bulundurularak gerekli düzenlenmelerin yapılması Elzem ve acil bir ihtiyaç haline gelmiştir.