“35 can yakıldı” Sivas elleri ağladı, ülke ağladı…
   Yer gök duydu ağıt seslerini…

*

   Tam 21 yıl önce 2 Temmuz günü…

   Sivas’ın Madımak Oteli’ne sığınmış onlarca aydın, demokrat, ozan ve şair…
   Hepsi diri diri yakıldı…
   Nasıl olmuştu?
   O gün pir sultan anma şenlikleri vardı şehir’de…
   Aydınların bulunduğu Madımak Oteli ”kara kalabalık” kuşatmıştı dört bir yanını…

   Gözleri dönmüştü yobazların…

*

   Oteli sarmıştı, alev ve duman…
   Her taraf kara yobazla dolu…
   O gün bu olayı hepimiz televizyonlardan canlı canlı izlemiştik…

   Onlarca yetişmiş canlar diri diri yakılırken, kara yobazların sevinç çığlıkları attıklarını…

*

   Ülke tarihi, ‘kara yobaz’ın vampirleştiğini kan içtiğini yazar elbet…
   İster batıda olsun, ister doğuda, her mezhepten, dinden ve meşrepte ”kara yobaz”da insan sevgisi yoktur…
   Örneğin, bugün Ortadoğu’da, Suriye’de, Irakta IŞİD denilen bir örgüt, sözde din adına, Allah adına, peygamber adına insanları öldürüyor…

   Kafa kesiyor…

   Deri yüzüyor…

   Kemik kırıyor…

   Kendisi gibi düşünmeyenleri cayır cayır yakıyor…

   21 Yıl önce Sivas’ta olduğu gibi…

   Nesimi’nin derisini yüzen kara yobazlar gibi aynıları…

*

   15’inci yüzyılda şeriata karşı durduğu için Halep’te derisi yüzüldü Seyyid Nesimi’nin…
   20’nci yüzyılın sonlarında, Sivas’ta, halk ozanı Nesimi Çimen diri diri yakıldı. 15’inci yüzyılda yaşayan ve yobazlar tarafında derisi yüzülerek öldürülen Seyyd Nesimi diyordu ki:

   “Ey sevgili”

   Senin yüzünde ’Tanrı yücedir’ yazısı vardır, güzelliğine vurulmamın nedeni budur”…

   Halk ozanı Nesimi Çimen, bu dizeleri söylediği için diri diri yakıldı, yobazlar tarafından…

*
   Sivas’ta yalnız Nesim mi yakıldı?

   İnsanlık yakıldı, sevgi, saygı ve hoşgörü yakıldı…

   Yakılanlar içinde yetişmiş nice yazar, şair ve sanatçı vardı…

   Madımak Oteli’ni kuşatan yobazlar, din adına, Allah adına, peygamber adına gözlerini kırpmadan hepsini yaktı o gün…

   O gün insanlık diri diri yandı orada…

   Sözde inaklık ise yanan canları seyretti orada…

*

   “Kara kalabalık” tan birisi çıkıp ta seslenmedi şöyle:

   “Yapmayın kardeşler!

   Otelin içirensin de insanlar var, diri diri yanıyorlar kurtaralım”…

   İnsan olmak ne demek?

   Sevgi demek, saygı demek, hoşgörü demek…

   Komşuda birsi hastalanmışsa, herkes yardıma koşar, ambulans çığırır, herkes bir ucundan tutmaya çalışır…

   İnsan olmak, yardımlaşmak ve insanlaşmak demektir…

 *

   Nasıl oluyor da Anadolu’nun Sivas Şehrinde, o kentin kültürel faaliyetlerine katkı sağlamak üzere orada bulunan ve Madımak Oteli’ne sığınmış onlarca değerli canlar diri diri yakılıyordu?

   Nasıl oluyordu oteli kuşatan kalabalık, o insanların diri diri yakılmasını gülerek izleyebiliyordu?

   Nasıl oluyordu toplum böyle bir olayın ayıbını, utancını, acısını içine sindirebiliyordu?

   Bunu anlamak inanınki çok zordur…

*

   02.07.1993 yılında yani 21 yıl önce, Sivas’ın Madımak Otel’de onlarca canın yakıldığının yıl dönümü vardı…

   02.07.2014 Çarşamba günü bende oradaydım…

   Binlerce insan gelmişti, eskiden Madımak Oteli şimdi ise Sivas İl Özel İdaresi Bilim ve Kültür Merkezi’nin önüne…

   21 yıl önce, Madımak Oteli’nde diri diri yakılan canlar için döküldü gözyaşları… O gün kavrulan bedenlerden yükselen alevler, bugün halen dostlarının acılı yüreklerinde çığlık oldu, yükseldi göklere…

   Evet dostlar…

   Sivas elleri önceki gün bir kez daha ağladı, yurdun dört bir yanından gelen kalabalılar doldurdu Sivas’ı, 21 yıl önce yakılan canlar için döküldü gözyaşları…
   Hadi Türkiye’m…

   Bundan sonra yanmasın canlar, dökülmesin gözyaşlarımız…
   Yaşanmasın böylesi acılar…

   Bizlere yakışmıyor çünkü…