Şehrimizin batısına yapılan Şeyh Ali Sezai Efendi Mezarlığını bir basın açıklaması vesilesiyle görme fırsatım oldu. Mezarlığı gezince dirimizden ziyade ölümüze değer veren şehrimin yöneticilerine buradan teşekkür etmek istiyorum.
Mezarlığın yapıldığı mevki şehre hâkim, baraj manzaralı. Dinlenme yerlerine kadar tüm konfor düşünülmüş. Burada yalnız bir konuya anlam veremedim; yeni mezarlık alanındaki ağaçlar neden kesildi? Benim bildiğim mezarlıklar yeşillendirilir, çoraklaştırılmaz. Ölüleri gömmek için başka canlara kıyılmaz ama neyse ciddi meselelerin gereği yok!
Nerde kalmıştım? Burada insan ölmez! Yaşar diyordum. Bir duvarın üzerine oturup havayı hissettim! Şehrin garbındayım. Ben öldüğüm zaman rüzgâr esmeye başladığında bütün şehir benim kokumu soluyacak. Sonra bulunduğum tepeden aşağıya doğru bakınca ölü bedenimin yağan yağmur sularıyla birlikte baraja akacağımı fark ettim. Baraj suyuna karıştığım zaman ise baraj üzerinde kurulu alabalık çiftliklerinde yetişen alabalıkla ya da baraj suyuyla sulama yapılarak yetiştirilen tarım ürünleri olarak sofralarınıza geleceğim. Beni buraya gömerseniz ben hiç ölmeyeceğim. Yaşamaya devam edeceğim, yaşayan herkesle beraber…