Olayların olduğu güne kadar kentte aynı mahallede, aynı sokakta Türk, kürt, alevi, sünni kardeşçe, hiçbir sıkıntı olmadan yaşarken, dış güçlerin tahrikleriyle bugün bir daha olmamasını dilediğimiz o acı olaylar gerçekleşmişti.
Şunu çok iddialı söyleyebilirim ki; ne o zaman ne de şu anda Kahramanmaraş’ta ne Sünni’nin Alevi’ye, ne de Alevi’nin Sünni’ye karşı hiçbir önyargısı olmadığı gibi birbirinden kız alıp vermiş, hısım akraba olmuşlardır.
Şimdi her yıl Aralık ayında sözümona anma etkinliği adı altında dışarıdan gelenler, yarayı yeniden kaşıyıp olaylar çıksın diye tahriklerde bulunurken, Kahramanmaraş’ta yaşayan Aleviler de Sünniler de “Anacaksak, biz anarız. Memleketimize gelip huzurumuzu bozmayın” diyorlar.
Hülasa Kahramanmaraşlı artık bir daha o acıları yaşamak istemiyor. İşte tam da bu nokta da Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Meclisinin MHP’li üyeleri bir önerge verdiler ve kentte halen yapımı devam eden ve bir anlamda kentin sembolü haline gelecek olan “Kültürpark”a bir Alevi büyüğünün adının verilmesini önerdiler.
Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’nin MHP’li meclis üyelerini içtenlikle tebrik ediyoruz.
Bu önergenin bir anlamı da Kahramanmaraşlı’nın samimiyetinin de bir göstergesidir.
Eminiz ki Ak Partili Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç’da bu aklıselim önergeyi grup olarak destekler ve kardeşliğimizi bütün dünyaya da ilan ederiz.
DİPNOT: Kahramanmaraşlı gazeteci arkadaşımız Mustafa Şirin’in bu konuda önerisi, “Aşık Mahzuni Şerif Kültürparkı” şeklinde… Sizce de muhteşem olmaz mı?
GÜCÜNÜ MAKAMDAN ALANLAR!
ENTELEKTÜEL olma ya da entelektüel görünme kaygısı içinde olanlar genelde sosyal medyaya dudak büker ve küçümserler, “amele yatağı” derler. Söz meclisten dışarı ama bunu diyenlerin büyük bir çoğunluğu da takma isimle sosyal medyanın içindedirler.
Kendi isimleri ile değil de o takma isimleri ile de her türlü belaltı vuruşlarını yaparlar, çünkü gerçek hayatlarında da hiç delikanlı olamamışlardır onlar!
Neyse, biz “… Kervan yürür” der işimize bakarız.
* * *
Birkaç gün önce benim hayatımda kardeşimden öte sevdiğim bir arkadaşım; Mehmet İmamoğlu kişisel sayfasında, “Devlet memuriyeti, siyasi gelecek inşaa etme makamı değildir. Makamınızın hakkını verin…” diye bir paylaşımda bulunmuş.
Milletvekilliği genel seçimlerinin ucu göründü. İsimlendirmeye veya siyasi tabela göstermeye falan gerek yok. Etrafınıza bir bakın, çok sıklıkla sürekli haktan, hukuktan bahseden bu insanları bir düşünün. Kendi siyasi ikballeri için nasıl da makamlarının imkânlarını kullandığına şahit olacaksınızdır.
Şikâyet etsek de yapacak bir şeyimiz de yok, “Hakkımızı helal etmiyoruz” der geçeriz…
KENTİ, KENTLİ YAPABİLMEK
TÜRKİYE’NİN batısında kısmen, çoğunlukla da gelişmiş ülkelerin kentlerinde o kentlerin bir bakışta nasıl bir yaşam alanı olduğunu belirten “kent kimlikleri” vardır.
Kent kimliğinden kasıt, o bölgenin coğrafi bakımdan, sosyolojik ve kültürel yönden, ekonomik ve ticari anlamda neyi temsil ettiğini tek bir sembolle anlatmaktır.
Örneğin Kahramanmaraş Doğu Akdeniz bölgesindedir ve dahası iklimi de tamamen Akdeniz iklimidir. Ancak Kahramanmaraş’ı Batıda, Kuzeyde, Güneyde nerede sorarsanız sorun, büyük çoğunluk “Doğu’da bir kent” olarak yanıt verir.
Ancak Kahramanmaraş ilk defa bir Akdenizli kent kimliğine kavuşuyor. İl merkezine Adana tarafından 25 kilometre uzaklıktaki Türkoğlu’nun vizyoner Belediye Başkanı Osman Okumuş, ilçesine girişten çıkana kadar olan bölüme palmiye ağaçları dikerek sadece ilçesine değil, Kahramanmaraş’a da bir “Akdenizli kent kimliği” havasını verdi. Dileriz Kahramanmaraş’ın başta Büyükşehir olmak üzere Dulkadiroğlu ve Onikişubat Belediyeleri de bu çalışmayı örnek alsınlar…
Başkan Okumuş’un en büyük özelliği, belediyeyi devlet memurluğu zihniyetiyle değil geniş vizyonu ve ufuklu projeleriyle yönetmesidir.
Yazacağımız çok şey var ama yerimiz dar. Bölgede bu başkanın adını ve güzel icraatlarını daha çok duyacak gibiyiz.
Tebrikler Osman Okumuş Başkan…
07 Aralık 2014 tarihli Habertürk Gazetesi, Güneyli ekinde çıkan Yener Atlı köşesinden alınmıştır...