Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu başkanlığındaki Akiller Heyeti, kentin bir kısım STK’ları ve yine bir kısım işadamıyla görüşmeler yaptı.
Heyet kente gelmeden bir hafta öncesinden danışmanlar geldi ve Ticaret Borsası’nı üs haline getirerek burada bu toplantılara kimlerin katılması gerektiği hususunda çalışmalar yaptılar.
Ankara’dan gelen bu kadro, her ne kadar bağımsız çalışmış olsa da özellikle Ticaret Borsası’nı üs seçmiş olmaları nedeniyle yanlış ve keyfi yönlendirmelere de maruz bırakıldılar.
Başkanları Ahmet Duran Balsuyu’nun haberi var mıdır bilemeyiz, ancak Ticaret Borsası, örneğin hiç alakası olmayacak insanları bu toplantıya dahil ettirirken, bu konu ile ilgilenen sürece olumlu anlamda katkıda bulunabilecek isimleri de sadece kendi ilişkilerini göz önünde bulundurarak keyfi şekilde listelerden sildirdiler.
Özellikle heyetin başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu bilmelidir ki, Kahramanmaraş toplantısında, kendisine bağlı bir alt kuruluş olan Kahramanmaraş Ticaret Borsası’ndan büyük darbe yemiştir!
HİSARCIKLIOĞLU ADI GÜVEN VERİYOR
BU Akil Adamlar heyetlerinin yaptığı çalışmalar ne kadar faydalı olur, bunu ancak önümüzdeki yıllarda net olarak görebiliriz. Fakat olaya herkes sağduyulu ve sakin olarak yaklaşmalı, bazı duygularını içine gömerek bu sürece destek vermelidir.
Heyetin Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun milli ve manevi değerlerini bu ülkede bilmeyen yoktur. Bayrağa, vatana, kutsal değerlere olan bağlılığını sanırım bu ülkede hiç kimse tartışamaz.
Açıkça belirtmem gerekirse bu sütunların yazarı olarak ben en azından Hisarcıklıoğlu’nun sağlam duruşundan dolayı Akil Adamlar heyetinin, ülkeye olumsuz dönüşü olacak bir icraatın içinde olmayacaklarından eminim.
POLİSİN TAVRI BU SÜRECE ZARAR VERİYOR!
HİÇ şüphesiz bu sürece inanıp destek verenlerin yanı sıra karşıtı olanlar da olacak ve bu heyetin çalışmalarına tepki gösterenlerde olacaktır, bu da son derece normal karşılanmalıdır.
İşte bu sürece ve Akil Adamlar konusuna tepki gösteren bir grup Kahramanmaraşlı, ellerinde Türk Bayraklarıyla toplantının yapılacağı mekân önünde toplandılar.
Bu insanların hiç birisinin belinde silah elinde kaleşnikof ya da bölücü örgüt pankartları yoktu. Tamamen bütün demokratik ülkelerde olabileceği gibi tepkilerini ve kaygılarını iletmek üzere buraya toplanmışlardı.
Bizzat gözlerimle görüp şahit oldum slogan atmanın dışında hiçbir kaba kuvvete girişmeyen bu insanları orada resmen mahvettiler.
Kahramanmaraş Polis teşkilatının gaz bombalarıyla, biber gazlarıyla, itfaiyenin tazyizkli suları ile panzer türü o araçları kalabalığın üzerine sürmeleriyle bu insanlar sanırsınız ki, PKK sempatizanları gibiydiler.
Şuna çok inanıyorum ki, eğer emniyet sadece güvenlik önlemini almakla yetinseydi, bu insanların hemen hepsi sadece sloganlarla demokratik tepkilerini gösterip o alandan ayrılacaklardı.
Hepsinden önemlisi ve en çirkini de o anda alana gelen ve insanları sağduyuya çağırıp sadece sloganla tepki göstermelerini isteyen MHP İl Başkanı Mustafa Bastırmacı’nın polis tarafından tartaklanmasıydı. Hem de bizzat İl Emniyet Müdürü Metin Aşık’ın gözlerinin önünde…
Beğenirsiniz beğenmezsin, desteklerseniz desteklemezsiniz ancak polisin gözaltına almak istediği ve tartakladığı kişi, TBMM’de temsil edilen bir partinin il başkanıdır.
Şahsen biz Bastırmacı’yı sağduyusundan dolayı tebrik ediyoruz zira orada polisin tartaklaması karşısında isteseydi protestocu grubu tahrik edebilirdi ve o anda orası çok daha vahim olaylara sahne olurdu.
Açık ve net bir şekilde Akillerin yaptığı toplantıda da kalkıp söz aldım ve bu görüşlerimi heyete bildirdim. Polisin bu tavrı karşısında tarafların iyice keskinleşeceği ve sürece zarar vereceğini anlattım.
Bunun üzerine başta Hisarcıklıoğlu olmak üzere Lale Mansur ve Kadir İnanır beni teyid ederek aynı görüşte olduklarını beyan ettiler.
Toplantıdan ayrılırken heyetten bir isim, “Bunların hepsi bir rapor halinde Sayın Başbakanımıza da mutlaka sunulacaktır, merak etmeyin” dedi, bunu da belirtelim.
SON SÖZ: O alanda İl Emniyet Müdürü Metin Aşık’ın ve emrindeki teşkilatın bu tavrını bütün gazeteci arkadaşlarım görmelerine rağmen inanıyorum ki, hiç birisi bunu yazmayacak ve polis korkusundan tepki vermeyecektir. Yine Donkişotluğu biz yapıyoruz. Bir işadamı arkadaşımız, “bunları yazarsan Emniyeti ve müdürünü karşına alırsın Allah korusun başına iş açılır” dedi. Bir gazeteci arkadaşımız da “gör bak bundan sonra arabana ne cezalar yazılır” dedi.
Demirden korksak trene binmeyiz diyemiyorum elbette bende kendi adıma kaygılanıyorum ancak bunları yazıp tepkimi koymazsam da sorumluluklarımı yerine getirmediğim inancı içimi kemirir. Başa gelen çekilir demekten başka da çaremiz yok!
