Sevgili okurlar, bugün yazımı doğduğum, doğduğumuz,toprağım, topraklarımız,vatanım,vatanımız,ana,baba ocağımız Kahramanmaraş’ımızın  kurtuluş yıl dönümü üzerine  yazıyorum.

Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin “Tek Kahraman Madalyalı” şehri  Maraşımızın düşman işgalinden kurtuluşu’nun  92. Yıldönümü  kutlamalarında  sizlerle birlikte orada  olmayı, çok arzu etmeme rağmen, aranızda olamadığım  için çok üzgün olduğumu ifade etmek isterim.

Kuva-yi Milliye: (Millî Güçler), Anadolu'nun Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Ermeni birliklerince işgal edildiği ve Mondros Mütarekesi ile ağır koşulların dayatıldığı dönemde , Osmanlı ordusunun silahlarının alınıp dağıtıldığı günlerde doğan bir milli direniş örgütüne verilen isimdir.

Kuva-yı Milliye mevcudu, 1919 yılı sonuna kadar, Batı Anadolu’da 6.500-7.500 arasında değişmiştir. 1920 yılı ortalarında ise, bu mevcudun yaklaşık 15.000 kişiye ulaştığını tahmin edilmektedir.

Kuvay-i Milliyenin amacı hiçbir devletin ve milletin egemenliğini kabul etmeyen, milletin kendi bayrağı altında özgür ve bağımsız yaşamasıydı. İşte bu noktadan hareket eden bu güçler Maraşımızı düşman İşgalinden kurtarmıştır. Şimdiki neslin anlayacağı lisanla söyleyecek olursak,Milli Kuvvetler, 1918-1922 yılları arasında, gönüllü ve düşmana karşı canla,başla çarpışan, Anadolu’yu işgal etmiş ittifak ordularından aman dilemeyen ve onlara yönelik büyük bir mücadele veren, düşmanı kovan ve bu Ülkeyi bize vatan,yurt yapan, Devlet kuran bir milis gücüdür. Bu gücün içinde yediden yetmişe Milletimizin tüm fertleri bulunmaktadır.

Bu yiğitlerin içerisinde başta sütçü imam efendi olmak üzere müderris ve hoca dediğimiz şahısların yanı sıra nice kahramanlarımızın ayrı bir yeri vardır. Milli Mücadelenin her Cephesinde Maraşlı yiğitlere rastlamak mümkündür. Bu yazıda, 12 Şubat 1920’nin sene-i devriyesi nedeniyle, yalnızca Maraş Cephesinde düşmanla canla, başla çarpışan sütçü imamı, Afşinli  Ali Çavuşu, Mehmet onbaşıyı, Elbistanlı Osman amcayı, Göksunlu Bekir dayıyı, Andırınlı, Döngelli  yiğitleri, müderris ve hocaları anlatmak yetmez. Bu topraklar üzerinde o günleri yaşayan tüm Maraşlıları anlamak ve şimdiki nesillere anlatmak gerekir.

12 Şubat 1920 Maraş’ımızın Kurtuluş tarihidir. Maraş’ımızı Kahramanlaştıran bir tarih  yazılmıştır.Bu topraklar altında kefensiz yatanlarımız vardır.Dünyada tek bir örneği  olmayan bu kahramanlık destanı,akıllara durgunluk verecek kadar çetin bir mücadele sonucunda ortaya çıkmıştır.Bu destanı yaratanların adıdır. 12 Şubat 1920. Bu tarihin 92. sene-i devriyesinde, tüm Hemşerilerimizin Kurtuluş Bayramını kutlar, aziz şehit ve gazilerimizi minnet ve rahmetle anmak isterim.


Bilindiği üzere, Osmanlı Devleti, müttefiklerinin yenilmesi üzerine, Birinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru (30 Ekim 1918'de) Mondros Mütarekesini imzalamak zorunda kalmış ve bu anlaşma uyarınca, Anadolu'nun birçok yeri gibi Maraş şehrimizde işgale uğramıştı. Maraş önce, İngiliz kuvvetleri tarafından 23 Şubat 1919’da işgal edilmiş, 8,5 ay süren İngiliz işgali sırasında kayda değer bir olay cereyan etmemiştir. 29 Ekim 1919'da İngiliz işgali sona ermiş, Maraş bu defa da Fransız kuvvetlerinin işgali altına girmiştir. Fransız kuvvetlerinin şehre girişleri, bu bölgede bulunan Ermeniler tarafından büyük bir coşku ve taşkınlıkla karşılanmış, bu durum Maraş halkını çok rahatsız etmiştir. 22 gün ve gece süren bir Mücadeleden sonra Maraş’lılar 7 den 70'e silaha sarılarak tek yürek, tek bilek halinde canlarını ve mallarını ortaya koymuş ve Şehirlerini 11 Şubat 1920 günü kurtarmışlardır.


Maraş’ımızın düşman işgalinden kurtulmasında büyük çaba gösteren ve bu uğurda canlarını ortaya koyan tüm Maraşlıları, Sütçü İmam’dan başlayarak, Rıdvan Hoca, Arslan Bey, Mıllıs Nuri, Sandal Hoca, Evliya Efendi, Vezir Hoca ve cevre kasaba ve köylerden yardım için gelenlerin yanı sıra isimlerini sayamadığım diğer Kahramanları da rahmet ve minnetle anıyorum.
Bu kahramanlar içinde, Maraş’ımızın Kurtuluş Savaşı’nda büyük  çaba gösteren “Müderrisler ve Hocaları” arasında Rıdvan Hoca, Vezir Hoca ve Sandal Hoca’yı ayrıca anmak ve ruhlarını şad etmek isterim.

Şahsiyetli yöneticilerimizin ellerinde her geçen gün biraz daha büyüyen Kahraman madalyalı Maraşımızın bu bayramını yürekten kutluyor, bu topraklarda yaşayan hemşerilerime  saygı ve sevgilerimi sunuyorum…