ASLINDA bu durum sadece Kahramanmaraş’a özgü bir durum değil. Gaziantep ile Kilis, Gümüşhane ile Bayburt, Amasya ile Merzifon, Isparta ile Yalvaç bunlardan birkaç örnek…
İl merkezi ile genelde büyük olan ilçe merkezleri hep birbiri ile rekabet içindedirler ve her zaman birbirlerine muhtaç olsalar da, araları hep limonidir ve pek birbirlerinden hazzetmezler.
Kahramanmaraş’ta bu durum daha çok Elbistan ile Kahramanmaraş arasında böyledir.
Elbistan’a git Maraşlı ile alakalı ve biraz da “ti”ye alan alaycı, adeta binbir gece masalları anlatılır.
Maraşlıya sorarsan da Elbistan için güngörmedik benzetmeler, yakıştırmalar, hikâyeler anlatılır.
İşin temeline indiğinizde ise aslında bu iki yerleşim biriminin aralarında ciddi anlamda bir problem de yoktur.
Tıpkı evin büyük abisi abilik yapmak isterken, küçüğü ise “ben de büyüdüm, sana eyvallahım yok” kıvamında tatlı bir rekabet vardır.
Aslına bakacak olursak ikisinin de birbirine eyvallahı yoktur ama aynı evin içinde yaşamanın verdiği zorunluluklarla her zaman birbirlerine muhtaçtır bu iki kardeşler.
Neden yazımıza böyle bir girizgâhla başladık?
Şu nedenle; Bu sütunların yazarı olarak ben Kahramanmaraş’ın merkezinden, Uzunoluk’tanım. Çocukluk çağımızdan bu yana bu kuzey ilçemiz Elbistan ile Kahramanmaraş arasındaki bu çekişmeleri, tatlı atışmaları dinleyerek büyüdük.
Merak bu ya… Sonra 20’li yaşlarımda bu çekişmenin nedenini araştırdım, her iki tarafın büyüklerini dinledim. İnanın önemli sayılabilecek hiçbir şey yok. Aslında “birbirine yarenlik eden sevgililer” gibiler…
Bana gelince…
Şimdi Maraşlı hemşehrilerim bana kızacaklar, hatta belki de tepki gösterecekler ama ben kuzey ilçelerimiz olan Elbistan, Afşin ve Göksun’u ciddi anlamda çok severim.
Her şeyden önce çalışan ve üreten insanlar. Birbirine, kendinden olana sahip çıkan insanlar.
Eğitime, kültüre, sanata il merkezindekilerden daha fazla önem veren insanlar topluluğundan oluşur.
Örneğin Ankara’da bürokrasi ve siyasete bakın, hep bu ilçelerden çıkıp o mevkiilere geldiklerini görürsünüz. İstanbul’daki iş dünyasına bakın hep birbirine tutkun, insanlara tepeden bakmayan, birbirini küçük görmeyen, birlik ve beraberlik içindeki insanlar hep kuzey ilçelerden çıkar. Keza ilçe dernekleri, il derneğinden daha güçlü yapılara sahiptirler.
Bir Afşin’den unutulması mümkün olmayan Atilla İmamoğlu gibi dobra dobra bir insanın çıkması, Ömer Kösebalaban, Sait Tahiroğlu ve Koray Kıraç gibi dostluk ve insani ilişkilere önem veren babayiğitlerin bulunması bile bu yörenin insanlarını sevmeme yetiyor da artıyor bile.
Elbistan’da Durmuş Küçük ve siyasi rakip olsalar da Abdullah Paksoy, gazeteci dostumuz Ahmet Göçer, pek yüzyüze gelme imkânı bulamasak da Yunus Kaan Kısaca gibi dostlar…
Göksun deyince ilk aklıma gelen Selim Cüce, Fikri Şahin ve Şaban Uçar olur ki, Allah herkese böyle dostlar nasip etsin…
Kısacası belki biraz beylik bir laf olacak ama benim için, “Kuzeyin havası sert, adamı mert olur”
KUZEYLİ DEMEK NE DEMEK?
ESASEN uzun zamandır aklımdaydı kuzey ilçelerle alakalı yazı yazmak ama fırsat bulamıyordum.
Aslında aklımda yazının başlığı olarak, “Kuzeyliyi sevmem için beş neden!” şeklindeydi ama şu birkaç gün içinde yaşadıklarım başlığı değiştirmeme neden oldu.
Şimdi o “beş madde”yi yazmaktan vazgeçtim ancak belki daha enteresan şeyler çıkar düşüncesiyle bizim www.marastimes.com portalının Facebook sayfasından küçük bir duyuru yaptık ve “Afşinli, Elbistanlı ve Göksunlu arkadaşların dikkatine! Kuzeyi sevmemiz için beş neden ne olabilir?” dedik ve altına da neden bu istekte bulunduğumuzu anlattık.
70’e yakın yorum yazdı, kuzey ilçelerinin insanları…
Bu kadar yorum içinde bizi anlayan sadece Mehmet Turgay Güven isimli takipçimiz oldu. Geri kalanının hemen hepsi algılama problemlerinden dolayı olsa gerek saçmasapan alakasız tepkiler gösterdiler ve “Vay efendim kuzeyli ne demek?” diyerek bir kompleksin içine girdiler.
Bakın bizim için kuzeyli ne demek: Coğrafi olarak il merkezi ortada, ilçeler etrafında yer alıyor. Biz tek tek ilçe adlarını sayacağımıza her zaman güney ilçeleri ya da Afşin, Elbistan ve Göksun gibi ilçeler için ise kuzeydeki ilçelerimiz deyimini kullanırız.
Artık bu açıklamadan sonra da anlayana sivrisinek saz, anlamayana ne yapsan az…
Haydi hoşçakalın…
BU ÜÇ İLÇEDE AKLIMIN ERMEDİĞİ ŞEY!
İL merkezinden daha fazla o kadar güçlü politik ve bürokratik yanları olmasına rağmen hala Göksun, Elbistan ve Afşin arası yollarının köy yolları halinde olmasını, yani ülkede bu kadar otobanlar, duble yollar yapılırken bu yolların yapılamamış olmasına aklım ermiyor!