Türkiye Ekonomisi : çok mu ? kötü ? ekonomimiz kötüye mi ? gidiyor..?

     Aslında ekonominin bir yere gittiği yok !

     İstanbul Borsası, Dünya Borsaları arasında para transferleri sebebi ile döviz kurlarında oynamalar var, tabi buna bağlı olarak da Türkiye de TL değer kaybı var.. buda doğal bir durum.

     21 Nisan da : Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yurt dışına para kaçırmaya çalışanları affetmeyiz,” demişti.. uyarmıştı ama, kaçıranlar kaçırmaya devam ediyor..

     Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hilton İstanbul Bomonti Hotel'de DEİK Genel Kurulu'nda yaptığı açıklamada "yurt dışına bazı işadamlarının para kaçırdığı" söylentileri için "Bazı işadamlarının varlıklarını yurt dışına çıkardığı tevdiatları yapılıyor. Böyle bir şey varsa izahı makul olamaz. Yurt dışına para kaçırmaya tevessül edenleri affetmeyiz…" diyerek sert uyarı yapmıştı.. ama atı alan Üsküdar’ı geçti bile..

     Cumhurbaşkanı Erdoğan: “ Borsa - 2006 yılından 2017 yılı sonuna kadar ülkemize 180 milyar dolarlık doğrudan uluslararası yatırım gelmiştir,” demişti.. doğru daha fazlası da var ama emanetler geri dönmeye başladı.

     Nisan ayının ilk haftasında : Erdoğan,” geçtiğimiz hafta proje bazlı teşvik sistemimizi başlattık. Bu yatırımlar sayesinde istihdam artışı sağlayacağız. yurt içinde ve dışında ekonomimiz ile ilgili değerlendirme yapan kimi çevreleri etkisiz hale getirmenin yolu teknoloji ve sermaye konusunda yeni yaklaşımları hayata geçirmekten geçiyor. Özellikle 100 milyon doları aşan büyük projeler için uygulayacağımız teşvik sistemi ile yatırımcılara cazip fırsatlar sağlıyoruz,” demişti ne zaman 21 Nisan da sonra , Borsa kanalı ile Türkiye deki emanet paralar geri çekilmeye başladı, bunun sonucu olarak da döviz kuru fırladı..

     Borsa ile alakalı bir hocamız şöyle halk dilinde anlatıyor :

     Devlet Memurusunuz, maaşınız var, arabanız var, eviniz var, aldığınız maaşınızla geçinip gidiyorsunuz..

     Komşunuz diyor ki : “ Komşu şu salon takımı ve oturma takımı bizde fazla, al senin evinde dursun, gerek olursa alırız yoksa kullan yeni ürün diyor..

     Bizde para vermeden ürünü aldığımız için seviniyoruz, kullanmaya başlıyoruz, gayet keyifliyiz , mutlu yaşıyoruz ama bir gün :  olmadık bir zaman da komşumuz diyor ki : “ Emaneti almaya geldim ver benim takımımı diyor! .. mal onun vermek zorundasın, verince evin salonu boş kalıyor, bu durumu gören komşular, akrabalar , işi bozuk evindeki malını haciz edip elinden aldılar dedi kodusun çıkıyor.. İste Türkiye ‘nin bugünkü konumu bu konumda.. emanetler geri gidiyor..

    Göbekleri : dışarı bağlı olan iş adamları Türkiye deki mal varlıklarını satarak paraları yurt dışına kaçırdılar.. kaçırmaya da devam ediyorlar.. FETÖ operasyonları da bunun tuzu biberi..

     Borsa , özellikle Türkiye de borsa dan hisse senedi alan yabancılar, Türkiye güvenilir ülke değil raporu ile Borsa da ki hisselerini satarak paraları yurt dışına kaçırıyorlar.. daha doğrusu o paralar geldiği yere gidiyor.. oradan gelmişti oraya geri dönüyor..

     Ben ekonomist değilim, ekonomi üzerine eğitim de yapmadım: Benim bildiğim bir şey var ki , İki , iki daha dört eder !

     Atalarımız : Ayağını yorganına göre uzat demişler, elin yorganına güvenip : “ Hava alanları, otoyollar, hastaneler, postaneler yaparsan, el yorganı çektiği gün açıkta kalırsın.. ekonominin kısa tarifi bu..

     Türkiye Cumhuriyeti Devleti Büyük Devlettir..

     Ekonomi : batmadı , sadece üzerimizden yorganı çektiler bizim yorgan boyumuza göre olmadığı için ayağımız açık kaldı.. biraz uzun yatmazsak mesele çözülecektir..

     Hükümetin bariz hatası ise :

     Üretim yerine : yatırıma teşvik veriyor..

     Türkiye de : çok fazla gereksiz para dağıtımı yapıldı..

     KOSGEB kanalı ile iş kurma kredileri, Hibe destekleri , işini kur faizini devlet ödesin kredileri ile ve de konut kredileri ile gereksiz yere paralar harcandı..

     Üretmeden : Tüketen ülke batmak zorundadır..

      Biz çok çalışarak üretip, ürettiğimiz malları, teknolojiyi dünyaya pazarlayarak, bir miktar kar etmiş isek onu harcamamız gerekir.. Oysa bugün Türk toplumu tüketim toplumu oldu..

      Bizde yapılan üretim : Tüketimi karşılamıyor..

      En basiti : sene de bir cep telefonu değiştirerek, Milyarlarca dolar paramız yurt dışına gidiyor, yerli üretimi de beğenmiyoruz..

      Bir defa hazır yemeye alıştık, sürekli bedava yemek istiyoruz ama bu bedava yemenin sonu yoktur.. üretmeden tüketen bir millet batar !

      Hükümetimiz mali disiplini sağlamalı, tüketen toplum değil, üreten dünyaya mal satan bir Türkiye oluşturmak için çalışmalıdır.

      KOBİ veya Konut Kredisi, Tüketici Kredisinden derhal vaz geçmelidir..

      Kredi üretim yapana verilmelidir. Yani üretip yurt dışına mal satacak firmaya kredi verilmelidir. İç tüketim için verilen her kredi , Türkiye ekonomisini çökertecektir..

      Biz her imal ettiğimiz malları yurt dışına satarak ekonomimize girdi sağlamalıyız..

      Çok çalış, çok üret , çok sat, ülkemize çok fazla döviz girdir, işte o gün TL en değerli para olacaktır.. Bugün yapılması gereken silkinerek ayağa kalkmalıyız..

      İyi günler..