Bugün Kudüs için yapılan gibi.
Tarihimizi ve bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti devletine 157 antlaşma ile elinin kolunun bağlandığını bilemezsek doğru karar veremeyiz.
Bugün Türkiye bağımsız bir ülke mi değil mi penceresinden bakmak istiyorum.
Türkiye’nin yüz yılını ipotek altına alan ülkelerin tarihi vakalarına bakıyorum.
İngiltere Meclis tutanakları midemi bulandırıyor.
İslam’ın en büyük düşmanı İngilizlerdir.
Lozan, Sevr, Mondros, Ankara ve diğer antlaşmaların kısa özetini çıkartıyorum.
İngiltere Meclisi İsmet İnönü’ye
Ayasofya cami olmaktan çıkarılacak?
1453 öncesi Bizans’ın başkenti Konstantinopolis Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başkanı olamaz, bu sebeple başkenti Ankara’ya taşıyacaksınız orası Haçlıların diyordu. Böylece yeni devletin başkenti İstanbul değil Ankara olacaktı.
20 Kasım 1922’de Lozan'da masaya oturduğumuzda arkamızda Milli Mücadele zaferi vardı. Ama Türkiye Cumhuriyeti Devletini tanıyan ülkeler olması gerekiyordu?
Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Devletini tanıyan olmadığı gibi.
4 Şubat 1923, pazar akşamüstü Lozan'da görüşmeler çıkmaza girmiş, çünkü İngilizlerin isteği vardı, kırmızıçizgileri vardı neydi bunlar, gizli maddeler?
Halifeliği kaldıracaksınız.
Camiler, Tekkeler zaviyeler kapatacak.
Harf devrimi yapıp: İslam harflerini kaldıracaksınız (Bin yıllık devlet hafızası bir gecede silinecek)
Kur’an-ı Kerimi hayatınızdan çıkacaksınız
İslam Dersi verilmeyecek.
Şapka ve kılık kıyafet kanunu.
Kadınlarınızı açacaksınız, Halkı İslam’dan uzaklaştıracaksınız. Türkiye İngiltere Meclisinde tutanaklara geçen bu kararları bir bir uyguladıktan bir yol sonra İngiltere Meclisi bizi meclisinden geçirdi. Bizi tanıdı ama elimiz kolumuz bağlı olarak.
Şu tarihi akışa bakın.
Halifeliğin Kaldırılması 3 Mart 1924
İngiltere’nin Lozan’ı onaylaması 16 Temmuz 1924
Halife olmayacak, Türkiye’de İslam olmayacak önce siz adım atın sonra biz diyorlar anladınız mı?
Türkiye önce imzalıyor TBMM geçiriyor 1923 sonra “Lozan muahedesi imzalandıktan sonra İngiltere'de 6 ağustos 1924 te.
Kaynak: -Lozan'ın İçyüzü, Büyük Doğu, Sayı 29
Tarih Ansiklopedisi’nin 3. cildinde yer alan (sahife 62) geniş bilgi var okuyabilirsiniz.
Musul-Kerkük ve Süleymaniye’yi Lozan’da kaybedilenler arasında gösteriyoruz ancak aslında 1926 yılında Ankara Anlaşması’yla kaybedildi.
Yeri gelmişken Suriye 1943 yılına Kadar Türkiye dahil olmak için bekledi ama eli kolu bağlı Türkiye dönüp bakamadı bile.
Ankara Anlaşması 20 Ekim 1921
Mudanya Mütarekesi 11 Ekim 1922
Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923
Montrö Boğazlar Sözleşmesi 20 Temmuz 1936
Sevr Antlaşması 10 Ağustos 1920
Sevr Antlaşması (Fransızca: Le Traité de Sèvres) I. Dünya Savaşı sonrasında İtilâf Devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu hükümeti arasında 10 Ağustos 1920'de Fransa'nın başkenti Paris'in 3 km batısındaki Sevr (Sèvres) banliyösünde bulunan Seramik Müzesi'nde (Musée National de Céramique) imzalanmış antlaşmadır.
Bugün biraz uzun yazıyorum.
Türkiye bağımsız bir ülke mi?
Bin yıllık Türk tarihini 1 Kasım 1928 de bir gecede İslam harfleri kaldırıldı. Ne kadar kitap gazete, dergi, tarih varsa hepsi okunmasın diye yakıldı. Kitaplar Avrupa Kağıt Fabrikasına vagonlarla gönderilerek bin yıllık tarih yok edildi.
Bilgisayara resetleme yapıldığı gibi Türkiye’nin hafızası bir gecede silindi.
