Yine Kahramanmaraş’ın kanayan yarası…
Yine her zaman ki gibi, söylenip de sadece lafta kalması…
Bir türlü icraat anlamında bir dirhem yol alamadığımız şeyler…
Hemen hemen her dönem öncesi, Kahramanmaraş için şunu yapacağız, şu sorumlulukları biliyoruz, sosyal sorumluluklarımızın da farkındayız diye söylenirken, aslında istediklerimizi alıncaya kadar olduğunu bildiğimiz halde yine aynı bildiğimiz yolda devam etmek…
Bu şehrin marka değerlerine bir türlü sahip çıkamamak…
Her defasında istediklerimizi alana kadar yaptığımız hezeyanlar sonrası, bu memleketin onurunu, gururunu, şerefini bir kenara atıp, menfaatlerimiz doğrultusunda hareket etmek…
Bu kadar vatandaşın, beklentisini umursamayıp, karizma karaktersizliğine soyunmak…
Sonra çıkıp yok efendim, şu sebeptenmiş de, vay efendim böyle olmadığı içinmiş de kıvırmaya çalışmak…
Bu memleketi tanıtmak için binlerce takla atmak, ama ne yazık ki bir türlü bu memleketin daha hala Güneydoğuda değil de Akdeniz bölgesinde olduğunu bile anlatamamak…
Beceriksizliğimizin üzerini umursamaz yaftalarımızı örtbas etmek için, sosyetik mamullerle makyajla kapatmaya çalışmak…
Bir türlü şu veya bu sebeplerden dolayı, farkında olmadığımız mücevherlerden veya hazineden, hatta yakalayıp da pervasızca, riyakarca harcadığımız fırsatları anlama kabiliyetinden yoksun olmak…
Her fırsatta özellikle seçim dönemlerinde bin-bir takla atılan vatandaşın önünde verilen sözler ancak seçimden sonra bırakın kapısından geçmeyi şehrin sınırlarından uzak durmak…
Çok yazık, hakikaten çok yazık, birileri gerçekten önemli bir icraat yapacaksa bu icraatı engellemek, boynuzu kulağı geçmesin diye engeller, çıkarmak çelmeler takmak…
Hani seçim dönemine kadar kimsenin umursamadığı, seçim sürecinde maçlarını kaçırmadığınız, statta bazı yalakalara veya üç-beş kuruş verip kendi kendinize çiçekler böcekler verdiriyorsunuz yaa… Hah tamda ondan bahsediyorum işte…
Hani neredesiniz, yine kayıpsınız, alakasızsınız, mumla çırayla arar olduk yine…
Vay efendim; biz şöyle olursak, böyle olur… Biz bu makama gelirsek sizlere ve bu memleketin değerlerine sahip çıkarız, çıkartırız, destekleriz, biz hizmet için varız diyenler…
Hani nerdesiniz, veya hatta…
Her defasında Kahramanmaraş’a yatırım yapıp, Kahramanmaraş’ın tanıtımı için şu kadar para ve emek harcıyoruz diyenler…
Ya bir kere şu elinizdeki markanın ve değerin bir kıymetini bilin hele, bir şu dünya genelinde bir şehrin gelişmesi ve tanıtımı için en büyük faktörün spor olduğu şu dönemlerde, futbol takımlarının o şehirlere kattığı değerlerin paha biçilmez oldu şu dönemlerde biz neden hala kendimizi yırtıyoruz, yıpratıyoruz ki…
Yeni sezonda, gelecek yılın planlarını yapan bu memleketin en önemli değeri olan bir takımımız var, bir kulübümüz var. Ancak bunu anlayacak, kıymetini bilecek sanırım küçücük bir beynimiz bile yok… (İstisnalar hariç, bazı çevrelerden, kısmen yani bir nebzede olsa desteklendiğini duyuyoruz.)
Bu güne kadar bu konuda neler yazmadık ki, kimleri eleştirmedim ki…
Ama hala yine aynı nakaratta ve aynı havada neyin kafasını yaşadığımızın bile farkında değiliz veya umursar değiliz…
Sonra çıkıp bazen diyarlar ki ağır yazıyorsun, çok sivri yazıyorsun, ben bu milletin acısını, sancısını kime nasıl en ağır şekilde hissettirebileyim ki?
Kahramanmaraşspor kulüp olarak yeni sezonda çok ciddi yatırımlar yapmak istiyor, önümüzdeki yıl şampiyonluk ve önemli başarılar elde etmek için. Ancak eldeki avuçtaki olan kaynaklarla ancak belirli bir yere kadar hedef koya biliyor.
Onun dışında bu memleketin hizmetkarları var ya hani, onlar herhangi bir destek ve yardım yapmayınca olacak olan bu kadar yani… Sonra çıkıp bunlardan bir şey olmaz diye lakayıklaşmayalım lütfen…
Elimizde Kahramanmaraşspor gibi bizim onurumuz, gururumuz, şerefimiz hatta namusumuz varken, siz neyin çabasındasınız, neyin mücadelesindesiniz…
Hani nereye hizmet ediyorsunuz, kimi tanıtıyorsunuz…
Acaba kimlere sahip çıkıyorsunuz…
Hadi yapın bir yardım da, bir sponsor olunda görelim hizmetinizi veya memleket sevdanızı…
Şu ana kadar her zamanki gibi yine aynı nakaratlarınız çalıyor farkında mısınız, yoksa siz bizimle dalgamı geçiyorsunuz, anlamadık ki?