Bugün : Mayıs ve Haziran ayı boyuncu Türkiye deki 200 Üniversitelerde mezuniyet törenleri var, bizim gibi çocukları okul bitiren ailelerde ise tatlı bir heyecan var..

Kimi doktor, kimi öğretmen, kimi mühendis, kimi eczacı, kimi mimar, kimi tarımcı velhasıl her biri bir meslek sahibi olarak diplomalarını alıyorlar..

Bu bağlamda: 2016 yılında mezun olacak 700 bin öğrenci içinde iki çocuk da bizim bulunmakta 700 bin aile gibi bizde bu sevincimizi sizlerle paylaşmak istiyorum..

Bugün memleket meselesi değil , kendimi yazacağım..

Belki bir anlamda 700 bin aileye rehber olacağım..

Ancak öncelikle Kahramanmaraş’ta yaşanan bir olayı sizlere anlatarak konuma girmek istiyorum..

Hayat hikayesi !..

Türkiye de karayolu ağı olmadığı zaman da, Kahramanmaraşlı Mehmet efendi vatan borcunu ödemek için asker olur..

Sürüsünü alır, tren biletini cebine koyar…köprü ağızına kadar atla oradan da Trenle vatani görevini yapmaya gider..

Araç yok, para yok, ülke kurtuluş savaşından çıkmış , her yer toz duman.. böyle bir ortamda izine gelmek ne mümkün.. Mehmet Efendi de : 4 yıl sonra teskeresini alarak memleket özlemi ile şehrimize gelir..

Evine varır , büyükleri ile hasret giderir yavuklusunu uzaktan da olsa görür ! yatar dinlenir , sabah erken kalkarak Çocuk bahçesine kelle paça’ya yani paça içmeye koşar kendine bir paça söyler !..

Bir koklar: Oh gözünü sevdiğim mis gibi koktun der ! önce kokusu ile doyar sonra ekmeğini içine bandırarak yemeye başlar ki :

Bu esnada bir arkadaşı gelir : “ Ya Mehmet neredesin 3-4 gündür seni göremiyorum ! “ der.. Mehmet , yerinden kalktığı gibi.. bir Osmanlı tokatı patlatır ve ilave eder.” 4 yıl askerliği baban mı yaptı ?” der bir tokat daha vuracak ki arkadaşları elini tutar..

Atalarımız boşa dememiş: Elde ki yara bizim duvar da kovuk diye..

Bizim Salih Yılmaz , geçenlerde askerliğini bitirdi geldi, gerçi şimdi 4 yıl değil ama bir yıl nasıl hızlı geçtiğini bile anlamadım.. bizim için 3-4 gün gibi geldi..

Kırşehir Ahievran Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık kazanan iki numara Ayşe Betül Doğan , psikolog olsun diye.. 4 yıl önce nasıl bıraktığımı hatırlıyorum..

Kırşehir’e gittim..

4 yıl önce : Bizim Ayşe Betül Doğan , oraya devletin yurduna bırakarak , hanımla karmaşık duygular içinde konuşmadan Kahramanmaraş’a kadar gelmiştik.. hanım sürekli ağlıyordu ama bende iyi değildim..!

Oysa : 3-4 gün kadar önce gibiydi..

Dün da Ayşe Betül’ün diplomasını almaya gitti..

O benim için küçüklüğünden beri Prof.Dr. Ayşe Betül Doğan olup, neyse belki yüksek lisans yaparak psikolojik danışmanlık alanında bir ilim adamı yapa biliriz.. ilk 4 yıllık diplomamızı aldık.. ikinci diplomamız yolda.. yıl sonu gibi onuda alırız inşallah ..

Kırşehir de Aydın Kahraman, “Kahraman” çünkü o bir Kahramanmaraşlı ve akrabam. Onun için o bir Kahraman onun yanına vardım..

Betül 4 yıl bitti mi ? diye sordu.. Aydın Kahraman kardeşim de anlamadı.. nasıl geçti 4 yıl.. vay be 4 yıl geçip gitti..

Nasıl geçti bu dört yıl anlamış değilim..

25 Mayıs Çarşamba günü ise : Ankara da Doktor Nurbanu Doğan’ın diplomasını alacağız 6 yıl nasıl geçti gitti onu da bugünden anlamaya çalışıyorum..

İlk okul 5 yıl , Orta okul 3 yıl, Lise 3 yıl , Doktor Fen Lisesinde bir yılda hazırlık okuduğu için 4 yıl.. toplam Ayşe Betül Doğan 15 yıldır okuyor.. Doktor Nurbanu Doğan 17 yıldır okuyor ve artık diplomalarını alma zamanı geldi..

Tabi doktorun, 4 yıl uzmanlık, var okumaya devam sonra Üniversite de kalırsa Yardımcı doçentlik, Doçentlik derken okumaya devam ..

Betül- Adelet- Hukuk diyor sonra, iç mimarlık okumak istiyor.. bene çocukluğumdan beri profesör diye çağırdın diyor.. en az 3 fakülte bitirmem gerek diyor.. haydi hayırlısı..

İkinci okulu da yıl sonunda bitirişe 3. İnşallah seneye başlar diye çilemizin devam edeceğini söyleye bilirim..

Bugün sevinçliyim 4 yıllık okul bitirdik diplomamızı aldık.. kafayı tarlatan olursa buyursun gelsin artık psikolog danışmanımız var.. 25 Mayıs da tıp doktorumuz da var , hemşire, sağlık teknikerimizde var bizim ev seyyar hastane gibi hizmet verecektir..

700 bin aileye allak diploma mutluluğu verisin

İyi günler..