AK Parti  ile  yollarını  ayıran Fethullah Gülen Cemaati,kendisine bir yol haritası belirlemeye çalışıyor.Cemaat,sığınabileceği  yeni bir siyasi liman aramaktadır..

Gözüken odur ki; Cemaatin kısa vadeli,geçici bir süreliğine  sığınacağı  bu liman CHP limanıdır..

Türk ve Dünya solunun kafasını karıştıran bu durum,CHP’nin ve Türk Solunun geleceğini de şekillendirecek türdendir..

CHP’nin  bugün rotasının sağa kayıyor gibi algılanması  ne kadar doğru bir tespittir? Aslında CHP’nin yarınına bakmak lazımdır.Partinin  yarını bugününden daha iyi olacaksa varsın altı oku yakasına takanlar çoğalsın…

***

CHP sağa mı kayıyor? Algısını  bugün doğrulamak bence  yanlıştır. CHP  sağı içine çekiyor? Algısı yaratmak daha doğru olanıdır..CHP bugün kendisini demokratik merkezi yeniden inşa etme hedefiyle konumlandırmaktadır.. 12 yıllık AKP iktidarının; ülkenin yerleşik kurum ve kültürünü yok eden, demokratik değerlerini hiçe sayan, baskıcı, otoriter ve tahakkümcü karakteri CHP’nin kendisine yeni bir misyon yüklemesine neden olduğu açıktır…

***

 CHP’nin tarihsel misyonu yeniden güçlü bir demokratik ve merkezi siyaseti inşa etmektir.Biz bu süreci yeniden büyük CHP’yi yaşama geçme,1970 yılların CHP’sini yeniden yakalama çabası olarak tanımlıyoruz.Sağcılaşma değil, sağcıları  merkez sola alarak demokrasi ve cumhuriyet ilkelerinde işbirliğine gidiyor olmasını görüyoruz…

***
CHP ve Cemaat’in ‘Anti Erdoğan’ ittifakı...

CHP tabanı ile Gülen harekatı varoluşsal olarak birbirine karşılar. İki hareketin politik ve sosyolojik kodları tamamen farklı. Bunun da ötesinde Türkiye tasavvurları örtüşmüyor.

Aslında normal şartlar altında böyle bir ittifak olmaz. Ancak son yaşananlar yerel seçimlerde CHP ile Gülen Cemaatinin  taktik bir koalisyona gideceğinin işaretlerini veriyor.

Bu koalisyonun ana motivasyonunu CHP ve Gülen Cemaatinin ortak paydaları değil, ‘Erdoğan karşıtlığı’ tayin ediyor. Ancak CHP ile Gülen  Cemaati arasında başta Kürt meselesi olmak üzere din-devlet ilişkisi, özgürlükler, Ergenekon/Balyoz davaları ve Alevilik konusunda ciddi görüş farkları bulunuyor…

***
Kader birlikteliği mi, taktik işbirliği mi?

İki hareketin sosyolojik tahlili yapıldığında bu işbirliğinin ‘Erdoğan’dan kurtulma’ ittifakı olacağı anlaşılıyor. Bu strateji taraflar için politik olarak doğru olabilir ancak meşruiyet bakımından beklenmeyen sonuçlar yaratabilir.

30 Mart’tan beklenen sonuç alınamazsa ‘cemaatle girilen konsorsiyum’ CHP’de depreme yol açacaktır. Tepki özellikle ‘ulusalcı beyaz Türk’lerden gelecektir. CHP oy artışı sağlasa dahi Ankara’dan Mansur Yavaş, İstanbul’dan Mustafa Sarıgül  kazanamadığı takdirde  CHP Liderinin genel başkanlığı tartışmaya açılacaktır. Benzer bir risk Gülen Cemaati için de geçerli. Açıktan yapılacak bir seçim koalisyonu hizmeti, dindar/muhafazakar kesimin gözünde ‘oportünist ve Müslümanların iktidarına engel olan’ bir taraf yapacaktır…

