Konyalı Ahmet Özdemir’i kaç kişi bilir ki?

Nam-ı değer Kör Ahmet, doğuştan gözleri görmeyen bir yerel sanatçıdır.

Ud çalar, sesi de güzeldir.

“Haydi bizim evde şeker de lokum badem var…” türküsünü repertuarımıza kazandıran Kör Ahmet’i bir kez olsun dinlemenizi öneriyorum.

**

Haydiii bizim evdee şekeeer de lokum badem var;

Badem var badem var ammaann.

Yavaaş da yürüüüü arkamızda adeem var;

Adem var…

Vay amman ammaaan, yar kaşlar kemaaan;

Sevdiiirmeeedin gerdandan, gerdandan ammaaan!

**

Malum, seçim atmosferindeyiz.

Özellikle iktidar partisinde heyecan doruk noktaya ulaştı.

Kahramanmaraş’ın ilk büyükşehir belediye başkanı olmak için bekleyiş sürüyor.

Yeni kurulan iki ilçenin ilk belediye başkanı olmak için de yine aynı bekleyiş var.

İl genelindeki 12 belediye başkanlığı için önceki gün temayül yapıldı.

**

Güreşlerde eskiden çazgırlar şöyle bağırırdı, iki pehlivan çıktığında çayıra:

“İki pehlivan çıktı meydane,

İkisi de birbirinden merdane…

Allah Allah.. İllallah…

Koç yiğitlere alkışlarla diyelim maşallah…”

Ardından da o meşhur emri verirdi:

“Vur davulcu davulaaa…”

Sonrasında pehlivanlar çayırda başlar selama, peşreve…

Davulcu da büyük ihtimal Köroğlu’nu gümbürdetir.

**

Cumartesi günü AK Parti’nin temayül yoklamasının başlamasından önce KAFUM’dayız.

Eski fuar alanımızın kapısından içeri girer girmez bir renk cümbüşü karşılıyor bizi.

Her yanımızda boy boy posterler var.

Turuncu, mavi, beyaz renklerin ağırlıkta olduğu AK Parti bayramları var.

Aday adaylarının resimleri var.

Broşürler, el ilanları gırla gidiyor.

Sağımız solumuz aday adaylarının posterleri ile çevrili.

Erken gelen sırayı kapmış.

Kimileri geceden oraya gelmiş olmalı ki, posterler en baş köşelerde…

Kimileri geç kalmış, kıyıda köşede yer bulmuş kendilerine…

Şöyle bir etrafı kolaçan ediyoruz.

Karşılaştığımız aday adayları ile partili dostlarımız ile selamlaşıyoruz.

Partinin merkez ilçe eski yöneticilerinden Ali Aydın “Abi bir seni AK Partili edemedik” diyor, biz de “Olur inşallah…” karşılığını veriyoruz. Sarılıyoruz Ali ile adeta düşman çatlatırcasına…

**

Haydi bizim evde fıstıklı da lokum üzüm var;

Üzüm var üzüm var ammaan.

Benim de sana bir ufacık sözüm var

Sözüm var ammannn..

Vay amman ammaaan, yar kaşlar kemaaan;

Sevdiiirmeeedin gerdandan, gerdandan ammaaan!

**

Salondan içeri girdiğimizde önce bizi bir tül perde karşılıyor.

Perde, sandalyelerin hemen arkasına asılmış.

Perdenin önünde misafirlerin oturacağı sandalyeler var.

Davetliler, delegeler, oy kullanacaklar sandalyelere, tribünlere dağılmış.

Kadınlar sol tarafta, erkekler sağ tarafta kümelenmiş tribünlerde.

Oturma düzeninin ön tarafına doğru ilerliyorum, meslektaşlarım oraya toplanmış.

Selamlaşıyoruz, eskilerle-yenilerle..

Bu arada hactan gelen vekillerimiz Yıldırım bey ile Sevde hanıma ‘hayırlı olsun, Allah kabul etsin’ temennisinde bulunuyorum. Ardından da sayın başkanımız Mustafa Poyraz ile selamlaşıyorum.

**

Salon öyle ana-baba günü değil.

Bir düzen içerisinde insanlar yerlerini alıyor.

Tanışanlar, selamlaşıyor.

Hal hatır soruyorlar.

Biz de bu arada, basın için ayrılan bölüme yöneliyoruz.

Kürsüden biraz uzakta kaldık ama, olsun.

Birazdan anons duyuluyor. Tam anlaşılmıyor ama, anladığımız kadarı ile programın başladığı belirtiliyor.

Sunucu genç kürsüye birini davet ediyor.

Kim olduğu anlaşılmıyor.

Sesin ekosundan, salonun akustik düzeninin olmamasından.

Ama kürsüye gelenin Ekrem Erdem olduğu görülüyor.

Partinin teşkilattan sorumlu genel başkan yardımcısı konuşurken, ben bir şey anlamadım. Sanırım salonun yüzde 90’ı da anlamamıştır.

Erdem’e yakın olan basın mensubu arkadaşlarımızın ses kayıtlarını daha sonra dinlediğimizde bir şeyler anlıyoruz.

Yani salonun ses düzeni ‘kocaman bir sıfır’…

**

Erdem’in konuşmasının ardından da hemencecik oylamaya geçiliyor.

Oylamanın başlaması ile birlikte soluğu yeniden salonun dışında alıyoruz.

Belediyenin ikram çeşmesinden bardak bardak çorbalar dağıtılıyor, beraberinde de urup ekmek veriliyor…

Çorbayı ekmeği alan ‘bismillah’ diyor, ikram edenin ‘geçmişine fatiha’ okuyor.

**

KAFUM’dan ayrılırken kafamdaki soru işareti, sanırım herkeste de var olan soru işareti:

“Bu oylamadan en çok oyu kim alacak?”

Sonucu bilinmeyecek bir oylama.

Yarın aday gösterilmeyen aday adaylarından biri çıkıp “En çok oyu ben almıştım” derse kim ne diyecek?

Gerçi geçmişte burada açıklanan sonuçların da bir işe yaramadığını biliyoruz ya… Neyse..

**

Türkünün neresinde kalmıştık:

“Haydii yüce daaağ başınaaa çıkar bakaaarım,

Bakarım bakarım aman.

Deste de bağlar seleğimi saçaaarım,

Saçaarım ammannn….

Vay amman ammaaan, yar kaşlar kemaaan;

Sevdiiirmeeedin gerdandan, gerdandan ammaaan!”

**

Pardon:

Güreşler devam ederken cazgır şöyle diyor:

“Pehlivan pehlivaaaaaaan,

Üste çıktım diye sevinme,

Altta kaldım diye yerinme..”