“Köşe başı beklerim vay benim emeklerim” türküsü Türk halk musikimizin

Seçkin eserlerinden birsidir.

Bu türküyü her dinleyişimde Dilimizin zenginliğinden olmalı ki aklıma hemen köşe ile ilgili sözler gelir.

Köşeye oturdu, köşeyi kaptı, köşeyi döndü, köşeden düştü, köşe başı, köşelerde bekler, dört köşe oldu, köşe yazarı, vs.

Köşelerle yakinen ilgilenmemin benim köşe yazarı ve halk ozanlığımdan kaynaklandığını sanıyorum.

Evet, ben köşe yazıyorum.

Doğruyu, eğriyi, iyiyi, kötüyü, haklılığı, haksızlığı, sevinci, üzüntüyü, köşeyi dönenleri, köşelerde bekleyenleri, köşe kapmaya çalışanları, hizmeti ve hizmetsizliği eğmeden bükmeden köşe yazılarımda kamuoyu ile paylaşıyorum.

Kahramanmaraş’ın acilen çözülmesi gereken problemleri üst üste yığılmışken,

Bu sorunları görmemezlikten gelerek devamlı tozpembe tablolar çizmenin de riyakârlık olduğu kanaatindeyim.

Köşe yazarlığı avenelikle ve belden aşağı vurmakla olmaz.

Köşe yazarı sorumluluk bilincinde olmalıdır

Köşe yazarı kendi çıkarından çok, ülkenin ve Milletin çıkarını düşünmelidir.

Bu işler birkaç diploma sahibi olmakla da olmuyor.

Ben Akademisyen değilim.

Benim birkaç fakülteden diplomam da yok.

Böyle bir şeyin hasretini de çekmiyorum.

Cenabı Mevla’nın bana bahşettiği halk ozanlığımda avenelik etmeden, köşe kaparak köşeyi dönme gibi çirkinliğe meyil vermeden köşe yazarlığını dik duruşum ve mütevazı yaşantımla sürdürmekteyim.

Allahın hiçbir kulu ile hesabım olmadığı gibi hiç kimseye de özel kinim olamaz

İyi güzel ve hayırlı işler yapanları kendimce onura etmeyi, Ulusuma hizmet edenleri takdir ve sevgiyle kucaklamayı, kendi menfaatini Ulusumun menfaatinden önde görenleri de sevmemeyi sürdürüyorum.

Devamlı sevgiden bahsederek Etikliği ağzına sakız edip, yanlışlıkları görmemezlikten gelerek ah çekenlerle ah çekmesini bilmeyenlerin etikliğin ağzına yakışmadığını ifade ederek sağlıcakla kalınız diyorum.