Hükümetin depremzedelere kalıcı konutların 1 yılda teslim edileceğinin sözünü vermesine rağmen depremlerin üzerinden 13 ay geçtiği halde ihtiyaç duyulan konutların yüzde 10’unun bile teslim edilemediğini belirten Arıkan, Kahramanmaraş’ın en büyük sorununun barınma olduğunu ifade etti.
Arıkan, TV5 Kanalında Ali Ekber Mete’nin moderatörlüğünü yaptığı 4. Güç programının canlı yayın konuğu oldu.
6 Şubat depremleri sonrası Kahramanmaraş’ın yeniden inşası, kalıcı konutlar, orta hasarlı binalar, uygun olmayan ve rezerv alanları, ticaret ve 31 Mart seçimleri üzerine değerlendirmelerde bulunan Arıkan, Kahramanmaraş’ın, şu an sorunlar yumağı içinde yer aldığını dile getirdi.
6 Şubat depremlerinin üzerinden yaklaşık 13 ay geçmiş olmasına rağmen şehrin yeniden inşasının çok yavaş ilerlediğini kaydeden Arıkan, “Kahramanmaraş’ta 114 bin konut ihtiyacı varken henüz 9 bin konut teslim edildi. Bunlara da vatandaşlarımızın ne zaman yerleşeceği, konutları ne zaman teslim alacağıyla ilgili de sıkıntılar var. Şu anda Kahramanmaraş’ın en büyük sorunu; barınma sorunu. İnsanlar hâlâ konteynerde yaşıyor ve bu yaz ayını da muhtemelen konteynerde geçirecek. Malum konteyner şartları kışın soğuk, yazın sıcak. Küçücük alanlarda kalabalık aileler oturmak zorunda. Akabinde sağlık hizmetleri konusunda yine sorunlar yaşıyoruz. Depremin üzerinden bu kadar uzun bir zaman dilimi geçmesine rağmen bir acil durum hastanesi henüz yapılamadı. Sağlık alanında tesis, ekip ve ekipman yetersizliği nedeniyle vatandaşlarımız yüzde 30 oranında hizmet alabiliyor. Hastanelerde çok büyük yığılmalar var” dedi.
“REZERV ALANININ HALK ARASINDAKİ ADI MÜLKSÜZLEŞTİRME YASASI”
6 Şubat depremleri sonrası Orta hasarlı binalar, uygun olmayan alanlar ve rezerv alanların çözümden ziyade giderek büyüyen bir sorun haline geldiğini ve bu konularda yaşanan mağduriyetin arttığına dikkat çeken Başkan Adayı Zeynep Özbaş Arıkan, şöyle konuştu: “Bir türlü çözülemeyen orta hasarlı binalar sorunumuz var. Orta hasarlı bina statüsünde bulunan 6 bin konut için ilerleme kaydedilemiyor. Aslında çözümü çok kolay bir konu ama neyi bekliyorlarsa, bir türlü çözülemedi. Uygun olmayan alanlar dediğimiz başka bir konu var ki; fay hattı üstünde olan ve deprem riski taşıyan yerlerdeki konutların şu anda oturma izni yok. Bununla ilgili daha önceden bakanlığa sunulmuş rapor neticesinde bu uygun olmayan alanlar konusu bu şekilde bir mağduriyet yaşattı. Fakat uygun olmayan alanlarla ilgili yeni bir rapor verildi. Bu rapor kabul edildiğinde uygun olmayan alanlar sorunu da çözüme kavuşacak ama bu da sürüncemede kaldı. Onunla ilgili de bir gelişme yok. Hepimizi çok büyük endişeye sevk eden ve geleceğe dair korkularımızı körükleyen rezerv alanı diye başka bir konu var. Şu anda Kahramanmaraş’ta ana caddeler, ana arterler, şehrin en kıymetli yerleri rezerv alanı ilan edildi. Daha öncesinde riskli alan olarak görülmemiş, buradaki binaların güçlendirmeyle yeniden oturulabilineceği söylenen yerler rezerv alanı ilan edilip bütün binalar için yıkım kararı verildi. Bu rezerv alanının halk arasındaki adı mülksüzleştirme yasası aslında. Rezerv alanı ilan edilen zemini çok sağlam yerler varken TOKİ’nin buralara ev yapması mümkünken maalesef ki şehrin en kıymetli yerleri rezerv alanı olarak ilan ediliyor. Çok hızlı bir şekilde her gün bir bölge, bir cadde rezerv alanı ilan ediliyor. Bununla ilgili de karşımızda bir muhatap yok. Bu konuyu konuşabileceğimiz, soracağımız, net bir cevap alabileceğimiz muhatabımız yok. Hiç kimse hiçbir şey bilmiyor. Şehirde çok büyük bir belirsizlik var.”
