BİR garip memleketiz vesselam.
Elin siyasetçisi, bürokratı, gazetecisi ne ile uğraşıyor, biz ne ile uğraşıyoruz.
Konuşulan konu küçük de olsa, kamuoyunun çoğunluğunun konuştuğu konu olunca yerel medyanın da bunu yazması kaçınılmaz oluyor.
Arz talep meselesi yani.
Konumuz, Abdulhamithan Camii altındaki otopark’ın bir markete kiraya verilmesi olayı.
Yani detaylandıracak olursak; halen inşaatı ve çevre düzenlemesi çalışmaları tam olarak bitmeyen ve adeta Kahramanmaraş’ın simgesi haline gelen Abdulhamithan Camii’nin otopark olarak yapılan bölümünün alt kısmının bir markete depo vs olarak kiralanması konusu…
Camii çevresi çok geniş bir araziye sahip değil. Gidenler bilir, özellikle mübarek günlerde bu camii, dolup taşıyor ve insanlar ibadete yetişebilmek için otomobillerini rastgele yerlere koyuyor ve dolayısıyla ortaya önemli problemler çıkıyor.
Durum böyleyken her kimin akıl vermesiyle yapıldıysa bu camii’nin otoparkının bir bölümü bir markete depo vs işler için gelir getirmesi için kiraya veriliyor.
Peki resmi sivil bütün Kahramanmaraş halkının katkılarıyla yapılan ve kamuoyuna mal olan bu camii için böyle bir karar alınmışsa kime sorulmuş?
Belediye’ye soruyoruz, bilgimiz yok diyor…
Müftülüğe soruyor, orası bizim değil vakıf malı, bilgimiz yok diyor.
Camiinin yapımına büyük destekler sağlayan kişi ve kurumlara soruyoruz, bilgimiz yok diyor.
Camii cemaatine soruyoruz, bilgimiz yok diyor.
Peki hangi aklıevvelin icraatıdır bu, biz de anlayamadık.
Yapılacak iki şey var.
Öncelikle bu yanlış karardan bir an önce dönülmeli ve bu otopark camii cemaatinin hizmetine sunulmalıdır.
İkincisi ise sürekli bir çok konuda polemiklere ve gereksiz tartışmalara konu olan şeylerin önüne geçilmesi için bu mekan bir an önce Diyanete devredilmelidir.
Yazımızın başlığında da dediğimiz gibi; bu işin altından hocalar mı yoksa siyasetçiler mi kalkar, bir an önce bu konuya el konulmalıdır!
BU MARAŞLI TARİFİNE SİZ KATILIR MISINIZ?
MEHMET Şenel, bizim daimi ve sıkı okurlarımızdandır.
Memleketin hemen her konusuna ilgi duyar, olumlu ya da olumsuz yorumlar yazarak fikirlerini beyan eder.
Zaman zaman bizi tebrik etse de, bazen de kafası atar bize manşetten çakar eleştiri yağmuruna tutar. Ancak en önemli özelliği en çok kızdığı konuda bile her zaman seviyeyi korur Şenel.
Mehmet Şenel önceki gün bir yazımıza esprili bir Maraşlı tarifi ile yorum yapmış, bilmem siz okurlar katılır mısınız?
Ben yorum yapmıyorum ve noktasına virgülüne dokunmadan Şenel’in yorumunu alta copy paste yapıyorum.
“Rüzgârımız delidir, (Poyraz) bize de sirayet etmiştir. Deli doluyuzdur, biraz sağımız solumuz bellisizdir. Soğuk suyu severiz, ondandır sertlik vardır her birimizin yapısında.
Geçi eti yeriz ve severiz, oda ‘yediği genetiğine çeker’ hesabı inatçıyızdır! Yüksek yerlere uzanıp yemek yemeyi severiz.
Ya biz GAHRAMANMARAŞLIYIK…
Şoru da severik ve bazen o kadar abartırız ki, laf bulamazsak uydurur sonrada başkasından duyunca ‘ulan essah doğrimiş vay be’ der inanırık.
Bizim türümüze ve benzerimize başka yerde rastlayamasınız, zaten türümüz koruma altındadır.
Dışardan geleni de kendimize benzetiriz VALLA biz GAHRAMANMARAŞLIYIK:))”