25. Dönem Milletvekilliği Seçimleri için geri sayım devam ediyor.
Partiler, aday belirleme yöntemlerine göre çalışmalarını sıkı bir şekilde sürdürürken; aday adayları da yeni dönemde 'milleti temsil etmek' için gayret gösteriyor.
AK Parti'de, CHP'de, MHP'de ve diğerlerinde aday adaylarının yoğun çalışması dikkat çekiyor.
Meraklı bir bekleyiş var, aday adaylarında...
Ancak, 7 Nisan'da aday listelerinin açıklanması ile bu bekleyiş sona erecek.
Kimler listelere girecek, kimler listelerin dışında kalacak; bunu zaman gösterecek elbette.
Şimdiden 'şunlar, bunlar listede...', 'şunlar, bunlar listeye giremez...' diyebilmek için biraz kahin olmak gerekiyor.
Biz de kahin olmadığımıza göre, bir şey diyemeyiz.
**
Kahramanmaraş, son üç dönemde olduğu gibi; bu dönemde de 8 ismi TBMM'ye gönderecek.
Bunların kaçı AK Parti'den, kaçı MHP'den, kaçı CHP'den olur bilinmez.
Kamuoyu, bu seçimi farklı olarak değerlendiriyor.
Hem de AK Parti'nin Türkiye'deki kalelerinden biri olan Kahramanmaraş'ta da bu böyle değerlendiriliyor.
AK Parti'nin beklediğini bulamayacağı konuşuluyor, bu kez!
Muhalefetin, yani MHP ve CHP'nin bir sıçrama yapacağı da sokakta konuşuluyor; dillendiriliyor.
Sonuç için şimdiden bizim söyleyeceğim söz "inşallah hayırlısı olur" demektir.
**
CHP, Kahramanmaraş'ta 'teşkilat kontrolünde' bir ön seçim yapacak.
23 Mart'ta, teşkilat üyeleri sandığa gidecek ve gönlündeki isimlerden 4 tanesini listeye yazacak. CHP'nin sandığından kimler çıkar? Belli değil.
Mevcut milletvekili Durdu Özbolat'ın aday adaylığı başvuru tercihini Ankara'dan yapması ile CHP'de dengeler mutlaka değişeceğini gösteriyor. Her ismin kendine göre bir umudu var. Her aday adayının destekçilerinin de kendine göre bir umudu olduğu da kesin.
CHP'nin Kahramanmaraş milletvekili olmaya namzet isimleri, beklenenin üzerinde sayıya ulaştı.
İl Başkanı Esat Şengül, bu teveccühün CHP'nin iktidar yolunu açacağı düşüncesinde.
Bu düşüncesini de, aday adayları tanıtımlarında ve basın toplantılarında dile getiriyor. Şengül, iktidar yolunda umudunu her geçen gün de yeniliyor.
Merkez ilçe diye tabir edilen metropol ilçelerimiz Onikişubat ve Dulkadiroğlu İlçe Başkanları da yani Ünal Ateş ve Barış Antürk ise her zamanki gibi çalışmalarını sıkı sürdürüyor.
**
CHP'nin aday adayları arasındaki bazı isimler dikkat çekiyor.
Bunlardan biri de, serbest avukatlık yapan ve bir dönem de il yönetiminde yer alan Eylem Çağraş.
Kendisi ile bir araya gelip iki kelam etme şansımız olmadı.
Sadece, bir kaç gün önce koordinatörlüğünü yürüttüğüm Kanal Maraş'ı ziyaret etti. Geldiğinde 'hoş geldiniz' dedim, giderken de 'güle güle' deme şansım oldu.
Mehmet Fiskeci abimiz şöyle yazmış; Eylem Çağraş için:
"İlk kez gördüğümde, aday adaylığını açıklarken söylediklerini can kulağı ile dinlediğimde, avukatlık mesleği bir yana, onun boş biri olmadığını düşündüm.
Şık giyimliydi, her ne kadar söylediklerini yazılı kâğıttan okuduysa da, insanların gözlerinin içine baktığında, güven veren yanı ortaya çıkıyordu.
Basın metnindeki cümleler, vurgulamaya çalıştığı konular, özellikle iktidar kanadını eleştirir ve ülkenin genel sorunlarına değinirken, kullandığı cümleleri içimden alkışlamadım desem yalan olur. O konuştukça, daha çok sevmeye başladım, kanım ısındı diyebilirim.
Gençti, idealist birine benziyordu. Duruşu bile farkını ortaya koyuyordu."
Eh... Bir üstad bunları söylüyorsa, bize de şapka çıkarmak düşecek.
**
Benim asıl üzerinde durmak istediğim ise Eylem Çağraş hanımın, söyledikleri.
'Niçin aday adayı oldunuz?' sorusuna verdiği cevap, bizleri de düşünmeye sevkediyor bir yandan:
"Ben bir anneyim. Çocuklarımla ilgili, geleceğimizle ilgili kaygılarım var. Korkularım var. Çocuklarımıza nasıl bir ülke hazırlandığını hayal ettikçe, nelere mal olacağını düşündükçe dehşete kapıldım. Bu noktada sadece korkmayıp, elimi taşın altına koymak gerekliliğini düşündüğüm aday oldum."
Eylem Çağraş, 'ben bir anneyim' vurgusu yapıyor.
Tüm anneler gibi, Eylem hanımında çocukları ile ilgili kaygısının olması doğaldır; ama ülkenin içinde bulunduğu durumu bir hukukçu gözüyle 'dehşete kapılma' ifadesi ile özetlendirmesi de ayrı bir düşünceyi ortaya koyuyor.
Hem anne, hem hukukçu... Hem eş, hem bu şehirde yaşayan bir isim Eylem Çağraş...
Elbette kaygılı olur, elbette dehşete düşer.
Bakın siz şimdi:
"Bu şehirde bir trafik çilesi var. Bu şehirde hizmet alamayan yoksulların dramı var. İlçelisinin, eski tabirle köylüsünün (şimdiki tabir kırsal mahalle) sıkıntıları var. Ekinözü, Nurhak, Çağlayancerit, Andırın gibi ilçelerin gerekli hizmeti alamadığı ortada. Bu ilçelerimiz adeta bir köy görüntüsünde desek, yalan olmaz."
Bu tespiti sokaktaki, Kahramanmaraş'ın herhangi bir bölgesinde yaşayan herkes yapıyor.
Bu sorunların çözümünü getirecek isimlerin de TBMM'de varlığı gerekir, diye düşünmekteyim.
**
Eylem Çağraş'ın ifadelerinde beni etkileyen şu oldu:
"Ben bir anneyim, çocuklarımın geleceği ile ilgili endişeliyim."
"Gelecekteki ülkeyi düşündükçe dehşete kapılıyorum."
Hangi anne, hangi kadın, hangi baba, hangi erkek olaya bu yönü ile baktığında endişeye kapılmayacak?
Yolun açık olsun Eylem Hanım.
Dilerim, hem kendi çocuklarınız hem de bu ülkenin çocukları için korkulmayacak ve dehşete kapılınmayacak bir gelecek için mücadelenizi sürdürürsünüz.
Mehmet Fiskeci üstadın iddiası da yabana atılmayacak:
"Benim adım da Mehmet Fiskeci ise, ilk sıra bir bayana verilecek bu kez. Kim bilir, belki de bu isim sayın Eylem Çağraş'tan başkası olmayacak."
Bir kez daha yolunuz açık olsun, Eylem hanım.