Türkiye de en az gazete, dergi , kitap Kahramanmaraş’ta satılıyor ve o kadar da az okunuyor.. Şairler yazarlar şehrinde herkes okumalı ama okumuyor..!
Türkiye ne kadar okuyor derseniz : maalesef dünyada okuma oranı da 74. Sıradayız.. Nüfusumuza göre : Gazete, Dergi, Kitap satış rakamları bize bunu gösteriyor..
Televizyon izliyor, internete giriyor ama okumuyoruz. UNESCO tarafından yapılan araştırmaya göre, Türkiye'de okuma alışkanlığı yok denecek kadar az. Avrupa'da yüzde 21 olan kitap okuma oranı, Türkiye'de sadece on binde bir. Bin kişide bir kişi kitap alıyor..
100 AB’li den 21 her ay bir kitap alıyor, Türkiye de ise bin kişi de biri kitap satın alıyor.. mesele bu !. rakamlar bunu gösteriyor..!
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu UNESCO, dünyadaki okuma alışkanlıklarını rapor haline getirdi. Rapora göre, Türkiye, kitap okuma oranında dünya ülkeleri arasında 86'ncı sırada yer alıyor.
Avrupa'da yüzde 21 olan kitap okuma alışkanlığı Türkiye'de yok denecek kadar az. Binde bir !.. çoğu da roman ve aşk kitabı, bilim kitabı yok denecek kadar az..
Genelde aşk kitapları okuyoruz
Konuyla ilgili açıklama yapan Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Gülmira Kuruoğlu, "Türkiye'de bazı illerimizde on binde bir kişi kitap okuyor yılda. Yani bizim çok geride olduğumuzu çevremize baktığımızda da görüyoruz. Okuma türlerine baktığımızda da genelde aşk kitapları okunuyor" dedi.
Yılda kitaba ayrılan süre bir günlük TV izleme süresiyle aynı: 6 saat
Araştırmaya göre, günde ortalama 6 saat televizyon izleyip 3 saat internette gezinen Türk halkı ne yazık ki, kitap okumaya yılda sadece 6 saatini ayırıyor.
Kitap Türkiye'deki ihtiyaç maddeleri listesinde 235'nci sırada yer alıyor.
Bir vatandaş, "Okuyucu kitlesi maalesef yok. Artık herkes televizyonda geçiriyor, internette geçiriyor vaktini. kitaba ilgi maalesef yok" diyor, okumuyoruz diyor..
Kitap beyin gelişimi açısından oldukça önemli
Oysa kitap okumak kişisel gelişimin yanı sıra beyin gelişimi açısından da oldukça önemli.
Uzmanlar, özellikle çocuklara mutlaka kitap okuma alışkanlığının kazandırılması gerektiğini belirtiyor.
Ama okumuyoruz, okumuyoruz, oyse herkesin evinde bir kütüphane olmalı her ayda düzenli bir kitap girmelidir.. okumalıyız.. bence devletimizin önceliği insanlarımıza okuma alışkanlığı kazandırmak olmalıdır..
Okumayan millet dümen suyuna geliyor !
Kahramanmaraş’ta bugün Tomsuklu Organize Sanayi Bölgesi Kurulacak ama en büyük sorun, işçi sorunu ve maalesef ki çalışacak işçi yok.. Suriyelilere çalışma izni verilirse bir kurtuluş olabilir diyorlar..
Bugün Kahramanmaraş’ta tüm iş yerlerinde resmi- gayri resmi bir Suriyeli çalışıyor.. Büyük Fabrikaların önünde ise kocaman bir yazı var: “ Bay ve Bayan işçi alınacaktır” bula bilirseniz..! bula bilirseniz alın !..
Müslüman – Müslümanın kardeşidir..! Peki biz nasıl bir kardeşiz ki kardeşlerimizi ölüme göndereceğiz ? Suriyeliler gitsin diyenlere soruyorum : siz nasıl bir kardeşsiniz ?
Sonra 1942 yılına kadar Suriye sınırları içinde bulunan tüm insanlar Osmanlı Vatandaşı idi.. Türkiye Cumhuriyeti sahip çıkmadığı için 1942 yılında Suriye devleti kuruldu..
O zaman ülkemizi yöneten kişiler: Suriye ‘yi de Türkiye topraklarına dahil edebilirlerdi..
Müslüman din kardeşi olmamızın ötesinde: Suriye den Türkiye gelen – Türkmen, veya Arap kökenli kişilerin çoğu ile kan bağımız var.. bu kan bağımız kız alıp verme ile bugüne kadar gelmiştir..
Suriyelilere vatandaşlık verilmesin diyenlere şunu soruyorum: “ Çalışma, dilenme, sokaklara çıkma ! “ sözü doğru ve mantıklı bir söz mü ? .. Suriyeliler makine değil insan sabah, öğle , akşam acıkacak yemek yiyecek – çalışma – dilenme, sokaklara çıkma derseniz bunlar ihtiyacını nasıl karşılayacaklar ?
Suriyeli’lere vatandaşlık verilmesi gerekenlere verilmeli, diğerlerinin tamamına çalışma ve Türkiye de oturma izni vererek hepsini kayıt altına almak zorundayız..
Ben çalışıp vergi veriyorsam: Suriyeli de çalışıp vergi vermek zorunda..
Ben ekonomiye katkı sağlıyorsam: Suriyeli de çalışmak ekonomiye katkı sağlamak zorunda..
Biz bunu dememiz gerekir ken: Batının dümen suyuna gelerek:” Suriyeli’lilere hayır !” diyoruz, vatandaşlık verilmesin diyoruz, çalışmasın diyoruz, sınır dışı edilsin diyoruz.. hepsi ölsün diyoruz.. ya biz nasıl bir insan olduk böyle !
Sevgili Peygamberimiz ve arkadaşları Mekke’den Medine’ye geldiklerinde Medine halkı onlara “Sizi vatandaş yapmıyoruz , gidin burdan demedi!” evinin yarısını verdi.. iki üç hanımı olan birini boşayarak Mekkeli ile evlendirdi.. onlar öyle Müslümandı bizde böyle Müslümanız.. niye ! biz okumuyoruz.. yakın tarihimizi bilmiyoruz, okumuyoruz..
Tarihimizi bilmiyoruz, kardeşimizi bilmiyoruz.. bizi okumayan cahil bir millet ettiler tam 93 yıldan beri.. bin kişide bir kişi kitap okuyor..
İşte Türkiye bu !
Okumayan – cahil toplum dümen suyuna gelmeye mahkumdur..
İyi günler..