Oysa : Türkiye de bayram tatil demek, bayram deniz veya kaplıcaya kaçmak demektir.. olmuş, olmuşta geçmiş bile..
Denize gidenler gitti, Kaplıcaya gidenler gitti, Şehir de kalanlar bize yeter dedik ama , bu defa da yıllar sonra bayramın bir başka yüzünü gördüm..
Memurlar için 9 günlük tatil, biz çalışanlar için 4 günlük bayram tatili koşturma ile son buldu ama ben Kurban Bayramının tadını alamadım.. yaşadığım güzellikleri sizlere aktaramıyorum..
Uzun yıllardır görev gereği : Her yıl Kurban Bayramında yurt dışında olmam sebebi ile hep kurban bayramı özlemini çektim..
Yurt dışında kurban bayramı havası olmuyor , o yaşayamadığım Kurban Bayramı sevincini o özlediğim günler , bu bayram yaşamak istedim ama maalesef !..
İnternet bağımlısı, ruhsuz bir toplum olmuşuz da farkında değiliz..
Bayram da telefon açma yerine, mesaj gönderiyorlar..
Hısım akraba gezme yerine : evde oturup, internet başında, ya savaş oyunları oynuyorlar, ya facebook da geziniyorlar..
Olmadı cep telefonundan mesaj atarak günü bitiriyorlar..
Böyle yozlaşan bir toplumun ferdi olarak: Ben özlediğim Kurban Bayramını yaşayamadım..
Oysa 2000 yılından önce benim bıraktığım Türkiye de !..
Çocukların eline kına yıkılırdı !.. annelerimiz bacılarımız, gelinlerimiz eline kına yakardı.. sonra sabah ezanı ile kalkar abdest alarak kurban bıçaklarını cebimize koyar camiye gider dua ederek bayram namazından sonra eve gelinin aile fertleri ile bayramlaşma sonra, kurban kesme, kurban eti ile sabah kahvaltısı sonra komşularla bayramlaşma..yapılırdı..
Komşular: Kurban kesiminde bir birine yardım eden komşular, sonra birlikte yapılan kurban bayramı ! Bayram sevince yaşanırdı..
Mahalle de kurban kesen kesmeyen sorgulaması ve dua ile yapılan kurban eti pay dağıtımı !.. ben bunu özlemiştim..Bu yıl Kurban Bayramında ülkemdeyim Kurban Bayramı sevincini yaşarım diyordum.. ama bizde bayram bitmiş te bizim haberimiz yokmuş..
Yurt dışında Kurban Bayramının tadı yok ! ülkemdeki bayramı özlüyorum diye çok defa da yazmıştım ama Türkiye de yurt dışı gibi olmuş bayramın tadı yok..
Bayram sabahı uyandım: itiraf ediyorum, çocukları kaldıramadım !..
Bayram namazına gittim, geldim, evde bayram havası yoktu, çocuklar yatıyordu..
Kurbanı kesip geldik, eti eve çıkardık, pay dağıtımı yaptım ama yine kurban bayramı havası yoktu..
Sonra kurban eti ile sofra kuralım dediğimde: biri et yemem, biri kurban eti yemem, biri kokuyor diyerek sofraya gelmedi, kör oğlu eyvaz misali biz ,tatsız tuzsuz , ruhsuz bir bayram yaşadım..ev bayram havasına giremedi..
Sonra : zorlama ile emmi, dayı, dede, anne ve baba ziyareti için evden çıktık ama o bayramın heyecanı ve ruhu yoktu.. çünkü herkesin elinde telefon mesaj atma, internetde gezinme hastalığı tavan yapmıştı..
Oysa 2000 yıllarda 15 yıl önce bıraktığımı Kurban Bayramında , Sabah çocuklar el öpmeye harçlık ve şeker toplamaya gelirlerdi, çaylar kahveler içilirdi.. çocuklar sevindirilirdi..bir tek çocuk gelmedi, aldığım şeker bize kaldı ! oturup kendimiz yedik..
Bir miktar para bozdurmuştum 5-10’luk hepsi elimde kaldı !..
Ne hayallerim vardı hepsi suya düştü !..
Ben o eski bayramları dört gün boyunca aradım durdum… bulamadım !..
Kapıdan da olsa: komşular bir birimizi gezer, bayramını kutlar, kahveler içilir, hoş sohbetler yapılırdı..
Gezi esnasında yemek üzerine gelen sofraya oturur bayramın tadı çıkardı..
Oysa 2015 yılında Kurban Bayramında gördüğüm sanal alemde yaşayan bir topluluk, internet bağımlılığı almış başını gitmiş, sürekli internet üzerinden yazışmalar..
Hoş : Mesaj atmasını bilmem , bayramın üçüncü ve dördüncü günü cep telefonumda kayıtlı olup da görmediğim, dostlara tek tek telefon açtım..
Bayramlarını kutladım: Mesaj atılmasını sevmediğimi söyledim, aradığım dostların bir kısmı cevap veremedi, malum kurban kesimi, meşguliyet sebebi ile sonra dönenler oldu.. ama gördüm ki bir telefon açmak bile unutulmuş!..
Bazıları : “ ilk defa sen aradın, aradığın için teşekkür ederim,” diyerek kendilerini mahcup ettiğini söyleyenler oldu..
Neyse belki birileri o günleri hatırlar diye düşünüyorum..
Geçmiş Kurban Bayramınız mübarek olsun !
İyi günler..