Sevgili okurlar, özelikle son yılların en gözde kavramı demokrasi olmuştur. Sabahtan akşama herkesin dilinde demokrasi. 12 Eylül darbecileri de her gün Atatürk’ten söz ederdi. Milleti kusturacak hale getirmişlerdi. Zaten sonunda anlaşıldı ki, Atatürk diye diye meğer Atatürk’ü milletin zihninden silmeye çalışıyorlarmış da haberimiz yok…

Geldiğimiz nokta bunu kanıtlıyor  durumdadır. Şimdiki sözde demokrasi havarilerinin lafları sonucu bu olacak diye düşünmekteyim.

Demokrasi bir ülke toplumunun yaşam biçimidir. “Ben demokratım” deyince demokrat olmuyor maalesef.

Önemli olan olaylar karşısında alacağınız tavırdır. Lafa gelince herkes demokrat olduğunu söyleyebilir, ama sıra uygulamaya gelince işler değişir anında.

Hep bildik konulardan değil, iki farklı olaydan yola çıkarak örnek vermek istiyorum. Çünkü bu örnekler ağızlarından demokrasiyi düşürmeyenlerin, basit bir olay karşısında nasıl duvara tosladıklarının resmi bana göre.

İşin aslı şudur ki AK Parti tabanı, bütün demokratik söylemlere rağmen, demokrasiyi sadece kendi görüşlerinin benimsenmesi ve savunulması olarak görüyor. Bunun dışında kalan her şeye sırt çevrilebilir. Beğenmedikleri kişilerin ne demokratik hakları, ne kişisel mahremiyeti kalabilir.

 Milli güvenlik derslerine ne oldu…

Türkiye’ye “yeni “ sıfatı ekleyerek kendilerini daha demokrat sananlar, adeta kafayı yemiş biçimde bir “sivilleşme” tutturmuşlar ki, evlere şenlik olduğu apaçık ortadadır.

Bazı kesimlerin sevinç kaynağı da 1926 ‘dan bugüne kadar  yer alan liselerdeki milli güvenlik derslerinin kaldırılmış olmasıymış. Biraz daha sivilleşiyormuşuz göye.

Başbakan Erdoğan’da Önceki gün TRT  1’de yayınlanan Ulusa seslendi. Erdoğan,  Milli güvenlik dersinin Avrupa ülkeleri arasında sadece Polonya ve Türkiye’de uygulandığını hatırlattı ve bu dersin AB uyum yasaları gereği Milli eğitim Bakanlığı Müfredatından çıkarıldığını söyledi.

“Yeni müfredat” mevcut Milli eğitim’in felsefesinin değişmesi anlamına geliyor.

“Sivil” kafalar, milli güvenlik derslerine üniformalı subayların girmesini “öğrencileri orduya özlemle bağlamak” olarak niteliyorlar sanırım.

Eskiden beri hiçbirimiz milli güvenlik dersindeki komutan hocanın üniformasından etkilenip de askerliği falan sevmedik, keyiften göbek filanda atmadık ama, bu ordu bizim ordumuz, ağabeylerimiz, kardeşlerimiz, Amcamız, dayımız, komşumuz, akrabalarımız değimlidir. Bu ordu dünyanın sayılı ordularından bir değil mi? Bu ordu başka bir ülke vatandaşından oluşan bir ordu mu? değil, kendi içimizden çıkan ordudur. İste sekte isteme sekte sevmek zorundayız.

O üniformalı komutan hocalar da bizimdi.

Kalkması iyi mi oldu? Evet. O başka konu. Ama bazılarının zannettiği gibi daha sivil olduk diye değil, böyle bir dersin ortadan kaldırılması kime yarar sağlar? Bunu anlamak mümkün değildir.

Bu ülkede demokrat olmak öyle kolay değildir. Sözde demokratmış gibi gözükenler bu günlerde “zil” takıp oynuyorlar, gülüp eğleniyorlar olsun son gülen iyi gülermiş…