Bu ne alaka böyle üç başlık olur mu ? diye soracaksınız.. biliyorum..

Sevgili hocam: Abdulhakim Eren , benim için özel bir anlamı olan bir maymun heykeli hediye getirdi..

Üçtane maymun: birinin ağız kapalı, birinde kulaklarını kapatıyor , birinde ise gözünü kapatıyor.. üçü üst üste ve bir anlamı var..

Bizim Basın’a sansür kitabının kapağı aynen böyle: Görmüyoruz, duymuyoruz, konuşamıyoruz.. bu maymunları seramikten yapan benim için yapmış.. olsa gerek hocamda görünce beni hatırlamış almış getirdi..

Birde Almanya da Bremen Şehrinde meşhur o Bremen mızıkacıları var..

Bremen Mızıkacıları

En üstü Horoz, altında kedi, Altında Kurt veya Köpek, altında ise Eşek heykeli..

Dördü bir olmuş sonunda ortaya : ünlü Bremen Mızıkacıları çıkmış..

O bir mesaj veriyor..

Bremen Mızıkacılarını gördüğünde veya onun filmini izlediğinde o mesajı alıyorsun..

Üç maymun üst üste : kulağı kapalı, gözü kapalı, ağızı kapalı !.. bir mesaj veriyor..

Bizim Basın’a sansür kitabımız da bir mesaj veriyor.. kapağı ayrı bir mesaj veriyor..

Her zaman ince düşünceli olan Abdulhakim Eren hocamız gitmiş görmüş resimlemiş sonra da bunu bizimle paylaştı.. neyi diyeceksiniz ?

Zerda dizisinin çekimlerinin yapıldığı Emiroğlu Aslanlı Konak giden hocam, bu konuya sahip çıkmamızı istedi..

Pazarcık ilçesi de Emiroğlu Çiftliğine giden sevgili hocamız Abdulhakim Eren, Aslanlı Konak da 2002-2004 de Tv dizisi ZERDA bir kısmının çekildiğini biz bu diziye de sahip çıkamadık.. Aslanlı konağı bile tanıtamadık” dedi.

Hatırlayanlar bilir: Filmin baş rol oyuncusu Ece Uslu ile Yavuz Bingöl paylaşmıştı. Âmâ Aslanlı konak’a biz sahip çıkamadık..

Biz çıkamayız: çünkü eleştirdiğin zaman muhalefet olarak görülüyorsun..

Eleştirmek ayrı bir olay, hakaret etmek ayrı bir olay !

Bizde kendini gazeteci sananlar: eleştirelim derken hakaret ediyorlar.. sonra da bu bir maharetmiş gibi anlatıyorlar.. cezaevine girerse Kahraman gibi çıkıyor..!

Düşünmek gerekir :

Bremen Mızıkacıları,

Üç Maymun

Basın’a sansür !..

Türkiye de özgürlük yok, ancak barbarlık var !..

Basın, Gazete, Dergi, Kitap, İnternet ve sanal alemde insanlar bir birine hakaret etmeyi , özgürlük sayıyorlar. Böyle özgürlük olmaz bunun adı barbarlıktır..

Kim olursan ol: ister Cumhurbaşkanı istersen , köyde çoban, yada gazeteci, yada müdür , memur kimseye hakaret etmeye hakkın yoktur.. hakaret etmek özgürlük değildir..

Hakaret ederek : ben özgürüm diyemezsiniz..

Bunun adına : özgürlük denmez barbarlık denir..

Beni veya 78 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları içinde bir kişiye herkes sevemez.. böyle olsa A veya B Partisi halkın yüzdü yüz oyunu alır..

Ben kendim için söylüyorum:

İnternetten, gazeteden , sanal alemde yazımı okuyan okuyucularımın yüzde yüzü beni sevmesi mümkün değil , eğer seviyorsa burada bir yanlışlık var demektir..

Eleştiren , sevmeyen olacaktır..

Sevenler fazla ise yüzde 51 ise ben başarılıyım demektir..

Bizde bir iş yapan: hemen eleştirilmez- “hakaret “ edilerek , eleştirdiğimizi sanırız.. oysa eleştirmek ayrı bir konu, hakaret etmek ayrı bir konu..

Bilmeden : yazmak da çok tehlikeli..

İftiranın sonu çok kötü :

Bir arkadaşımız bana gelerek: tanımadığım samimi olmadığım sadece şahsen tanıdığım birinin bana küfür ettiğini, hakaret ettiğini söyledi..

Düşündüm.. olur mu ? , olabilir ama ben ona bir şey yapmadım, o beni tanımaz bende onu bu bir iftira ve dedi kodu olabilir diyerek gülüp geçtim..

Şehrimiz okumadığı için : Dedi kodu çok fazla yapılıyor..

Fitne çok fazla yayılıyor: İnsanımız iyilikleri yaymak için çalışma yerine, fitne yayıyor.. oysa iyilik yaymada yarışmamız gerekir..

Düşünmek gerekir :

Bremen Mızıkacıları,

Üç Maymun

Basın’a sansür !..

İyi günler..