Dinleyici üzdü…
Bu şehrin yıldızları bir bir sönüyor…
Yeni kuşak Mehmet Aslankaya’yı tanır çokları…
Rahmetli ne güzel anlatırdı, güzel Türkçesiyle sportif karşılaşmalarını sunumunda… O anlattıkça seyirci, izleyici, dinleyici nasıl sevinirdi, coşardı, nasıl alkışlardı avuçlarının içi kızarıncaya dek…
*
Ne yazalım?
Bir hiç uğruna toprak olan canları mı yoksa bir hiç uğruna bedenini zindanlarda çürüyenleri mi?
Adından başka hiçbir şeyi tarafsız olmayan ve sürekli kavga edilen tartışma programlarını? Yoksa hükümetle cemaat arasında sıkışıp kalan paralel medyanın haber bültenlerini mi? En iyisi toplumsal cinnet geçiren ülkemizin, şehrin de önceki gün yaşanan cinayete değinelim…
*
Adı ‘Cinayet’…
Önceki gün bu şehirde yeni bir olay yaşandı…
Adı ‘Cinayet’…
Öleni de, öldürdü iddiasıyla gözaltına alınan zanlıyı da tanıyorum…
Ölen Mehmet Aslankaya…
Radyo sunucusu…
Öldürdüğü iddia edilen Zanlı Mustafa Özcan…
Siyasi bir partinin 30 Mart Yerel Seçimlerinde Büyükşehir Belediye başkan adayı olan zatına seçim süresince yardımcı olan bir isim…
Her ikisi de kültürlü isim…
*
Nitekim bu olay üzdü hepimizi…
Çünkü her ikisi de basın camiasının yakından tanıdığı isimler…
Bu yaşanan cinayet analiz edildiğinde, toplumsal bir travma yaşadığımız gerçeği ortaya çıkmaktadır…
Örneğin cinayetleri kanıksamış bir toplum olduk… Olur olmaz işlerin peşinde koşan bir toplum, bir birey olduk…
Bu yüzden dram, travma yaşıyor bu toplum…
*
Mesela;
Bu yüzdendir Kurtlar Vadisi aşkı, Şefkat Tepe çılgınlığı… Hamasi kahramanlar beklemekten başka çaresi kalmamıştır, toplumun çünkü…
Oysa iyi yapılan ve kendi topraklarımızdan çıkan kaliteli ve politik polisiye lazım bizim halkımıza…
*
Bakın o zaman nasıl reyting rekorları kırıyorsunuz…
Lakin korku var ya korku…
O büyük siyasi korku…
Sağlam irade lazım durum bu…
*
Bu sağlam iradeyi kontrol eden kazanır yarınlarını…
İradesini kontrol edemeyenler kaybeder işte…
Budur fark…
*
İki kişi arasında öyle ya da böyle, kavga olabilir, ancak ölümcül darbe asla olmamalı, ölümcül darbeye yönelmeyenler için…
Farktır bu…
*
Ne oldu şimdi, bir anlık kızgınlık, öfkenin sana, size, ona, onlara, bize, bizlere yani topluma getirisi ne oldu…
Oldu mu şimdi...
Mustafa…
*
İddialar doğru ise:
“Savaşa hayır, barışa evet” diyen biriydin…
Ne yaptın Mustafa…
*
Mehmet ile aranda gelişen problem her neyse o problemi çözme yönteminiz böylemi olacaktı?
Olmadı Mustafa…
*
Çok üzgünüz…
Keşke yöntem böyle olmamış olsaydı…
Kızsaydın, Mehmet’e…
Birkaç tokat patlatsaydın suratına…
Bir daha karşıma çıkma deseydin…
Olmaz mıydı?..
Mustafa…