“Küçük esnaf konteynerlerde mücadele veriyor”
Kahramanmaraş’ta ticari hayatı da değerlendiren Arıkan, büyük sanayi kuruluşlarının toparlanma sürecinde olduğunu, küçük esnafın ise vergiler ve ticari ödemeler noktasında daha çok desteğe ihtiyaç duyduğunu belirtti. Arıkan, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Kahramanmaraş’ta küçük esnaf hakikaten çok zor durumda! Konteynerlerde mücadele veriyor ama konteynerde de esnafı rahat bırakmıyorlar. Konteyner çarşı kuruluyor daha sonra bir bakıyorsunuz ki orası da rezerv alan, riskli alan ilan edilmiş; hadi sizi şuraya taşıyacağız, diyorlar. Bu gibi yoğun sorunlardan dolayı küçük esnafın bir yerden başka bir yere taşınması gibi bir sıkıntı da oldu. Malum insanlar depremden çıkınca alım gücü de azaldı. Büyük sanayi kuruluşlarının ihracat noktasında durumları fena değil. Depremde onların da işletmeleri, makineleri zarar gördü. Onlar da yeni yeni toparlanıyorlar. Ama küçük esnafın durumu şu anda çok zor. Vergilerin ödenmesi ya da kredi borçlarının ödenmesi konusunda 2-3 aylık ertelemeler gibi küçük küçük hamleler yapılıyor. Ama onlar da geçici çözümler. Türkiye genelinde ekonomik koşullar gittikçe zorlaşıyor. Alım gücünün azaldığı, emekli maaşlarının çok çok düşük olması, asgari ücretin yetersiz olması zaten halkımızın belini bükmüş durumda. Bütün şehirlerde olduğu gibi Kahramanmaraş’ta bunun 2 katı, 3 katı belki daha fazlasıyla bu ekonomik zorlukları yaşayan bir şehir. İşte bir yandan ayağa kalkmaya çalışıyoruz. Vatandaşlarımız, kendi imkânlarıyla barınma sorununu çözmeye çalışıyor. Kiralar zaten çok yüksek.”
“EMEKLİLER MAAŞLARIYLA DEZAVANTAJLI BİR DURUMA DÜŞTÜLER”
Hükümetin son yaptığı zamların emeklileri teğet geçtiğini aktaran Arıkan, şunları kaydetti: “Tüm Türkiye’de olduğu gibi Kahramanmaraş’ta da emeklilerimiz aldıkları zam oranıyla dezavantajlı bir duruma düştüler. Aldıkları 10 bin lira maaş ile geçinmeleri mümkün değil. Her geçen gün değer kaybeden bu 10 bin lira ile ev kirası mı versinler, gıda ihtiyaçlarını mı karşılasınlar? Vatandaşlarımız tabi ki yerel yönetimlerden bu sorunu çözmelerini istemiyor da beklemiyor da! Vatandaşlarımız, bu sorunu iktidara ulaştırmamızı istiyorlar. Diğer taraftan inşallah seçilirsek yerel yönetimler olarak emekli vatandaşlarımızın hayatını daha kolaylaştırıcı, refah seviyesini artırıcı çalışmalar yapacağız.”