***
Yerel seçime de ‘gizli/geçici’ ittifak...

Aslında Gülen hareketinin asıl hedefi AK Partiyi bölüp, başında Abdullah Gül’ün olduğu yeni bir merkez sağ parti kurdurmaktı. Ancak bu planın tutmayacağını anladı.Çünkü Abdullah Gül,Tayyip Erdoğan’ın karşısına asla çıkmayacaktır.Galen’in planı  tutmayacaktır.Tutsaydı;Bu noktada hizmet, hem Erdoğan’a bir ders vermek hem de Gül’ü ikna etmek için CHP’yle ‘ultra kozmik ama geçici’ bir koalisyona gidecei. Hareket CHP’yi destekleyeceğini asla deklare etmeyecek. Bu ittifakın ana hedefi AKP’nin İstanbul ,Ankara’yı  kaybetmesini sağlamak. Bir anlamda CHP’de, hizmet hareketi de ‘kazan-kazan’ stratejisine yatırım yapıyor…

***
Platonik aşkın kaybedeni kim olacak?

Kamusal farkındalık oluşturmadan yapılacak bu ittifak başarılı olursa sorun çıkmayacak. Seçimlerden sonra Gülen Hareketi yeni parti arayışına devam edecek ve yeni hedefi Cumhurbaşkanlığı seçimi olacak. CHP ise yerel seçimlerde kazandığı başarıyla sonbaharda yapılacak erken genel seçimde iktidar alternatifi olmaya çalışacak. Ancak böylesine riskli bir platonik aşk’tan geri vazgeçilmesi durumunda CHP’de de, Gülen hareketinde de ciddi değişimler olacak…

***
Sosyal Demokratlar Ne Diyor?

Gülen hareketiyle ittifak mı yapılacak sorusunun partide iki cevabı var. CHP tabanı ve ulusalcı kanat bu işbirliğine sıcak bakmıyor. Parti yönetimi ise görece farklı bir pozisyonda duruyor. Partide örtülü eleştiriler yapılsa da geçmişte ‘Ecevit- Gülen diyalogunu’ yürüten Erdoğan Toprak ismi öne çıkıyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun ise bu işbirliğine ilkesel ama pozitif yaklaştığı iddia ediliyor. Kılıçdaroğlu’nun özel olarak Kayseri’ye gönderdiği Erdoğan Toprak Gülen Cemaatine yakın bir isim.CHP Genel Başkan yardımcısı Erdoğan Toprak  önceki gün Kayseri’ye neden geldi;Gülen Cemaatine yakınlığıyla bilinen Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mustafa Boydak’ı ziyaret etti.Peki bu ziyaretin sebebi neydi;Erdoğan Toprak,Mustafa Boydak’a CHP Liderinin başsağlığı mesajını getirdi.

 Bir süre önce Amerika Birleşik Devletlerine giden CHP lideri Washington’da Gülen hareketiyle görüşmüştü. Kılıçdaroğlu’nun cemaati kast ederek ‘herkesin kendi sınırları içinde kalması’ koşuluyla işbirliğine olumlu yaklaştığı öne sürülüyor…

***

Özel ziyaret..

CHP -Gülen Cemaat  arasındaki sıcak teması  CHP Genel Başkan yardımcılarından Erdoğan Toprak sağlıyor..Örneğin  Erdoğan Toprak,CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu temsilen Sanayi Odası Başkanı Mustafa Boydak’a başsağlığı ziyaretinde bulundu…

Kılıçdaroğlu,tarafından özel olarak  önceki gün Kayseri’ye gönderilen Erdoğan Toprak,önce geçtiğimiz günlerde kayınvalidesi vefat eden Sanayi odası Başkanı Mustafa Boydak’a Genel başkanının başsağlığı mesajını iletti, ardından Ticaret Odasını,oradan da CHP İl merkezine de ziyaret bulundu.Gülen Cemaatine yakınlığıyla bilinen Mustafa Boydak ‘a CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun başsağlığı mesajını getiren Toprak,CHP-Cemaat  arasındaki ilişkilerini de sağladığı bilinmektedir…