4 Şubat 1923, pazar akşamüstü. Lozan'da görüşmeler çıkmaza girmiş, barış konferansı kesintiye uğramıştır. Görüşmeler sırasında İngiltere, Fransa ve İtalya’ya büyük tavizler veren İsmet Paşa, kaldığı otelin lobisinde Türk ve yabancı gazetecilere düzenlediği basın toplantısında diyor ki: "Büyük fedakârlıklar yaptım, her şeyi kabul ettim..."
Biz kimseyi suçlamıyoruz ama Tarihi gerçek bu.
20 Kasım 1922’de Lozan'da masaya oturduğumuzda arkamızda Milli Mücadele zaferi vardı. Adaların hiç olmazsa bize yakın olanlarını niye almadık? Kıbrıs'ı niye almadık? Boğazların yönetimini neden uluslararası komisyona bıraktık? Niye laik bir medeni kanun yapacağımızı Lozan'da söyledik? Böyle birçok soru…
Osmanlı İmparatorluğu çağ açıp çağ kapamış, kanunları olan bir bin yıllık kurumdu oysa Zafer kazandık diye sevinen Türklere 100 yıllık ipotek konmuştu. Hedef 2023.
Soru: Cevap İsmet Paşa Lozan'da müttefiklerin istediği "her şeyi kabul" etmişti.
Kurtlar sofrasının kurulduğu Lozan’da yabancı devletler kendi lehlerine avantaj sağlayacak adımları atarlarken Türk Delegasyon başkanı İsmet İnönü’nün ise görüşmelere sarhoş katıldığı ABD Müşahidi John Grew tarafından açıklandı. Jonh Grew hatıralarını anlattığı kitabında “Atatürk ve İnönü” (Bir Amerikan Elçisinin Hâtıraları) adlı kitabında; Lozan Konferansı’ndaki İsmet İnönü’yü şöyle anlatıyor:
“Tarih 18 Ocak 1923. Bu akşam Türkler ilk olarak sarayda büyük bir akşam ziyafeti verdiler. Çhild ve ben ziyafetin sonuna kadar kaldık sonra gitmek istediğimizde İsmet ikimizin de ellerinden tutarak engel oldu ve bizi bitişikteki odaya çekti. İçki getirtti. Peşi peşine o kadar hızlı ve düzenli şerefimize kadeh kaldırıyordu ki kendisine ayak uydurmaya imkân bulamıyordum.
Her kadehten sonra elini dizine koyup arkaya doğru yaslanıyor. Ve incir çekirdeğini doldurmayacak şeylere bile kahkaha ile gülüyordu. Bir aralık elimizi tuttu ve yaşamanın harikulade bir şey olduğunu söyledi. O kadar neşeliydi ki; o an elimizde bir belge olsaydı derhal imzalayacak gibiydi.”
John Grew hatıralarının yer aldığı kitabının 25. sayfasında da şunları anlatıyor: “İyi bir akşam yemeği sırasında Türklerin söyledikleri hiçbir söze fazla önem vermemek gerek. Nitekim başka bir yerden duyduğuma göre İsmet yine iyi bir şampanyanın keyiflendirici etkisi altında Curzon’a İngilizler’in Musul’u elde tutmalarında hiçbir sakınca görmediklerini 3 kere söylemiş.
Şunu bilelim Türkiye’nin felâketleri Lozan’la başladı
“Lozan Zafer mi Hezimet mi?” isimli dev eserin yazarı Tarihçi Kadir Mısıroğlu Türkiye’nin karşılaştığı birçok felaketin Lozan’la birlikte geldiğini, kitabında yazıyor ve açık yüreklilikle söyledi.
“Lozan mutlak hezimettir” diyen Kadir Mısıroğlu Musul-Kerkük ve Süleymaniye’yi Lozan’da kaybedilenler arasında gösteriyoruz ancak aslında 1926 yılında Ankara Anlaşması’yla kaybedildi. Konuya ilişkin Lozan’da lehte ve aleyhte bir karar alınmadı muallakta bırakıldı. Daha sonra İngiliz ve Türk taraflarının ikili görüşmeleri neticesinde Ankara Antlaşması ile dönemin Irak manda idaresine bırakıldı” dedi
LOZAN'DA BİZİ NEDEN BİR YAHUDİ TEMSİL ETTİ?
Halifelik Kaldırılınca Müslümanlar başsız ve hiyerarşisiz kaldı. Medaris-i İslamiyenin (İslam medreselerinin) kapatılması ümmet'in belini kırdı. Şeriata bağlı tasavvuf tarikatlarının yasaklanması korkunç bir darbe oldu. İlk siyonist kongre 1897'de yapıldı ve israil'in kurulması için Osmanlının yıkılması halifeliği yok etme planları yapıldı. Siyonistlere toprak vermeyen 2.Abdulhamid han binbir oyunla tahttan indirildi, Osmanlı 1. dünya savaşına sokuldu. İngilizler tek kurşun atmadan gittiler fakat halifeliği götürdüler.
