Kahramanmaraş’ın ne sorunu var bunu çok iyi biliyorum.. herkes den daha iyi bilen biri benim.. yıllardır gazetecilik yapıyorum..

Bu şehir de yaşıyorum.. olayları çok iyi biliyorum..

Kahramanmaraş’ta gitmediğim köy, bir mahalle kalmadı..

Sorunların tamamına vakıfım ancak yazmak için güç gerek!..

Ancak yazmak için : arkanda halkın gücü olması gerekir...!

Yaz “gazatacı” Gazeteci bizim köyün eşek gitmez yollarını da yaz !

Akşam dostlarla oturuyoruz !..

Gündem: Özgür basın ve memleket meseleleri !

Herkes bize yüklendi..

Bin bir tane sorun ve hepsini yaz diyorlar..

Bende orada bulunanlara : Biz yazalım da , şurada bulunan dostlardan kaç kişi bizim gazeteye abone ! Kahramanmaraş’ta yayınlanan hangi gazeteyi alıyorsunuz ?

Bana desteğiniz nedir ?

Ben yazacağım : karşı muhataplarla kötü olacağım , peki sizin bize desteğiniz ne olacak ? ben kötü adam, siz iyi adam var mı böyle bir şey var mı ? .. hangi gazeteyi okuyorsunuz ?

Bana şu konuyu yaz diyen kişinin benim gazeteme abone olması ve ayda 5 TL vermesi gerekir..! bir destek vermesi gerekir ki bunun karşılığında benden bir şey istesin..

Yaz ! yaz yaz ! ben yazacağım kötü adam olacağım, bunu bana yazdıran kişi ise benim gazetemi bile alıp okumayacak ! böyle bir şey var mı ? , soruma cevap : haklısın !.. haklı

Halk kendi davasına sahip çıkacaksa: önce basın sahip çıkacak.. gazetesini alıp okuyacak, okutmak için mücadele edecek.. okuyacak okutacak..

Sen bana destek olmazsan, ben senin sorunu niye yazayım !..

Önce gazetenize sahip çıkın ! değimde.. ben gazete okumuyorum ! cevabını alıyorum..

Sonra devam ediyor: Biz haberleri televizyondan takip ediyoruz, bilgisayara bakıyorum diyen dostlara dönerek: “ o halde haberinizi televizyon, bilgisayar yapsın !.. ben yapamam kusura bakma “ dedim..

Bu sözüm üzerine soğuk düş yapmış gibi hepsinin birden sesi kesildi..

Yaz demesi kolay yaz “gazatacı “ demek kolay da bu gazeteci de bir iş yeri var vergisi var, sigortası var , Bağ-kur’u var, işçi gideri var, kağıt ve baskı gideri var , kanunlar karşısında sorumluğu var.. ekonomik giderleri var.. var var var..bunu da karşılaması gerekir..

Sorun çok, yazacak yüzlerce konu var ama her istediğini de yazmak için ekonomik özgürlüklere sahip olmak gerekiyor..

Maalesef ki üzülerek söyleyelim: ben böyle bir gazeteci tanımıyorum..!

Kapalıçarşı da bir ermeni yaşanmış bir olay : her gün ermeni gazetesi alır..

Okur – Yazar da değil, bunu gören komşuları sorar !

Komşu : okur yazar değilsin, bu gazeteyi alıyor, paket yaparak müşterilerine veriyorsun bunun sebebi nedir..?

Ermeni vatandaşımız: “Bu gazete benim davama hizmet ediyor, Ermenilerin meselesine sahip çıkıyor bende destek olmak için alıyorum, sattığım ürünlerin üzerine sararak paket ediyorum gittiği evde nasıl olsa bir okuyan çıkar ! “ cevabını veriyor..

Biz ise : bir ermeni kadar bile davamıza sahip çıkamıyoruz.. ancak hep karşı taraftan istiyoruz.. fedakarlığı karşıdan bekliyoruz, biz gazete satın alamıyoruz..

Kötü adam: Gazeteci yazsın !

Peki : iyi adam halkımız gazeteye abone olarak destek olmak istiyor mu ?

Yaz demesi kolay, söylemesi kolay ama önce siz bu cümleyi kullanmadan önce sizin sesiniz olan gazetelere abone olarak destek vereceksiniz..

İlan ve reklam desteği vereceksiniz

Sonra : Yaz gazeteci bizim köyün eşek gitmez yollarında yaz diyeceksiniz.

Tek taraflı dostluk olmaz, sevgi ve arkadaşlık karşılıklı olur..

Bu sebeple : Kahramanmaraş’ın sorunlarını çözmek istiyorsak.. önce gazetelerimize abone olarak destek vermemiz gerekir..

A gazetesi, B gazetesi hangisini seviyorsan onu al ama mutlaka bir gazete al , oku ona destek ver, aksi halde havanda su döveriz..

Kahramanmaraşlı memleketine sahip çıkmak istiyorsa : önce gazetelerine sahip çıkmalıdır.. Ekonomik özgürlüğünün yakalayan gazetelerin sayısının artması gerekir..

Yarından endişe ederek çıkardığımız gazetelerle bir yere kadar gidersin sonrası olmaz olamaz.. basın özgür olmalı..

Özgür basın’ı da halkımız meydana getirir..

Halkın destek verdiği gazete özgür olur..

Gazete okumalıyız- okutmalıyız.. Özgür basın böylece ortaya çıkar..

İyi günler..