Bazı insanlar vardır, makamdan çok daha fazlasını temsil eder.
Onlar bulundukları konumun değil, taşıdıkları vizyonun ve içlerindeki memleket sevgisinin insanıdır.
İşte Prof. Dr. Hakan Kamalak, tam olarak böyle bir isimdir.
Türkiye’nin en genç profesörlerinden biri olmasına rağmen, olgunluğu, sakinliği ve bilgiye olan derin saygısıyla etrafına güven veren bir bilim insanı. Diş Hekimliği Fakültesi Başhekimi olarak görev yaptığı süre boyunca sadece fakülteyi değil, şehrin akademik iklimini de değiştiren bir lider oldu.
Üstelik, bugün büyük bir gururla baktığımız Diş Hekimliği Fakültesi’nin kurucusu da kendisidir. Bu fakülte, Hakan Hoca’nın inançla attığı temeller üzerinde yükselmiş; onun vizyonuyla şekillenmiş bir ilim yuvası haline gelmiştir.
Hakan Hoca’yı farklı kılan şey, sadece mesleki başarıları değildir.
Onu özel yapan; insana, şehre ve geleceğe duyduğu samimi bağlılıktır.
Kahramanmaraş’ın topraklarında doğmuş, bu toprakların kültürünü, değerlerini ve insanını tanıyan bir evlat olarak; her zaman “buraya bir değer katmak” gayesiyle hareket etmiştir.
Yaptığı her işe “memleket sevdası” sinmiştir.
Fakülteyi sadece bir eğitim kurumu olarak değil, bilimin, nezaketin ve yeniliğin yuvası haline getirmek için gece gündüz çalışan bir isimdir o.
Proje üretirken yalnızca bugünü değil, on yıl sonrasını düşünen; öğrencilerin geleceğine, şehrin gelişimine, ülkenin bilim dünyasına katkı sağlayacak fikirlerle dolu bir vizyon taşır.
Yenilikçidir ama gelenekten kopmaz; teknolojiyi benimser ama insanı merkeze alır.
Onunla konuştuğunuzda ilk fark ettiğiniz şey kibarlığıdır.
Sizi dinlerken sabrı, anlatırken zarafetiyle karşılaşırsınız.
Bir yöneticiden çok bir lider, bir öğretmenden çok bir rehber gibidir.
Etrafındaki herkesin büyümesine, gelişmesine alan açar.
Ekibiyle birlikte attığı her adımda, bir hedef değil, bir inanç vardır:
“Daha iyi bir üniversite, daha güçlü bir şehir, daha umutlu bir gelecek.”
Diş Hekimliği Fakültesi’nde yürüttüğü çalışmalar, yalnızca bir fakültenin değil, bir vizyonun temel taşlarıdır.
Her projesi, sadece akademik değil, aynı zamanda insana dokunan bir yön taşır.
Hizmet anlayışı, laboratuvardan sınıfa, öğrenciden hastaya kadar herkese ulaşan bir iyilik çizgisidir.
Hakan Kamalak; bu şehrin yetiştirdiği, bu şehrin nefesiyle büyümüş, bu şehre yeniden hayat veren bir bilim insanıdır.
Bugün onun adını duyan herkesin zihninde tek bir cümle beliriyor:
“İyi ki bizim hocamız, iyi ki bu memleketin evladı.”
Kahramanmaraş’ın aydınlık yarınlarını konuşacaksak, o yarınların ışığında Hakan Kamalak gibi yüreğiyle çalışan insanların izi mutlaka olacaktır.
Bilimle yoğrulmuş bir gönül, bir şehrin kaderini değiştirebilir.