Buraya dikkat ediniz.
Lozan'da bizi temsil eden Yahudi din adamı Haim Naum Tarih Ansiklopedisi’nin 3. cildinde yer alan (sahife 62) bir belgeye göre, Haim Nahum Gurzon’a “Siz Türkiye’nin mülki tamamiyetini kabul edin, ben onlara İslamiyet’i ve İslam temsilciliklerini(Halifeliği) ayaklar altında çiğnetmeyi taahhüt ediyorum.” demiştir. İngiltere Halifelik Kaldırıldıktan sonra Lozan'ı Onaylamıştır.
Halifeliğin Kaldırılması 3 Mart 1924
İngiltere’nin Lozan'ı onaylaması;16 Temmuz 1924
Bunu bilmezseniz: tarihi okumazsanız gerçekleri göremezsiniz.
Avam kamarasında muhalifler Lord Curzon'a "Türkler'in istiklalini neden tanıdın" diye hakaretlere varan ifadeler kullanmışlardır. Lord Curzon kürsüye gelerek:
"Siz yanılıyorsunuz. İşte asıl bundan sonra Türkler bittiler. Bir daha eski güçlü günlerine kesinlikle kavuşamayacaklardır. Zira biz onları (Türkleri) Lozan anlaşması ile ruhen, imanen öldürdük. Türkler İslâm'dan uzaklaştırılacaklar. Bunun için İsmet İnönü bize söz verdi" demiştir.
TÜRKLER RUHEN, İMANEN, ÖLDÜLER
İngiltere Meclis tutanaklarında bu sözler var belgeleri birçok yerde yayınlandı.
Nitekim yıllar sonra Siyasal Bilgiler Dergisi'nde yayınlanan bir yazısında İnönü, "Avrupalılar kendilerine verdiğimiz sözü tutamayacağımızı zannettiler" diyebilmiştir.
Ve bu söz tutulana kadar yani hilafetin kaldırılmasına kadar Lozan' a onay vermediler. Ne zaman hilafet kaldırıldı ve milleti İslamsızlaştırma çalışmaları başladı o zaman itilaf devleti başkanları Lozan' a onay verdi. Biz Lozan' ı imzaladıktan 1 sene sonra 6 ağustos 1924 te. Onlar meclislerinden geçirdiler.
Bunlar hayal değil: Lozan'ın İçyüzü, Büyük Doğu, Sayı 29
Ünsal Zor, Lozan, Ermeni ve İsmet İnönü, Aylık, Yıl:2, sayı:22, Temmuz 2006-
Daha geniş bilgi var okuyabilirsiniz.
“Lozan muahedesi imzalandıktan sonra İngiltere'de Avam kamarasında muhalifler Lord Curzon'a "Türkler'in istiklalini neden tanıdın" Lord Curzon kürsüye gelerek: “ Türkler bitti, halife yok, hilafet kaldırıldı, İslam ve Türkler yok “ cevabını verdi.
Bugün Kudüs de yapılmak istenen olay ile 100 yıl önce Türkiye için yazılan roller aynı dostlar.
Değişen bir şey yok sonuç olarak aynı oyunlar.
2023 ‘e kadar bizi rahat bırakmayacaklar: Yeni bir Lozan anlaşması için çabalıyorlar bunu iyi görmek için tarihi iyi okumak gerek.
Kim ne yapıyor buna bakmak gerek.
ABD yayın organlarının azı ile konuşarak bir yere varamayız.
Bizim millet: Arap halkı ile Arap yöneticileri ayırt edemiyor, Bugün İslam coğrafyasındaki yöneticiler batının iti, halk ise Müslüman ve bizim kardeşlerimizdir halk ayrı yöneticiler ayrı, Bunun adı Arap sevicilik olamaz, konuşurken, sözlerimize dikkat etmemiz gerek.
FETÖ bitmedi devam ediyor ancak asıl tehlike ise: FETÖ A projesi idi. B projesi sırada bekliyor, C Projesi büyümeye devam ediyor, tüm bunları gördüğümüz zaman Türkiye hür ve bağımsız bir ülke olmadı olamadı 2023 den umutluyuz inşallah
Uzun ve öz yazdım anlayan anlamıştır. 1920 sonrası oluşan şartlara göre o günü değerlendirmek gerekir.
İyi günler…